Ah Bu Töreler Seks Hikayesi! (4) (Osman 30 Y., Konya)
Sabah uyandığım zaman saat altı gibiydi, karım halen
yatıyordu. Banyoya geçip duşu açtım ve sıcak suyun
altına girdim. Banyodan sonra traş oldum,
çıktığım zaman henüz kimse uyanmamıştı.
İçimdeki şeytana uyup kızların odasına doğru
yürüdüm. Kapı geçen geceki gibi hafifçe aralıktı. İçeriye
bakınca kızların ikisinin de mışıl
mışıl uyuduğunu gördüm. Odaya geri döndüğüm zaman
karım uyanmış, giyiniyordu. Yine paçalı
külotu vardı üzerinde. Onun üstüne basma eteğini giyip, çiçekli bir
gömlek giydi. Başını arkadan bağladı ve "Ben
kahvaltıyı hazırlayayım." diyerek mutfağa geçti. Karım
aslında biraz bakımla güzelliği ortaya çıkacak bir
kadındı. Ona elbiseler, iç çamaşırları alma fikri o an
geldi aklıma.
Kahvaltı yaptıktan sonra kızlarla arabaya atladık.
Esra'yı okula bıraktıktan sonra Özge ile işe gittim.
Diğerleri henüz gelmemişlerdi. Aklımda karışık
düşünceler vardı. O anda Özge'ye baktım. Hafif bir makyaj
yapmıştı. Boyu 1.65 kadar vardı, ama şimdi
ayağındaki topuklularla beraber neredeyse 1.75 olmuştu.
Aynı zamanda dolgun hatlı bir kızdı, 70 kilo vardı
belki. Uzun ve bol mavi eteğinin üstüne, beyaz bir gömlek giymişti,
gömleğin içinde ip askılı beyaz bir bluzu vardı, sutyenin
askıları da belli oluyordu. Başına da eteği ile
aynı renk bir türban takmıştı. Ona, "Niye böyle süslendin?"
diye azarlarcasına sorunca ürktü, "Şey, ee..." falan deyince daha da
kızdım. "Burada sadece erkekler çalışıyor. Giyimine
kuşamına dikkat et. Birdaha makyaj falan yok!" dedim. Bana bakarak
ağlamaklı bir sesle, "Ben senin için yaptım. Diğerleri beni
ilgilendirmiyor. Yoksa beğenmedin mi?" dedi. Gözlerinden yaşların
süzüldüğünü gördüm. Gözüne sürdüğü iki parça boya şimdi
yanaklarından akıyordu. Bu sefer kendime kızdım. Ama
cesaretine de şaşırmıştım. Bana açık
açık ilanı aşk ediyordu.
"Ben senin annenle evliyim. Geçen gece olanlar bir hataydı!" diye
kendisine yem atınca, "Hayır, böyle söyleme. Ben seni seviyorum.
Annem çok şanslı bir kadın. Onun yerinde olmak isterdim!" dedi.
Annesiyle evli olmam onun için önemli değildi. Beni sevdiğini söylüyordu.
Diğerleri her an gelebilirdi, o nedenle ters bir şey
yapmamalıydım. "Lavaboya geçip yüzünü temizle, istersen makyaj yap
yeniden!" dedim. Gülerek içeri geçti. Biraz sonra da diğerleri geldiler.
Aslında bu kadar kızmama gerek yoktu. Diğer çalışanlar
hem akrabaydı, hem de Özge'nin kim olduğunu iyi biliyorlardı.
Kalkıp ona yan gözle bakmayacaklarını çok iyi biliyordum, ama
yine de onu kıskanmıştım.
Akşam altı gibi paydos ediyorduk. Elemanlar tek tek
çıktılar. Ben Özge ile kaldım. Onu sikmek için yanıp
tutuşuyordum. İşyerinin kapısını içerden
kilitledim. Özge ise masasında notlarına bakıyordu.
Yazıhanem içerde kalıyordu. Onu elinden tutup kaldırdım. "Nereye?
Çıkıyor muyuz?" diye sordu. Cevap vermeden onu yazıhaneme
soktum. Özge her şeyi anlamıştı. Onu kucakladığım
gibi masamın üzerine oturttum. Ardından dudaklarına
yapıştım. "Dudaklarını serbest bırak!" deyip,
alttaki etli dudağını emmeye başladım. Dilimi
ağzının içine soktum. Dudaklarını küçük küçük
ısırıyordum. Dudaklarının üzerindeki, çenesindeki hafif
tüyler dudaklarıma batıyordu.
