Ah Bu Töreler Seks Hikayesi! (9) (Osman 30 Y., Konya)
İki gün sonra yola çıktık. Yaklaşık 6 saatte Antalya'da kalacağımız otele
geldik. Burası beş yıldızlı büyük bir oteldi.
Giriş işlemlerini yapıp, bizi kalacağımız odalara
çıkardılar. Esra ablasıyla aynı odada kalmak
istemediğinden, kızlara tek kişilik 2 oda tutmuştuk. Annesi
Esra'nın bu davranışına tepki gösterse de, ben, "Karışma
kıza, nasıl istiyorsa öyle yapsın!" dedim. Kızların
odaları 5. katta, bizimki 6. katta kalıyordu. Anneleriyle
kızları daha önce hiç böyle bir yere gelmedikleri için
afallamışlardı. Karım ve Özge üzerlerine uzun birer pardesü
giymiş, başlarını da türbanlarıyla
bağlamışlardı. Resepsiyonda mini şortlarla, eteklerle,
bluzlarla dolaşan kadınları ve şortlu adamları görünce
rahatsız olduklarını anladım. Onlara rahat olmalarını
söyledim. Ama özellikle karımın rahatsızlığı kendi belli ediyordu.
Odamıza çıkar çıkmaz, karım, "Nasıl bir yer
burası, herkes kıçı başı açık dolaşıyor!"
dedi. "Ne var bunda? Burası otel, kimse kimseye bakmaz, merak etme!"
dedim. Onu avutmaya çalışıyordum. Önce ben duş aldım,
ardından karım duşa girdi. Sonra da beraber uykuya daldık.
Uzun süre araba kullanmak beni yormuştu. Akşam kızları da
alarak yemeğe indim. Yine etrafımızda açık saçık
insanları gören karım rahatsız olmuştu. Otelde
kalanların çoğu yabancı turistlerdi. Etrafta bir sürü
alımlı ve güzel kadın vardı. Ara sıra gözüm onlara
takılıyordu. Yemekten sonra bir süre oturup kahve içtik.
Ardından odamıza çekildik.
Karımla balayının keyfini çıkartmak istiyordum. Karım,
"Bakıyorum sen buraya geldiğine çok memnunsun. Durmadan
kadınlara bakıp durdun!" dedi. Ben de, "Sen benim gülümsün, ben
senden başka kimseye bakmam!" dedim. Bana naz yapıyordu aklı
sıra. Onu tamamen soyarak çırılçıplak hale getirdim. Yatağa
uzandım, üzerime uzanmasını söyledim. Karım artık bu
işleri nasıl yapacağını öğrenmişti. Üzerime
uzanınca birbirimize 69 çekmeye başladık. Karımın
kılsız amı beni fena azdırıyordu. Amının dudaklarını
emdim, yaladım. Bu arada o da boş durmuyor, yarağımı
deli gibi ağzına alıyordu. Göt yanaklarını iki yana
iyice açtım, kılsız kara deliğine orta
parmağımı yavaş yavaş sokmaya başladım.
Karım tatilde bana götünden vereceğini söylediği için
parmağımı götüne sokmama tepki göstermemiş,
yarağımı yalamaya devam ediyordu. Karımın amı
epeyce sulanmış, ben de boşalacak gibi olmuştum...
Götüne bir şaplak attım. Yatağın üzerinde aynı ablası Zarife'yi
yaptığım gibi köpek gibi domalttım. Arkadan amına
girdim. Kalçalarından tutarak pompalamaya başladım. Duvarda tam
yatağı gören büyük bir ayna vardı. Aynadan tüm sikişimizi
izleyebiliyordum. Karımın memeleri yarak darbelerimle ileri geri
sallanıp duruyordu. Aldığı zevk yüzünden belliydi, sürekli,
"Ohh, ohh!" diyerek inliyor, elini amına atmış amını
ovalıyordu. Bir elini ve başını yastığa
gömmüştü. Amına girip çıkan yarağıma öteki eli değiyordu.
