Ah Bu Töreler Seks Hikayesi 16. Bölüm! (Osman 30 Y., Konya / Türkiye)
Nalan dizlerinin üzerine gelen
parlak mavi bir elbise giymişti, askılı bir elbiseydi. Elbisenin
önünde dekoltesi vardı, memelerinin çatalı olduğu gibi
görünüyordu. Üzerinden ucuz ve ağır bir parfüm kokusu geliyordu,
yüzüne de makyaj yapmıştı. Dudaklarına
kırmızı ruj sürmüş, gözlerini maviye
boyamıştı yine. Ayağında da siyah topuklu bir
ayakkabısı vardı. İçeri geçtim. Nalan nasıl
davranacağını bilemiyordu, buraya erkek bulmaya gelmişti
ama bulduğunda da ne yapacağını
şaşırmıştı. Temiz ve düzenli bir odası,
ortada iki kişilik büyük bir yatak vardı.
Bir şey demesine fırsat vermeden beline sarıldım ve
dudaklarından öpmeye başladım. Dudaklarının üzerinde
kırışıklar ve hafif alınmamış tüyler
vardı. Dudakları etliydi. Nalan dudaktan öpüşme konusunda
bilgisizdi, ben dudaklarını emerken sadece ayakta öylece duruyordu.
Henüz hazır olmadığını anlamıştım,
öpmeyi bıraktım. “Uhh, şey, ee...” diyerek kekeledikten sonra,
“Ben böyle olacağını tahmin etmemiştim.” dedi. “Peki, ne
bekliyordun?” dediğimde, “Şey, ne bileyim...” dedi. Onu kolundan
tutup yatağa oturttum, ben de yanına oturdum. Bana birşey
anlatmaya çalışıyordu, ama cesaret edemiyordu. Sonunda, “Osman, sana
birşey söylemek istiyorum. Şey.. benim sana verebileceğim çok
param yok, ben zengin değilim, nasıl bir otelde
kaldığımı görüyorsun...” dedi.
“Ben paran için burada değilim, seni beğendiğim için geldim!” dediğimde, şaşkınlıkla, “Öyle mi?” diyerek gülümsedi ve “Teşekkür ederim!” dedikten sonra, “Şeyy... Ankara’da internette birkaç tane jigolo bulmuştum aslında, ama hepsi
çok para istediler. Benim onlara verecek o kadar param yok. Para olmayınca da insanın yüzüne
bakmıyorlar, bilirsin!” dedi. “Evet, haklısın!” dedim. O da, “Sen
gerçekten para almıyor musun?” diye sorunca, “Hayır, sana dedim ya, her
şeyi o karşılıyor, ben de bedavadan tatil yapıyorum. Ee,
buraya konuşmaya mı geldim ben, oturup sabaha kadar konuşacak mıyız?” dedim. Nalan görünüşte çapkın bir kadındı, ama gerçekte utangaç bir genç kız gibiydi.
“Şeyy, ee, sana söylemem gerekeken birşey daha var, ben uzun
zamandır bir erkekle beraber olmadım. Kocamın uzun bir
hastalık dönemi oldu, zaten ondan çok önce de aramızda cinsellik bitmişti.
Sen kocamdan sonra bana dokunan ilk erkek olacaksın!” dedi. Bu sözü
hoşuma gitmişti. Saçlarını okşuyordum, “Merak etme,
seni zevkin doruklarına çıkarırım!” dedim. “Kocam öldükten
sonra yalnız kaldım, kızımla da aram iyi değil, uzun
zamandır görüşmüyoruz, internette arkadaşlık sitelerinde
birilerini bulmak istedim, ama hep saçma sapan tipler karşıma
çıktı. Yeniden evlenmeyi de düşünmüyorum. Jigolo bulmak istedim,
ama onlar da çok para istediler. Aslında belki
anlamışsındır, ben hem konuşabileceğim bir arkadaş,
hem de bir partner arıyorum.” dedi. “Tam adamını buldun!” dedim
ve sonra, “Eğer böyle konuşmaya devam edeceksek senden para almak
zorunda kalacağım!” dedim. Bu sözümü ciddi sanmıştı.
Bana, “Ne yapmamı istiyorsun?” diye sorunca, onu kollarından tutup
ayağa kaldırdım, “En son ne kadar oldu sikişmeyeli?”
dediğim zaman utandı. “Hadi utanma, ben bunun için buradayım!”
dediğimde, “Aşağı yukarı 10 yıl oldu!” dedi. 10
yıl uzun bir zamandı, “Özür dilerim ama sen kaç
yaşındasın?” diye sorunca “54, çok mu yaşlıyım
sence?” dedi. “Hayır, senden daha yaşlıları ile de birlikte
oldum ben!” dedim. Bu son söylediklerim onu rahatlatmıştı. Yalan
söylüyordum, hayatımda ilk defa bu kadar yaşlı bir kadınla beraber olacaktım.
Onu yavaşça yatağa yatırdım, boynunu, dudaklarını
öpmeye, emmeye başladım. Vücudu yaşından dolayı biraz
sarkmıştı, derisini, etlerini vakum gibi içime çekiyordum. Nalan
ise gözlerini kapatmıştı, elleri sırtımda gezinmeye
başlamıştı. Elimi elbisesinin altından soktum,
kalçalarını avuçlayıp, okşuyordum. Nalan, “Imm, ıhh!”
diyerek hafif hafif inlemeye başlamıştı. Elimi daha
ilerilere soktum, içinde minik bir külot vardı, onu kenarlarından
tutup sıyırdım, külotu dizlerine gelmişti şimdi. Elimi
amına attım, am dudakları küçüktü. Amını
ovaladıkça Nalan’ın inlemeleri de çoğalmıştı,
başını sağa sola sallıyordu.
