Ah Bu Töreler Seks Hikayesi 11. Bölüm! (Osman 30 Y., Konya / Türkiye)
Odaya döndüğüm zaman
karım mışıl mışıl uyuyordu. Onun bu derin ve
tatlı uykusu sayesinde ben de istediğimi yapabiliyordum. Sabah
erkenden uyandık ikimiz de. Beraber kahvaltıya indik. Karım,
kızları aramak istedi, ama ben, “Bırak uyusunlar!” dedim.
Remziye ve kızı da ortalıkta yoktu henüz. Kahvaltının
ardından havuzun kenarında şezlonglara uzandık. Ancak bir
süre sonra midem bulanmaya başladı, galiba kahvaltıda yediğim
omlet mideme dokunmuştu. Odaya geri döndük. Karım da telaşlanmış,
başımda bekleyip duruyordu. Kızları aradı, onlar da
bizim odaya geldiler. Biraz kusunca kendime geldim. Karıma ve
kızlara, “Siz gidin aşağı, merak edecek bir şeyim yok.
Ben düzelince gelirim yanınıza!” dedim. Karım kalmakta
ısrar etse de ben gitmesinde daha çok direttim.
Onlar aşağı indiği vakit ben de uykuya daldım. Aradan
ne kadar zaman geçtiğini bilmiyorum, kapı çalındı. Galiba
oda temizliği için gelmişlerdi. Yarı uykulu, yarı
uyanık kalkıp kapıyı açınca karşımda
Remziye’yi gördüm. Bana, “Hayatım, rahatsızlanmışsın.
Bir geçmiş olsun demeye geldim!” dedi. Kendisine teşekkür ettim. Ben
kapının önünde öylece dururken, Remziye, “Ee, böyle kuru kuruya
mı teşekkür ediyorsun? İnsan içeriye davet etmez mi misafirini?”
deyince, bende şimşek çaktı. Onu kolundan tutup içeri çektim,
etrafta tek tük insanlar vardı. Kapının koluna ‘Rahatsız
etmeyiniz!’ işaretini koydum.
Remziye üzerinde yine o beyaz kısa pantolonunu giymiş, üzerine de
sarı bir ip askılı bluz giymişti. Bluzun altında
sutyen veya bikini olmadığından memeleri olduğu gibi
meydandaydı. Dün gece yarı karanlık bir yerde
sikişmiştik. O nedenle kendisine dikkat edememiştim. Remziye
yaşını belli eden bir kadındı, ancak yüzündeki
kırışıklar onu daha çekici yapıyordu. Hemen kendisine
sarıldım ve dudaklarına yumuldum. Elimi de götüne
atmış, avuçluyordum. Remziye ateşli bir kadındı,
dilimi, dudaklarımı emiyordu. Bluzunu yukarı
sıyırdım, memeleri olanca haşmetiyle açığa
çıkmıştı. Hemen uçlarını emmeye,
ısırmaya başladım. Ayakta boşalacaktım neredeyse.
Kolundan tuttuğum gibi yatağa fırlattım. Remziye, “Ay, çok
mu azdın, sert erkek?” diye bana takılırken, üzerimdekileri
hemen çıkardım. Remziye yarağıma bakıyordu,
“Hımm, dün gece görememiştim bu aslan parçasını!” diyerek
gülüyordu. Yatağın kenarına oturunca yanına
yanaştım, yarağımı iki eliyle kavrayarak
ağzına aldı. Remziye, deneyimli olduğunu hemen belli
ediyordu, müthiş şekilde yarağımı yalıyordu.
Yarağımı boğazına kadar sokup çıkartıyor,
taşaklarımı avuçluyor, her seferinde beni zevke boğuyordu.
“Tamam, bu kadarı yeterli!” dediğim zaman ayağa kalktı ve
üzerindeki iki parça kıyafeti çıkardı. Altına külot
giymemişti. “Külot giymiyor musun?” diye sorunca, “Ay hayatım, bu
havada ne gerek var? Çok sıcak, yanıyorum zaten!” diyerek kahkahalar
atıyordu. Onun bu serbest hali hoşuma gitmişti. Ben yatağa
sırt üstü uzanınca, o da 69 pozisyonunda üzerime uzandı.