Geçen gün saçlarını da boyamışlar, beyazlarını
kapatmışlardı. Kestane renkli saçlarını elime
doladım, bir taraftan da götünü tokatlıyordum. Karım, "Ayy, ahh,
yapma, ığhh, uhh!" diyor, ama bir taraftan inlemeye devam ediyordu.
Daha da hızlandım. Otelin standart hazır yatağı
zangır zangır sallanıyordu. Derken büyük bir zevkle amına
boşaldım. İkimiz de derin derin inliyorduk. Bir süre daha
amında gidip geldim. Müthiş bir sikiş olmuştu.
Yorulmuştum, amından çıkıp yatağa uzandım.
Karım da büyük bir zevk almıştı, başını
göğsüme koydu. Bir süre sessizce bu şekilde kaldık, kendimi
topladım. Karıma, "Hadi götten yapalım!" deyince, "Şimdi olmaz,
uykum geldi, yarın yaparız!" dedi. "Sürekli bahanen var zaten.
Hayır, şimdi yapacağız!" dedim.
Yatağa yüzüstü uzandırdım. Karnının altına bir
yastık koyunca götü tümsek gibi havaya kalktı. Karım itiraz
etmeden yatıyordu. Göt yanaklarını öpmeye, yoğurmaya
başladım, ellerimle iki yana ayırınca terli göt deliği
karşımdaydı. Bir mendille iyice sildim, temizledim.
Ardından dilimin ucuyla göt deliğine dokunmaya başladım.
Karım inlemeye başlamıştı. Bacaklarını iyice
ayırdım. Bembeyaz, pürüzsüz vücudu altımda uzanıyordu.
Yarağım bu manzaraya daha fazla dayanamayarak yeniden kalktı.
Banyoda otelin minik şampuan, krem şişeleri vardı, onlardan
birini alıp geldim. Göt deliğini iki parmağımla iyice
araladım. Delik lastik gibi açıldı. Karanlık bir kuyu
gibiydi. Şimdi o kuyuya bir miktar şampuan döktüm. Şampuanı
yavaş yavaş içine döküyordum, salataya zeytinyağı döker
gibi. Derken şampuan deliği doldurmuştu, bardaktan taşan
çay gibi taştı. Orta parmağımı içine sokarak
deliğe iyice yedirdim. Daha sonra üzerinde doğruldum, bir miktar
elime dökerek yarağımı sıvazladım. Yarağım
şampuandan kaygan ve parlak bir hal almıştı.
Göt yanaklarını iyice açarak yarağımı yavaş
yavaş içine sokmaya başladım. Kafası rahatça içine
girmişti, yavaşça abandım, şimdi çok zorlanmadan içine
girebiliyordum. Karım bu arada, "Ayy, ahh, ahh!" diyerek söyleniyor, ama (Yapma,
çıkar!) demiyordu. Derken yarağım götüne epey girmişti,
içinde gidip gelmeye başladım. Bu şekilde yarağım
götüne daha çok girmeye ve göt deliği açılmaya
başlamıştı. Saçlarının kokusunu içime çekiyordum.
Müthiş bir zevk alıyordum. Karım yüzünü tamamen
yastığa gömmüş, "Ağhh, ağhh!" diyerek, acı ile
karışık aldığı zevkten inliyordu.
Hızlandıkça yarağım götüne daha çok giriyordu,
yarağım götünde piston gibi çalışıyordu. Göt
deliği yarağımı sıkıyor, fakat sokup
çıkardıkça genişliyordu. Aynadan kendime baktım. Görüntü
beni fena azdırmıştı, porno filmde oynuyormuşum gibi
hissettim kendimi. Daha çok abanmaya ve pompalamaya başladım.
İkimizin çıkardığı sesler küçük odayı
doldurmuştu. Derken bir süre sonra boşaldım. Bir süre daha
götünde kaldım. Yarağımı çıkardığım
zaman döllerim ve şampuan birbirine karışmış,
karımın götünden bacaklarına, yatağa akıyordu.
Bir süre koyun koyuna yattık. Karıma, "Sana da Esra'ya
aldığımız gibi mayo alayım mı?" diye sordum yine.