Ellerimi gömleğinin üzerinden memelerine attım. Onları
sıkmaya, okşamaya başladım. Özge hafif hafif inlemeye
başlamıştı. Gözleri sürekli kapalıydı. Bir elimi
eteğinin içinden soktum ve kalçasını avuçladım. Hafif tüylü
dolgun kalçasını okşadıkça yarağım da pantolonumu
yırtacakmışçasına zorluyordu. Karşısında
soyunup çırılçıplak kaldım. Özge havaya dikilmiş
haşmetli yarağıma bakıyordu. Uzun ve kalın bir sopa
gibiydi; ben bir şey demeden elini yarağıma attı ve
okşamaya başladı. Ben ellerimi kalçalarıma atmış,
Özge yarağımı okşuyor ve sürekli kıkır
kıkır gülüyordu. İnce, narin parmakları
yarağımın yanında küçücük kalıyordu. Çok büyük zevk alıyordum.
Daha sonra masanın önündeki kanepeye oturdum. Yarağımı
tuttum, bacaklarımı açtım ve Özge'ye eğilmesini söyledim.
Özge masadan indi ve önümde eğildi ama bu şekilde dengede
duramadığı için diz çöktü. Emirlere itaat eden bir köle gibiydi,
ne desem yapıyordu. Başını tuttum ve "Yaklaş!" dedim.
Özge kanepenin minderlerinden tutundu, bana doğru daha doğrusu
yarağıma doğru eğildi. "Ağzını aç!" dedim
fısıldar gibi. Bana bakınca başparmaklarımla
yanaklarını okşadım ve "Hadi, aç ağzını!"
dedim tekrar. Ağzını hafifçe aralayınca başından
tutarak onu yarağımın kafasının önüne daha da
yaklaştırdım ve "Yala!" dedim bu kez, "Dondurma yalar gibi yala!" dedim.
Özge çekingen bir tavırla diliyle yarağımı yalamaya
başladı. Yarağımın kafasına attığı
dil darbeleri beni inanılmaz tahrik ediyor ve azdırıyordu. Bir
süre sonra çekingenliği gitti ve bu kez dudaklarıyla emmeye
başlamıştı. Bir taraftan yalıyor, bir taraftan
emiyordu; gözlerimi kapatmıştım, ellerimle başını
okşuyordum sürekli. Ellerini dizlerimin üzerine koydu ve bu şekilde
yalamaya devam etti.
Bu şekilde giderse kısa sürede ağzının içine
patlayacaktım, ama bunu yapmaya hiç niyetim yoktu. Başını
tuttum ve yavaşça geriye ittim. Özge yarağımı bırakmak
istemiyor gibiydi. Bu hali hoşuma gitmişti. Dudaklarına
sürdüğü ruj yarağımın kafasını boyamıştı.
Onu kollarından tutup kalkmasını söyledim. Onu
kaldırıp bu sefer kanepeye oturttum. Önünde diz çöktüm.
Bacaklarını ayırdım ve uzun eteğini yukarı
sıyırdım. Karşımda beyaz kalçaları,
bacakları belirince yarağım iyice tavan yaptı.
Bacaklarında alınmamış tüyler vardı.
Kalçalarını emmeye ve yalamaya başladım. Tüyler hafif hafif
dudaklarıma batıyordu. Özge derin derin inliyor, saçlarımı
okşuyordu sürekli. Dilim yavaş yavaş kasıklarına
yaklaştıkça inlemeleri çoğaldı. Minik, dantelli, beyaz bir
külotu vardı. Amının kılları üzerinden belli oluyordu
ve kasıklarında da siyah kılları, tüyleri vardı. Özge
güzel ve alımlı bir kızdı, ama pek bakımlı
değildi. Külotunun üzerinden parmaklarımla amını yoklamaya
başlayınca, "Imm, ıhh!" diyerek inledi ve inlemeleri sürekli
hale geldi. Parmaklarım amının üzerinde, kasıklarında
dolaştıkça saçlarımı çekiyordu.
Yavaşça külotunu kenarlarından tutup sıyırdım ve
bacaklarından çıkardım. Amı ıslanmıştı,
am dudaklarına yumulup emmeye başladım. Neredeyse o pozisyonda
boşalacaktım. Özge'nin inlemeleri zaman zaman
çığlıklara dönüşüyordu. Amının üzerindeki
kıllar ağzıma batıyordu. O nedenle daha fazla devam etmek
istemedim. Bir dahaki sefere ona temizlenmesi gerektiğini söylemem
gerekiyordu. Doğruldum ve yarağımı tutarak tekrar yalamasını
istedim. Özge bu sefer iştahla yarağımı emiyor,
yalıyordu. Sanki acelesi varmış gibiydi. Yarağıma iki
eliyle sarılmış, başını ileri geri hareket
ettirerek emiyordu. Ona, "Tamam, bu kadarı yeterli!" diyerek kendimi geri
çektim. Ayağa kaldırdım ve masaya domalttım.