Şimdi birbirimize 69 çekmeye başlamıştık. Am
dudakları karımınkiler kadar etli ve büyük değildi.
Amı pürüzsüzdü, yaladıkça sulanmaya başlamıştı. O
sırada Remziye, “Imm, oğhh, ımm!” diye sesler çıkartarak
yarağımı yalamaya devam ediyordu. Ben de dilim ve
ağzım amındayken orta parmağımı götüne soktum ve
içinde gidip gelmeye başladım. Remziye’nin giydiği bikini
nedeniyle götü bembeyaz kalmış, ama vücudunun geri kalanı
yanmış, bronzlaşmıştı. Bembeyaz göt
yanaklarının arasında hafif kıllı ve oldukça
geniş göt deliği karşımdaydı. Parmağım
içinde rahatça gidip gelirken işaret parmağımı da soktum.
Remziye halen kendini kaybetmiş gibi sesler çıkartarak
yarağımı yalıyordu. Remziye şimdiye kadar
siktiğim en yaşlı kadın olmuştu. Bundan önceki en
yaşlı kadın ise baldızım Zarife idi. Daha önce para
karşılığı genç kadınlarla beraber oluyorken,
şimdi olgun kadınların tadını alıyordum.
Remziye beni boşaltmaya kararlı gibiydi, ona, “Boşalmak
üzereyim, beni duyuyor musun?” desem de, onun beni duyacak hali yoktu.
Artık zevkin doruklarındaydım. Gözlerimi kapatmış,
Remziye’nin beni doyuma ulaştırmasını bekliyordum. Çok
beklemem gerekmemişti, büyük bir sarsılmayla boşaldım. O
anda Remziye, “Mmmmm!” diyerek yarağımdan akan döllerimi yalamakla
meşguldü. Kadın döl yalama manyağı
çıkmıştı. Birkaç dakika boyunca bütün döllerimi emdi,
yaladı, yuttu.
Üzerimden doğrulup kalktığı zaman ağzının
kenarlarından döllerim akıyordu. Banyoya girdi, suyu açıp
ağzını yıkadı, çalkaladı, temizledi. Bir iki
dakika sonra içeri geldi tekrar. Sehpanın üzerindeki sigaramdan bana ve
kendisine birer sigara yaktı. Remziye’nin boşanma hikâyesine
inanmamıştım, “Neden boşandın?” diye sordum. Bir süre
sessiz kaldıktan sonra, “Kocamla anlaşamıyordum, her konuda,
anlarsın işte. Beni aldattığı yalan aslında, öyle
bir şeyi hiç yapmadı!” dedi. Bu konuda pek konuşmak istemiyordu,
ben de daha fazla zorlamak istemedim.
Sigaralarımız bitmişti, tuvalete giderek çişimi
yaptım. Döndüğümde yatakta sırt üstü yatıyordu. Yanına
uzandım. Remziye hafifçe doğruldu ve göğsümü, boynumu öpmeye,
emmeye başladı. Deneyimini konuşturuyordu yine. Elleri
vücudumda, taşaklarımda, yarağımda dolaşıyordu.
Boynumu ve memelerimi bebek gibi emiyor, vakum gibi içine çekiyordu. Benim bir
şey yapmama gerek yoktu, o kontrolü ele almıştı.
Yarağım yeniden kalkmıştı, Remziye bir süre yalayarak
daha da kaldırdı. Daha sonra üzerime çıktı ve işer
gibi pozisyonda yarağımın üzerine oturdu. Amının içi
cayır cayır yanıyordu. Ellerini arkadan kalçalarıma
yaslamıştı. Bu pozisyonda yerinde ileri geri sallanarak, hafif
hafif yaylanarak hareket etmeye başladı. Derin derin inliyor, “Evet,
evet, işte böyle!” diyerek söyleniyordu. Onun hareketleri ile birlikte iri
ve sarkmış memeleri de sallanıyordu. Ellerimi ileri doğru
uzattım ve meme uçlarını sıkmaya başladım.