"Hayır, ben istemiyorum!" diye karşı çıkınca, "Neden?"
dedim. "Ben kendimi sadece sana göstermek istiyorum, başkalarına
değil!" dedi. Bu sözü çok hoşuma gitmişti. Zaten karımdan
başka bir söz beklemiyordum. "Ama buradakilerin hepsi yabancı, kimse kimseyi
tanımıyor, utanmana, çekinmene gerek yok!" dedim. "Senin için mahsuru
yok mu?" deyince, "Yok! Burası Konya değil. Bizden birileri yok
burada! Osman'ın karısı açılıp saçılmış
demezler merak etme!" dedim. "Tamam o zaman, sen birşey demiyorsan giyerim!" dedi.
Sabah karım beni uyandırdı, "Kızlar kahvaltıya
iniyormuş, hadi biz de gidelim!" dedi. Karım benden önce kalkıp
hazırlanmıştı. Aceleyle duş aldım, üzerime deniz
şortumu ve tişörtümü giydim. Karım uzun bir etekle, uzun kollu
bir bluz giymiş, başını bağlamıştı.
Topuklu terlikleriyle yürürken götü bir sağa bir sola sallanıyordu.
Asansörde, "Külot giymedin mi yoksa?" diye sorunca, "Senin dediklerinden giydim
işte, şu arkası ipli olanlardan!" dedi. Sabah sabah bu cevap
sikimi kaldırmaya yetmişti. Şortumun altında belli
olmasın diye çabalıyordum.
Kızlar
aşağıya inmiş kahvaltılarını yapıyordu.
Karımla açık büfeden birşeyler alıp masaya oturduk. Özge
ara sıra bana garip garip bakıyordu. Ana kız, ikisi de bu
sıcak havada kapalı giyindikleri için boncuk boncuk
terliyorlardı. Karım kahvaltı bitene kadar, "Ay çok sıcak,
bu ne böyle?" deyip durdu. Kahvaltımızı dışarda yapıyorduk,
erken bir saat olmasına rağmen hava gerçekten sıcaktı.
Etrafta yine birçok kadın ve erkek şortla, mayoyla dolaşıyordu.
Kahvaltı sonrası Özge, "Ya anne ben mayo giymek istiyorum!" diye
tutturdu. Bu sözüne çok güldüm, "Tamam, alırız!" dedim. Özge
şaka yaptığımı sanmıştı herhalde.
Kahvaltıdan sonra onları aldım, arabayla yakınlardaki bir
mağazaya girdik. "Bakın, beğenin, ne istiyorsanız
alırım!" dedim. Ben dışarda bekliyordum. Onlar
mayoları beğenince ben de parasını ödedim, ayrıca
birkaç parça giysi daha aldım onlara. Otele döndük, havuz kenarında
boş bulduğum şezlonglardan birine uzandım. Karım ve
kızları hazırlanıp gelmek için odalarına
çıkmışlardı.
Biraz sonra döndüler. Karım uzun eteğini yine giymiş, üstüne de
tişört giymişti. "Ee, hani mayo giymedin mi?" diye sorunca,
"İçime giydim!" dedi. Daha sonra eteğini
ve tişörtünü çıkarınca siyah mayosu ile kaldı. Mayonun
sırtı biraz açıktı beline kadar. "Dükkanda başka da
model yoktu!" dedi. Özge de aynı mayonun mavi renklisini
almıştı. Mayolar karıma ve Özge'ye dar mı
gelmişti ne. Özge'nin biçimli, bakire amı mayonun içinde kendini
belli ediyordu. Karımın mayosu ise götünü sıkıyordu. Koca
memeleri, meme uçları belli oluyordu, yürüdüğü zaman
götü sağa sola löpür löpür sallanıyordu. Ana kız ikisinin de
bembeyaz ve parlak vücutları güneşin altında
heyecanımı artırıyordu.