Elleriyle masanın kenarından sıkıca tutunmuş, ara ara
arkaya bakıyordu. Eteğini beline sıyırdım ve
bacaklarını ayırmasını söyledim. Göt
yanaklarını tutup yoğurmaya başladım. Özge, "Ahh,
ımm, ığhh!" diye diye inledikçe götüne girmek için
sabırsızlanıyordum. Göt yanaklarını ayırınca,
siyah bir çukura benzeyen kıllı göt deliği göründü. Götünün
kenarlarına parmaklarımla dokunmaya başlayınca, "Uhh,
ımm, ayy!" diyordu. Geçen gece olduğu gibi orta
parmağımı yavaşça deliğine sokmaya başladım.
İlk boğumuna kadar kolayca girmişti, bundan sonra yavaş
yavaş sokmaya başladım. Özge deli gibi inliyor,
başını sağa sola atıyordu. Parmağım
deliğinin içine köküne kadar girince içinde gidip gelmeye ve çevirmeye
başladım.
Bu arada diğer elimle de amını ovalıyordum. Amı
vıcık vıcık sulanmıştı, göt deliğinin
ağzı da terden sırılsıklam olmuştu.
Parmağım artık göt deliğinin içinde daha rahat hareket eder
olmuştu ve hızlı hızlı sokup çıkardıkça Özge
deli gibi inleyip, çığlık atıyor ve nefesi
kesilecekmiş gibi soluk alıp veriyordu. Götünün deliğinde birkaç
dakika boyunca parmağımla genişletme çalışması
sonuç vermişti. Şimdi işaret parmağımı da
beraberinde soktum. Özge'nin göt deliği lastik gibiydi. Parmaklarım
içine girdikçe delik açılıyor, çıkardığım zaman
hemen kapanıyordu. Özge'nin inlemeleri içeriyi doldurmuştu.
Parmaklarımı deliğinden çıkardım.
Çırılçıplak halde lavaboya gidip ellerimi bol sabunla
yıkadım. İçeriye elimde sıvı sabun şişesi
ile dönünce Özge'yi ayakta üzerini toparlarken gördüm. "Ne yapıyorsun?"
diye sorunca, "Bitmedi mi? Eve gitmiyor muyuz?" diye sordu. "Hayır, daha
yeni başladık! Hadi eğil, hadi korkma, canını yakmam!"
dedim. Elimdeki sıvı sabunu kastederek, "Ne yapacaksın onunla?"
diye sordu. "Sen eğil, öğrenirsin şimdi!" dedim.
Dediğim gibi tekrar masanın üzerine eğildi ve kenarlarından
sıkıca tutundu. Sürekli bana bakıyordu ve korktuğu
anlaşılıyordu. "Ben bakireyim, lütfen yapma!" deyince, "Merak
etme, yine bakire olarak kalacaksın!" dedim. Eteğini yukarı
sıyırınca gördüğüm manzara inişe geçmiş
yarağımı tekrar kaldırmaya yetti. Elime bol miktarda
sıvı savun döküp yarağımı sabunlamaya başladım.
Ardından bir miktarda göt deliğinin ağzına döktüm ve
parmağımla içine yedirmeye başladım. Yarağım ve
göt deliği kaygan bir hal almıştı. Yarağımı
yavaşça kafasından tutarak göt deliğine bastırmaya
başladım.
Özge devamlı başı arkada, "Ay, ah, yapma, çok günah, ah, yapma!"
diyordu. Ama onu bu akşam götünden sikmeden bırakmaya niyetim yoktu.
"Korkma, canını yakmam!" diyerek onu sakinleştirmeye
çalışıyordum. Ama o aynı şeyleri söylemeye devam
ediyordu. Yarağımın kafası yavaş yavaş götünün içine
girmeye başladıkça daha çok bastırmaya başladım.
Kıllı göt deliği vakum gibi yarağımı
sıkıyordu ama gittikçe açılıyor, açıldıkça da
içine daha çok giriyordum.
Bir süre sonra yarağım neredeyse yarısına kadar içine
girmişti ki, Özge'den deli gibi sesler yükselmeye
başlamıştı. Bana sürekli çıkarmam için yalvarıyordu.