Remziye şimdi daha hızlı sallanıyor, daha çok inliyordu.
İnlerken de gözlerini kapatmış, dudaklarını
yalıyor, emiyordu. Birkaç dakika geçti bu şekilde, inlemeleri çoğalmıştı.
Ellerini arkadan çekerek göğsüme koydu, öne doğru eğildi.
Şimdi daha güçlü şekilde yarağımın üzerinde
hopluyordu. Terli kalçaları, göt yanakları kalçalarıma,
kasıklarıma vurdukça şlap şlap şlap sesleri de
beraberinde geliyordu. Yatağın ortası bir inip bir
kalkıyordu. Ben az önce boşaldığım için tekrar
boşalmam zaman almıştı, ama Remziye bir süre sonra kendini
külçe gibi üzerime bıraktı.
Kesik kesik, nefesi kesilir gibi soluk alıp veriyordu. Ellerim
sırtında dolaşıyordu. Remziye yarı baygın halde
üzerimde yatarken, ben alttan yavaş yavaş amına pompalamaya
başladım. Remziye, “Oğhh, devam et, sik beni, oğhh!”
diyerek beni daha çok azdırıyordu. Onu biraz daha kendime çektim,
götünü avuçlayıp havaya kaldırdım. Dizlerimi biraz kendime
çektim. Tam istediğim gibi olmuştu. Var gücümle amına
pompalamaya, girip çıkmaya başladım. Remziye “İşte
böyle sik beni!” deyip duruyordu. Amı geniş olduğundan girip
çıkarken zorlanmıyordum. Daha güçlü pompaladıkça Remziye’nin
konuşmaları da çoğalıyordu. Ama ben de daha fazla
dayanamadım, amına boşalmıştım. Remziye tekrar
üzerime yığıldı. Onu tutarak üzerimde doğrulttum.
Baygın gibi bakıyordu. “Hadi kalk bakalım üzerimden!” dedim.
Yavaş yavaş doğruldu ve kalktı.
Saate baktığım zaman 11.30 idi. Karımın gelmesinden
korkuyordum. Remziye yatağın kenarında oturmuş, bana
bakıyordu, “Böyle sikilmeye ihtiyacım vardı. Sana teşekkür
ederim. Keşke sen de İstanbul’da olsan!” dedi. “Sen Konya’ya gelsen
de olur!” dedim. Gülümsedi. Hazırlanmak için ayağa
kalkmıştı ki, “Götten istemiyor musun?” dedim. Bana bakarak,
“Senin gücün kaldı mı?” diye sorunca, bu sözüne bozuldum, “Görürsün
şimdi, kalmış mı kalmamış mı!” dedim. Onu
yatağın kenarından tutturarak domalttım.
Arkasına geçtim, göt yanaklarını yoğurmaya
başladım. Yarağımı sıvazlıyordum bu arada,
ama bir türlü kalkmamıştı. Remziye’ye kendimi rezil etmeye
niyetim yoktu. “Aç ağzını, dön bana!” dediğim zaman Remziye
dünden razı bir halde bana döndü ve yarağımı yalamaya
başladı. Dil darbeleri kısa zamanda yarağımı
kaldırmıştı. “Tamam, dön hadi!” dediğim zaman, az
önceki gibi ellerini yatağa dayadı tekrar. Götünün deliğini
iyice ayırdım ve yavaş yavaş götüne girdim. Dediğim
gibi götü oldukça genişti ve içinde kolaylıkla gidip geliyordum. Kalçalarından
tuttum ve kendime çektim, hızlı hızlı pompalamaya
başladım. Remziye yeniden inlemeye başlamıştı.
Daha da hızlandım, aynadan kendime bakıyordum. Remziye’nin koca
memeleri sallanıp duruyordu, başını sağa sola atarak
inliyordu sürekli. Odanın içini kalçalarına çarpan
kasıklarımdan gelen sesler doldurmuştu. İki defa
boşalmıştım ve üçüncü kez boşalmam uzun sürecekti.