Yanımdaki şezlonglara uzandılar. Güneşin altında bir
süre kaldım. Karım da, kızları da, böyle bir şeyi ilk
defa yaşadıkları için heyecanlı ve çekingen
davranıyorlardı. Etrafta bize bakıyorlar mı korkusu
vardı içlerinde. Sürekli rahat olmalarını söylüyordum. Karımla
birbirimize güneş kremi sürdük. Kızlar da aynı şekilde
birbirine. Ben bir süre sonra havuza girdim. Üçü de yüzme bilmediği için
şezlonglarında kalmışlardı. Havuzdan
çıktıktan sonra, "Su çok güzel, hadi siz de gelin!" dedim. Onları
zorla kaldırdım, ben önden havuza girdim. Havuz benim göğsüme
geliyordu. Onları havuzun kenarına oturttum, ayaklarını
suya soktular. Bir süre suya alışmalarını bekledim. Sonra
üçünü de koltukaltlarından tutarak havuza indirdim. Her biri
çığlık atıyordu, "Ay, çok soğuk, ay, anacım, ben
çıkmak istiyorum!" diye bağırıyorlardı adeta. Bu
hallerine çok gülüyordum. Esra ve Özge'ye yüzme öğretmeye
başladım, onlara yüzme öğreteceğime dair söz
vermiştim. Esra çok atik, hemen öğrenen cesur bir kızdı.
Ablası ise öyle değildi. Esra o gün içinde kolayca yüzmeyi
öğrendi, en azından artık tek başına havuzda kısa
mesafelerde yüzebiliyordu.
Özge'ye ne kadar anlatsam da yapamıyor, korkuyordu. Ama bu benim
işime geliyordu. Havuzda bütün gün boyunca vücuduna dokunmuş,
ellemediğim yeri kalmamıştı. Özge'yi özlediğimi
hissetim. Annesi ve teyzesi ile yaşadığım sikişler onu
ihmal etmeme neden olmuştu. Karım o gün sadece yarım saat kadar
havuzda kalmış, kalan zamanda şezlongda
uzanmıştı. Anaları ile kızları açık tenli
olduklarından ilk günden yanmışlardı. Güneşlenmeyi
özellikle karım çok sevdi. Akşamüzeri odamıza çekilerek,
duş alıp yattık. Akşam yemekten sonra bir süre
dışardaki bahçede oturduk. Karım, "Benim başım
ağrıyor!" diyerek kalktı. Onunla beraber odaya gittim ben de.
Güneşin altında kalmış, alışkın
olmadığından başına ağrı girmişti. Onu
yatağa yatırdım, kapıyı kapatıp,
aşağıya kızların yanına indim.
Kızlarla animasyoncuların gösterisini izledik. Neredeyse otelin bütün
müşterileri buradaydı. Kızlar çok eğleniyordu. Saat gece
yarısına gelirken, Esra, "Benim uykum geldi..." diyerek ayağa
kalktı, "Abla sen gelmiyor musun?" diye sordu. Özge de, "Ben biraz daha
otururum herhalde, hava çok güzel!" dedi. "Ben de yanında
kalırım, biraz sonra kalkarız!" dedim. "İyi öyleyse!"
diyerek Esra odasına çıkınca, Özge ile baş başa
kalmıştık. Özge ile Esra'nın odasının ayrı
olması benim için büyük şanstı. Özge ikili koltukta oturuyordu,
yanına geçtim, kulağına, "Hadi gel yukarı
çıkalım, ben bir bakayım annen uyuyor mu halen?" dedim. Birlikte
kalktık. Özge uzun bir balon etek, üzerine ise uzun kollu bluz
giymişti. Ayağındaki topuklularla önümde kıvırta
kıvırta gidiyordu. Saçları omuzlarına dökülüyordu,
ayakkabılarının topuklarının mermer zeminde çıkardığı
sesler içimi bir hoş ediyordu. Balon etek götünü sarmıştı,
sanki götünde külot yokmuş gibi götünün yanakları sağa sola
sallanıyordu. Asansörde sabah annesine sorduğum soruyu sordum, "İçine
külot giymedin mi?" dedim. Gözlerimin içine bakarak, "Biraz sonra görürsün!" dedi.