Ama ben kalçalarından tutarak zorlamaya ve içine girmeye
çalışıyordum. Gittikçe hızlanmaya başladım. Özge
yerinde kıpırdanıyor, götünü sağa sola çeviriyordu. Bu da
götünde rahat gidip gelmeme engel oluyordu. Onu kalçalarından daha
sıkıca tuttum ve daha çok bastırmaya başladım. Masam
sağlamdı ama yavaş yavaş sallanmaya
başlamıştı. Özge sıkıca tutunmuş, masaya
yapışmış gibiydi. İnanılmaz bir zevk alıyordum.
Daha önce para karşılığı bir kadının götünü
sikmiştim, ama göt deliği amı kadar genişlemişti ve
içine girip çıkarken hiç zorlanmamıştım. Ama şimdi
delik yarağımı sıktıkça aldığım zevkte
bir o kadar artıyordu.
Özge'nin inlemeleri ve çığlıkları yavaş yavaş
azalmış, bununla birlikte götüne daha kolay ve zorlanmadan girer
olmuştum. Deliğin yarağıma yaptığı
baskı boşalmamı geciktirmişti. Boşalacağıma
yakın yarağımı götünden çıkardım, o anda delikten
'Zort!' diye bir ses geldi. Yarağımla birlikte içine giren hava
böylece deliğinden çıkıyordu. Deliğin ağzı az
önceki gibi kolayca kapanmamış, biraz açık kalmıştı.
Yeniden içine girdim ve gidip gelmeye başladım.
Bu şekilde birkaç dakika Özge'yi götünden siktim ve nihayetinde
inanılmaz bir zevkle boşaldım. Yarağım halen götünün
içindeydi, bir süre daha içinde kaldım. Yarağımı
çıkardığım zaman döllerim deliğin ağzından
akmaya başlamıştı ve deliğin içine giren hava,
döllerimin üzerinde küçük hava kabarcıkları oluşturuyordu.
Masanın üzerindeki kağıt mendilden bolca aldım ve akan
dölleri, kalçalarını iyice sildim, temizledim. Aynı şekilde
yarağımı da sildim.
Sonra birlikte giyindik ve toparlandık. Özge'nin acı çektiği yüzünden
belli oluyordu. Ona, "Bir zaman sonra geçer, korkma!" dedim. Bana cevap
vermedi. Birlikte dükkandan çıkıp arabaya bindik. Özge koltuğa
oturdu ama, "Ay, ah!" diye diye söylenmeye başladı. Ben yine aynı
şekilde kısa zaman sonra acılarının biteceğini ve
bundan sonra acı çekmeyeceğini söyledim. Özge eve kadar
kıvranıp durdu. Arabada ona, "Vücut temizliğini ihmal
etmişsin!" dediğimde hafifçe kızardı,
utanmıştı. Bana, "Ben kendim yapamıyorum, tüylerimi normalde
annem alıyor. Ama o da son zamanlarda seninle evlenecek diye beni ihmal
etti!" dedi. Sonra da, "Anneme söylüyorum ama şu aralar da aklı bir
karış havada!" deyip güldü. Neden güldüğünü
anlamıştım. Sonra bir ara, "Annemle de böyle yapıyor musun?" diye sordu.
"Neyi yapıyor muyum?" dedim. "Şeyi işte, anlasana!" dedi. Ben yine, "Anlamadım?"
diye cevapladım. Bunun üzerine oflayıp pufladı ve
ağzındaki baklayı çıkardı, "Annemi de götünden sikiyor
musun?" dedi. Ona baktım ve "Hayır!" dedim. Eve gidene kadar bir daha
konuşmadık. Özge alınmış gibiydi, annesini götünden
sikmediğime içerlemişti sanki.
Eve geldiğimiz zaman karım, "Ay, nerede kaldınız? Merak
ettim!" dedikten sonra, Özge'ye bakıp, "Neyin var kızım? Ne oldu?"
diye sorunca, ben hemen, "Yok bir şeyi, öğlen yediği yemek biraz
midesini bozdu!" dedim. Özge birşey demeden odasına girdi. Biz
akşam yemeğini yerken Özge bize katılmadı, o sırada
banyoya girip duş aldı. Annesi, "Bu kızda bir şeyler var!"
diyerek söyleniyordu. Yemekten sonra ben de duşa girdim.
Çıktıktan sonra içerdekilere, "İyi geceler!" diyerek yatak odama çekildim.
Yatağa girmiştim ki karım içeri girdi ve "Hayırdır,
sen de mi rahatsızsın?" dedi. "Yok birşey, sen yatmıyor
musun?" dedim. "Gelirim birazdan..." diyerek içeri geçti. O sırada ben
uyumuşum. Gecenin bir vakti uyandığımda, karım
yanımda, bana sarılmış halde uyuyordu...
[Osman]
Ah Bu Töreler Seks Hikayesi!
Tüm Bölümleri
|