Bazen götünde bekliyor, daha sonra devam ediyordum. Boşalacağıma
yakın götünden tamamen çıkıp tekrar giriyordum. Remziye her
çığlıklar atıyordu. O kadar şiddetli
pompalıyordum ki, Remziye, “Ay, yavaş, ağhh!” demeye
başlamıştı. Yarağım taşaklarıma kadar
götüne giriyordu. Bu böyle birkaç dakika sürdü ve sonunda yarağımda
kalan son dölleri de götüne boşalttım. Çok büyük zevk
almıştım. Nefesim kesilecek gibiydi, kalbim müthiş bir
şekilde çarpıyordu. Remziye boğulacakmış gibi nefes
alıp veriyordu. Bir süre daha götünde kaldıktan sonra
yarağımı çıkardım. Remziye’nin göt deliğinin
ağzı kızarmıştı, aynı şekilde benim
yarağım da öyleydi.
Remziye doğruldu, “Ohhh, sen neymişsin böyle, mahvettin beni!”
diyordu. Daha sonra üzerini giyindi ve “Bizim tatilimiz yarın bitiyor, eve
dönüyoruz!” dedi. Buna üzülmüştüm. “Bir daha fırsatımız
olur mu bilmiyorum?” dedi. Kısa bir süre dudaklarımız
birleşti. Daha sonra odadan çıktı. Yarın gidecek
olmalarına üzülmüştüm. Bu kadınla güzel bir sikiş
yaşamıştım çünkü. Odayı toparladım,
havalandırdım. Ardından banyoya geçtim, duşun altına
girdim. Sırtım kapıya dönük olduğu için karımın
geldiğini fark etmemiştim. “Nasıl oldun? İyi misin biraz?”
deyince, “İyiyim, iyiyim! Dinlenmek iyi geldi!” dedim. Duştan sonra
beraber yemeğe indik.
Yemekte Remziye ve kızıyla aynı masaya oturmuştuk.
Remziye birşey demeden sessizce yemeğini yiyordu. Karım bana,
“Remziye ablalarda yarın gidiyormuş, çok üzüldüm, çok alışmıştık!”
deyince, Remziye, “Ee, ne yapalım aşkım, hep burada kalacak
değiliz ya!” dedi. Remziye’nin kızı Buse üniversite birinci
sınıf öğrencisiydi. Cin gibi zeki bir kızdı. Bir
annesine, bir de bana bakıyordu. Bizden şüphelenmiş gibi bir hali vardı.
Yemekten sonra şezlonga uzandım. Karım ile Remziye’nin
şezlongları yan yanaydı. Serin bir rüzgar eserken
şemsiyenin gölgesi altında uykuya dalmışlardı. Özge,
Esra ve Buse otelin spor merkezindelerdi. Bir süre sonra Buse yanıma
geldi, “Ay ben sıkıldım, sizin kızlar spor merkezindeler
halen... Birlikte havuza girelim mi?” dedi. “Tamam, hadi gel!” dedim.
İkimiz birden havuza daldık. Havuzun ortasına gelmiştik.
Buse, “Dün gece seni annemle gördüm, kulübeye girdiniz!” dedi. Bunu duyunca
neye uğradığımı şaşırdım.
“Karın biliyor mu?” diye sordu. Ben cevap vermemiştim. Bir süre
bekledikten sonra, “Öğrenmesini ister misin?” deyince, suyun içinde kolunu
sıkıca tuttum. “Canım yanıyor, bırak kolumu!” demeye
başladı. Etraftakilerin anlamamaları için kolunu
bıraktım. Bu kez aklı sıra beni tehdit etmeye
başladı, “Eğer dediğimi yapmazsan karına herşeyi
söylerim!” dedi. “Ne istiyorsun?” diye sorunca, kulağıma
eğilerek, “Benimle beraber olmanı!” dedi. Yüzünde utanmayla
karışık bir gülümseme vardı.
“Deli misin sen?” dedim. “Hayır çok ciddiyim! Karar senin. Biz yarın
gidiyoruz, eğer karının öğrenmesini istemiyorsan
kararını hemen ver!” dedi. Çok şaşırmış, iki
arada bir derede kalmıştım. Tanımadığım bir
kadınla birlikte olmanın cezasını çekiyordum. “Havuzdan
çıkalım!” dedim. Beni takip ederek havuzdan çıktı.