Odaya geçtim. Karım horul horul uyuyordu. Sessizce çıktım
odadan. Merdivenlerden inerek Özge'nin odasının önüne geldim. Esra
yan odada kalıyordu. O nedenle dikkatli olmalıydım. Etrafta
kimse yoktu. Yavaşça kapıyı tıklattım. Biraz sonra
kapı hafifçe açıldı, içeriye geçtim. Özge kapının
arkasında kalmıştı. Onu görünce nefesim kesildi. Üzerinde
minicik kırmızı, kısa bir etek, üzerinde içini gösteren
beyaz bir gömlek vardı. İçinde sutyen olmadığından
memeleri ortadaydı. Ayağında da yine krem renkli uzun topuklular
vardı. "Bu eteği nereden aldın?" diye sorunca, "Lise mezuniyeti
için kızlarla aramızda bir parti yapmıştık, o zaman
almıştım. O zamandan beri biraz kilo aldığım için
şimdi etek dar geliyor!" dedi. "Annenin haberi yok mu bu etekten?" deyince,
"Bunu görünce beni öldürür! Esra da bilmiyor zaten. Partiye de uzun eteğimin
içine giyerek gitmiştim. O zamandan beri ilk defa giyiyorum!" dedi.
Özge'nin arkadaşları da kendisi gibiydi. Böyle çılgınca
şeyler yaptıklarını bilmiyordum.
Kaymak gibi pürüzsüz bacaklarından gözlerimi alamıyordum. Onu kolundan tutarak içeriye
çektim. Belinden tutup sarıldım. "Çok merak ediyorum, ne var burada?"
diyerek elimi eteğinin altından sokarak kalçalarını ve
götünü avuçladım. Hafifçe inledi, annesinin ip külotlarından birini
giymişti. "Annen biliyor mu külotlarını giydiğini?" diye
sorunca, "Orasını merak etme!" dedi. Annesinin de artık bu
külotlardan giydiğini bilmiyordu sanırım. Götüne şiddetli
bir tokat atarak, hamur gibi yoğurmaya başladım.
Yarağım kazık gibi olmuştu bir anda. Hemen üzerimdekileri
çıkarttım. Bu sırada gözü sürekli yarağımdaydı.
Önünde eğildim, minik eteğini yukarı sıyırdım.
İp külotun önü amını ancak kapatabiliyordu. Bacakları,
kasıkları tüysüzdü. Öpmeye, emmeye başladım. Özge
başımı tutmuş okşuyordu. Minik külotunu
sıyırdım, amını emmeye, yalamaya başladım.
Özge, "Iığhh, ımmm!" diye sayıklamaya
başlamıştı, sanki nefes almakta zorlanıyor gibiydi.
Parmaklarımla amını ovalamaya başladım.
Özge'yi epeydir ihmal etmiştim. Bir an önce götüne girmek için yanıp
tutuşuyordum. Ayağa kalktım, onu yavaş yavaş soymaya
başladım. Biraz sonra çırılçıplak kalmıştı.
Ben hiçbir şey demeden önümde çömeldi ve ağzını açarak
yarağımı ağzına aldı. Ben birşey
yapmıyor, sadece Özge'yi izliyordum. Yarağımı dondurma gibi
emiyor, yalıyordu. Bu işi yapmayı çok sevdiği belliydi.
Kendi halinde bir ev kızı iken, şimdi yarak yalama uzmanı
olmuştu. Yarağımı boğazına kadar sokup
çıkardıkça yarağım ağzının
sıvıları, tükürüğü ile ıslanmıştı.
Neredeyse ağzına patlayacaktım. Onu kendine gelmesi için
kollarından tutarak sarstım, yoksa yarağımı bırakmaya niyeti yoktu.
Yatak tek kişilikti, aynı bizim odada olduğu gibi
yatağı gören aynalı bir dolap vardı. Ben yatağa
sırtüstü uzandım, Özge'ye, "Şimdi sen benim üzerime sırtüstü
uzanacaksın!" dedim. Ben alta uzandım, o da yatağın
kenarlarından tutunup destek alarak üzerime sırt üstü uzandı.
Kollarımla vücudunu sarmıştım, okşamaya
başladım vücudunu. Memelerini, kalçalarını
okşadıkça yarağım sertleşip patlayacak gibi
kalkıyordu. O esnada yarağım bacaklarının
arasındaydı, Özge eliyle yarağımın kafasını
tutmuş okşuyordu. Bana fısıldar gibi, "Ağhh, sik beni,
beni sikmeni istiyorum, dayanamıyorum artık, amımı sana
vermek istiyorum, sik beni ne olur!" diyordu. Üzerimde ileri geri sallanmaya
başladı. Bu şekilde yarağım kasıklarına,
amının dudaklarına temas ediyordu.
Ben artık kendimi bırakmıştım, hakimiyet Özge'deydi.
Üzerimde ileri geri sallandıkça, "Ağhh, ımm, ohh!" diye diye
inliyordu. Memelerini patlatacakmış gibi sıkarken ellerimi
tuttu. O sırada işaret parmağımı ağzına
soktum. Bebek gibi emmeye başladı. Az önce yarağımı
emdiği gibi şimdi parmağımı deli gibi emiyordu. Özge
üzerimde daha hızlı hareket etmeye başlamıştı.
Yarağım kasıklarının arasında kalmış,
kendini kastıkça yarağımı mengene gibi sıkıyordu.
En sonunda kendinden geçer bir halde boşaldı. Gücü tükenmiş
gibiydi, kesik kesik nefes alıyordu. Bacaklarını serbest
bırakınca yarağım da kasıklarının
arasında ezilmekten kurtulmuştu...
"Şimdi sıra bende!"
dedim, dizlerimi kırarak Özge'yi biraz kendime çektim ve "Şimdi
yavaşça doğrul ve daha sonra yarağımın üzerine
yavaş yavaş otur!" dedim. O sırada ağlamaklı bir sesle,
"Ne olur amıma gir, sik beni, lütfen!" diyordu. Kendisi dünden
amını sikmeme razıydı. "Hayır, şimdi olmaz!"
dedim. Dediğim gibi yaparak doğruldu, topuklu ayakkabıları
ile yatağın kenarlarına basıyor, ellerini dizlerime
koymuş destek almaya çalışıyordu. Hafifçe oturmaya
başladı, eliyle yarağımı kafasından tutarak
götüne hizalamaya çalışıyordu. Biraz çabalama sonunda
yarağımın götüne girdiğini anladım. "Yavaşça otur!"
dedim. Dediğimi yaparak oturunca, "Ağhh, ayy!" diye bir feryat
çıkardı. "Yavaş ol, kardeşin yan odada!" dedim. Sessizce, "Aağhh, çok acıdı!" dedi.
Kalkık yarağımın üzerine oturunca, yarağım bir
anda göt deliğinin içine kaymıştı. Özge,
ayaklarını ve ellerini oynatarak yarağımı götüne daha
çok sokmak istiyordu. Bu sürede acı inlemeleri de azalmıştı.
Derken yarağım köküne kadar götüne girmişti. Yüzünü aynadan
görüyordum. Acı ve zevk bir aradaydı. Bir süre hareketsiz kaldı,
daha sonra yarağım tamamen götündeyken yerinde sallanmaya başladı.
Hafif hafif inlemeye başlamıştı şimdi. "Şimdi
oturup kalkmaya başla!" dedim. Dememle beraber hafifçe götünü
kaldırdı, ardından oturdu. Birkaç sefer bunu tekrar etti.
Ellerini dizlerinin üzerine koyarak biraz hızlıca yapmaya
başladı. Ben de belinden tutuyordum onu. Özge hızlanmaya başladı,
yarağım artık götüne kolayca giriyordu ve Özge ıhılamaya
başlamıştı.
Özge bir süre bu şekilde devam ettikten sonra, "Ben yoruldum!" dedi. "Tamam,
sen oturur vaziyette kal!" dedim. Yarağım tamamen götündeyken onu
yavaşça belinden tutarak kendime çekmeye, üzerime yatırmaya
başladım. Bu sırada dizlerimi de kendime daha çok çekiyordum.