Karım ve Remziye serin rüzgarda halen uyuyordu. Buse’ye, “Resepsiyonda
beni bekle!” dedim. Karımın yanına geldim, uyandırdım.
“Ben odaya çıkıyorum!” dedim. “Ne oldu, hasta mısın
yine? Ben de geleyim!” deyince, “Gelmene gerek yok, işle ilgili.
İşyerini arayacağım, konuşmam gereken şeyler
var!” dedim. “Ha, tamam. Sen git o zaman. Ben buradayım.” dedi.
Buse resepsiyonda beni bekliyordu. Onu alıp asansörle bizim odanın
katına çıktım. Etrafta odaların temizliğini yapan
kadınlar vardı. Buse’ye, “Az sonra sen gelirsin!” dedim, önden ben
odaya girdim. Az sonra kapı çalındı. Buse’yi içeri aldım.
Odanın temizliği yapılmıştı. “Evet, ne
istiyorsun?” diye sorunca, “Söyledim sana, benimle birlikte olmanı
istiyorum!” dedi. “Kaç yaşındasın sen?” dedim. “19, ne
olmuş yaşıma?” dedi. “Erkek arkadaşın yok mu senin?”
deyince, “Bunları niye soruyorsun? Zamanın azalıyor böyle
konuşarak!” dedi. O böyle söyleyince dudaklarına yapıştım...
Güzel ve alımlı bir kızdı.
Bikinisinin altından elimi amına kendini geri çekti ve “Ben bakireyim!”
dedi. “Anlamadım? Benim başımı belaya mı sokmak
istiyorsun sen?” dedim. Çok kızmıştım. “Beni kadın
yapmanı istiyorum, bakirelik benim için önemli değil. Lütfen!” demeye
başladı. Başıma iş almıştım. Sürekli
yalvarır gibi konuşuyordu. Arada karıma söylemekle tehdit de
ediyordu. Ne yapacağımı
şaşırmıştım. Kolundan tuttum ve yatağa
yatırdım. Bikinisini çıkarttım. Eliyle amını
kapatmaya çalışıyordu. Küçük ve dik memelerini emmeye, öpmeye
başladım. “Ayy, ımm!” demeye başlamıştı,
kendisini kasıyordu. Kadın olmak istiyor, ama korkuyordu. “Korkmana
gerek yok!” desem de, o yine kendini geri çekiyordu. Buna
aldırış etmeden memelerini emmeye başladım, bir
taraftan da amını ovalıyordum. Buse hafif hafif inliyor,
saçlarımı okşuyordu. Amı sulanmıştı,
amındaki elim vıcık vıcık olmuştu. İlk defa
bir bakireyi amından sikecektim. Özge de bakireydi ama onu götünden sikebiliyordum.
Köşede duran bavulumu
açtım. İçinde birkaç tane prezervatif vardı, devamlı
yanımda bulundurmanın faydasını görüyordum. Prezervatifleri
komodinin üzerine koydum. Buse’nin kılsız, bakire amını
emmeye başladım. Buse inledikçe ben dilimi amının içlerine
sokuyordum. Bir taraftan ellerimle de küçük memelerini
avuçlamıştım. Buse, Özge’den bir yaş küçüktü, ama vücudu
daha inceydi, memeleri de onunkinden daha küçüktü. Buse saçlarımı
okşuyor, inliyordu. Sabah üç kere boşalmama rağmen şimdi
bir bakireyle beraber olmanın verdiği hazla yarağım
kazık gibi olmuştu. Doğruldum ve üzerimdekileri
çıkarttım. Buse yarağımı görünce elini
ağzına götürdü, kızarmış ve utanmıştı.
Ama bunu kendisi istiyordu.