Derken sırtı tam göğsüme temas etmişti, başı tam
yanımdaydı ve yüzüm saçlarıyla örtülmüştü. Saçlarını
kenara çektim. Ayaklarını bacaklarımın yanına
koymuş, yine yataktan bu şekilde destek alıyordu. Özge derin
derin nefes alıyordu. Alttan yavaş yavaş götüne pompalamaya
başladım. Götü iyice açılmıştı,
hızlandım bu nedenle. Özge yarağım götüne tamamen
girdiği zaman böğürür gibi sesler çıkarıyor,
dudaklarını ısırıyordu. Bir süre daha böyle devam
ettim, ama istediğim zevki alamıyordum. "Tamam, üzerimden kalk!"
diyerek kalkmasını sağladım.
Teyzesi Zarife'yi siktiğim gibi onu yatağa sırt üstü
uzandırıp, altına yastık koydum. Bacaklarını
yukarı kaldırıp geriye attım. Şimdi
açılmış göt deliği karşımdaydı.
Yarağımı sıvazladım ve içine girmeye
başladım. Kısa zamanda yarağım tamamen götüne
girmişti yine. Bu şekilde hızlı hızlı götünden
sikmeye başladım. Özge yatağın kenarlarından tutarak
destek alıyordu. Sivri burunlu ve sivri topuklu
ayakkabılarının tabanı tavana bakıyordu, diri memeleri
götüne sokup çıkardıkça sallanıyordu. Özge, "Hığh,
oğhh, oğhh, sik beni, oğhh, sik beni!" diyerek
başını sağa sola oynatıyor, dudaklarını
yalıyordu. Gittikçe hızlandım, yatak da deli gibi sallanıyordu
bu arada. Aynadaki halime bakınca daha da azdım. Özge'yi daha sert sikmek istiyordum.
Yarağım halen götündeyken bacaklarını dizlerinden birbirine
çaprazladım. Kalçalarından bastırarak götüne daha sert girmeye
başladım bu şekilde. Özge acı çekiyordu, bağırmak
istiyor, ama yan odada uyuyan kardeşinin duymaması için kendini
sıkıyordu. Ona, "Yastığı ısır,
yastığı!" dedim. Yastığı aldı,
dişlerinin arasına yerleştirerek var gücüyle ısırmaya
başladı. Özge altımda bohça gibi olmuştu, bacaklarına
bastırdığım için bacaklarını oynatamıyor,
kollarıyla yataktan destek almaya çalışıyordu.
Yarağım götünün sıvıları nedeniyle kaygan bir hale
gelmişti, kolayca girip çıkabiliyordum. Artık patlama
noktasına gelmiştim. Sonunda büyük bir sarsılmayla götüne
boşaldım. Bir süre götünde kaldım, sonra yavaşça
yarağımı çıkardım. Özge'nin deliği kocaman
açılmıştı, göt deliğinin etrafı
kızarmıştı. Bacaklarını tutup yatağa uzattım.
Özge ağzına soktuğu yastığı bıraktı. Dişlediği yerler belirgin şekilde görünüyordu, ağzının sıvıları yastığı ıslatmıştı. Yarağımı sıvazlayarak, Özge'nin karnına, göbeğine boşalıyordum. Özge'nin gözlerinin kenarlarından yaşlar süzülüyordu, gözlerini kırpmadan
bana bakıyordu. Yataktan kalktım. Üzerimi giyindim. Özge halen yatakta sırt üstü uzanıyordu, külçe gibi yatıyordu. Terli alnından öptüm. O sırada fısıltıyla, "Annemi götünden
sikiyor musun?" diye sordu. Saçlarını okşadım, gülümsedim, 'Evet!' anlamında başımı salladım ve birşey demeden odadan çıktım.
Kendi odama döndüğüm zaman, karım bıraktığım gibi uyumaya devam ediyordu. Balkona çıktım, bir sigara yaktım. Ayın ışığını ve denizi seyrettim bir süre. Sonra yatağa girip karıma sarıldım. Geceliğini giymişti yine. Uykulu bir halde bana sarıldı, "Geldin mi canım?" dedi ve ardından horlayarak uyumaya devam etti...
[Osman]
Ah Bu Töreler Seks Hikayesi!
Tüm Bölümleri
|