Yarağımı tutmasını istedim, küçük ve narin
parmaklarıyla korka korka yarağımı tuttu. Bir taraftan bana bakıyor, bir taraftan
bir eliyle yarağımı okşuyordu. Artık daha fazla
bekleyemeyecektim. Onu sırt üstü uzandırdım. Yarağıma
prezervatifi taktım. Bacaklarını ayırdım, kendime
doğru çektim. Belinin altına bir yastık koyarak götünü havaya
kaldırdım. Ben dizlerimin üzerine çökmüş vaziyetteydim. Buse’nin
minik, kılsız amına yavaş yavaş girmeye
başladım. Buse ilk önce, “Ayy, ığhh!” diyerek kendini geri
çekmeye çalıştı, ama ben onu kalçalarından sıkıca
tutuyordum. Kendini kasıyordu, içine giremiyordum. “Rahat ol, kendini
rahat bırak!” diyordum sürekli.
Derken yarağım yavaş yavaş
amına girmeye başlamıştı. Buse gözlerini
kapatmış, başını sağa sola sallıyordu.
Dudaklarını ısırıyordu bu arada. Yarağım
yarısına kadar içine girmişti. Daracık amı
yarağımı sıkıyordu, aynı zamanda kendini
kastığından yarağım mengene arasında
kalmış gibiydi. Yavaş yavaş amında gidip gelmeye
başladım. Bu şekilde yarağım daha çok içine girmeye
başlamıştı. Sonra bir anda amına abanınca Buse
bir çığlık koyverdi. Aynı karıma ve Özge’ye
dediğim gibi, yastığı ısırmasını
söyledim. Buse yastığı var gücüyle ısırırken ben
amına daha hızlı ve daha sert girip çıkmaya başladım.
Bu sırada yarağımdaki krem renkli prezervatifin üzerinin
kırmızıya boyandığını gördüm. Buse’nin
bakireliği gitmişti. Kalçalarından tutarak kendime çekerek
amına daha çok giriyordum. Buse zayıf ve narin bir kız
olduğundan yarak darbelerim onu geriye atıyordu. Bir ara
başı yatak başına vurmaya başlamıştı.
İki elini başının üzerinden geriye atarak yatak
başından tutundu. Ben de bu arada bacaklarını omzuma
attım ve bu şekilde sikmeye başladım. Buse’nin dar amı
yavaş yavaş açılıyor gibiydi. Müthiş bir zevk
alıyordum. Hayatımda ilk defa bir bakire amı sikiyordum.
Kendimden geçmiş bir haldeydim. Bir ileri bir geri hamle yaptıkça
yarağım taşaklarıma kadar Buse’nin amına girip
çıkıyordu. Boşalmaya yaklaştıkça amına daha sert
şekilde girip çıkıyordum. Buse ağzında yastıkla
gözlerini bana dikmiş bakıyor, boğuk sesler çıkartarak inliyordu.
Ne kadar zamanın geçtiğini bilmiyorum
ama, en sonunda sarsılarak boşaldım. Müthiş bir duyguydu.
Bir süre daha amında kaldıktan sonra çıktım. Prezervatifin
üzeri kıpkırmızı idi. Buse ağzındaki
yastığı çıkarmış, hızlı hızlı
nefes alıp veriyordu ve gözleri sürekli prezervatifteydi.
Ona bir şey demeden banyoya girerek prezervatifi çıkarıp tuvalete attım. Duşu açarak altına girdim. Bir süre sonra Buse de yanıma gelmişti, beraber suyun altında yıkandık.
İçeri geçip kurulanırken, “Annenle baban neden ayrıldı?” diye sordum. Buse soruma cevabını hemen verdi, “Annem babamı başka bir adamla aldattı. Babam bunu öğrenince hemen boşandı ondan. Annem daha sonra çok pişman oldu, babamın peşinden koştu, ama babam onu hep reddetti!” dedi. Mesele anlaşılmıştı. “O benim annem, ama gerçekte
kaşarın önde gidenidir. Abim onunla görüşmüyor mesela. Ben de babamla beraber kalıyorum, ama bu tatil için annem çok yalvardı bana. Babam da gönderdi sonunda.” dedi.
Buse yanağıma bir öpücük kondurdu, “Teşekkür ederim, çok iyisin!” diyerek odadan çıktı. Sabah sabah anasını, öğleden sonra kızını sikmiştim...
[Osman]
|