Amını ovalarken, orta parmağımı yavaşça amına soktum.
Yaşına ve çocuk doğurmasına rağmen dar bir amı
vardı. Nalan’ın inlemeleri çoğalmıştı, derken
hızlı hızlı nefes almaya başladı ve “Ağhh,
ığhh, uğhh, oğhh!” diye diye boşaldı.
Kadını daha sikmemiştim bile, elimi amına atmam
boşalması için yeterliydi. Gözleri kapalıydı, yavaşça
açıp bana bakınca, “Amıma dokunman bile yetti!” dedi. “54
yaşındaki bir kadına göre dar bir amın var!” dediğimde,
“Kocamla cinsel hayatımız zaten monotondu, haftada en fazla iki kere
beraber oluyorduk, dediğim gibi 10 yıldır da kimseyle beraber
olmadım. Kızımı da ameliyatla doğurmuştum zaten,
amım dar olduğundan normal doğum yapamadım!” dedi.
Dizlerindeki külotunu çıkardım, elbisesinin de altında kalan fermuarını
açtım, askılarını omuzundan sıyırdığım zaman koca ve sarkık memeleri göründü. “Amın dar, ama memelerin çok büyük!” dediğimde, “Evet, kalıtımsaldır
bizde.” dedi. Memeleri sarkmıştı, karnına, göbeğinin
üzerine geliyordu. Meme uçları karımınkiler gibi büyüktü, emmeye
başladığım zaman Nalan yine inlemeye başlamıştı. Bir taraftan elim halen amındaydı, orta parmağım amında çalışıyordu. Yavaş
yavaş amı sulanmaya başlamıştı. Nalan
saçlarımı okşuyor, inliyordu sürekli. Beyaz teninin altında,
memelerinin içindeki mavi damarları belli oluyordu.
Memelerini deli gibi emiyor, ısırıyordum.
Memelerinin içi pamukla doluydu sanki. Amındaki
elim ıslanmıştı. Elbisesini sıyırarak
çıkardığım zaman altımda çırılçıplak
kaldı. Göbeğinin altında uzun bir ameliyat izi vardı.
“Kızımı sezeryanle doğurduğum zaman işte böyle
kestiler beni!” dedi. Çıplak vücudunu emiyor, öpüyordum. Amının
üzerinde bir miktar kıl vardı, kılları artık
ağarmaya başlamış, siyah beyaz karışık bir
renk almıştı. Am dudaklarını emmeye
başladığım zaman Nalan yine inlemeye bezer sesler
çıkarmaya başlamıştı, iki eliyle çarşafı
çekiştiriyordu. Amı şimdi epey sulanmıştı, dilimi
amının içlerine sokmaya çalışıyordum. Vücuduna
sürdüğü parfümden amına da sıktığı belliydi,
ağır bir parfüm kokusu alıyordum.
Nalan inledikçe, şort pantolonumun içindeki yarağım da tavan
yapıyordu. Yataktan kalktım, Nalan’ın bakışları
arasında çarçabuk soyundum. Yarağım havaya doğru
dikilmişti. Nalan gözlerini bir an olsun yarağımdan
ayırmıyordu. Yanına geldim, hafifçe doğruldu. Ona, “Daha
önce hiç yarak yaladın mı?” dediğim zaman yüzüme baktı, “Şeyy,
aslında hayır, bir kere kocama teklif etmiştim ama o
istememişti!” dedi. “Hadi o zaman, her şeyin bir ilki vardır!” dedim.
Nalan kırışık elleriyle yarağımı tuttu, bir
taraftan bana bakmaya devam ediyordu. “Hadi yala!” dediğim zaman
yavaşça dondurma yalar gibi yarağımı yalamaya
başladı. Kırmızı rujlu dudakları
yarağıma değdikçe ben de zevk alıyordum, Nalan’ın
saçlarını okşuyordum ben de. Nalan yavaş yavaş
yarağıma alışmıştı, kökünden bir eliyle
tutmuş, başını ileri geri oynatıp
yarağımı ağzının derinlerine sokup
çıkartıyordu. Yarağımı birkaç dakika boyunca
yalamıştı, neredeyse ağzına boşalacaktım.
“Tamam, bu kadarı yeterli!” dediğimde yavaşça doğruldu.
Geldiğimde sehpanın üzerine koyduğum kamerayı alıp
çalıştırdım ve yatağı görecek şekilde
masanın üzerine yerleştirdim. Nalan, “Onu neden yapıyorsun?”
dediği zaman, “Kendim için, müşterilerimle
yaşadığım bütün sikişleri kaydederim!” dedim. Bu sözüm
üzerine bir şey demedi. “Şimdi sen uzan yatağa!” dediğimde
sırt üstü uzandı, bacaklarını ayırdım,
amını yalamaya başladım. Amı
sulanmıştı, onun için temiz bir mendille amını sildim.
Kaldığım yerden yalamaya devam ettim. Nalan sürekli inliyordu,
derken inlemeleri çoğalmış, nefes alıp vermesi
değişmişti, “Ağhh, uğhh, ayy, ımm!” diyordu
sürekli. Amını yalamayı bırakıp
parmağımı içine soktum. Parmağım içinde birkaç defa
gidip gelmişti ki yeniden boşaldı.
Yatağın üzerinde cansız gibi yatıyordu, göğsünün inip
kalkması da olmasa cansız sanılırdı. Artık onu
sikmek istiyordum. Pantolonun cebindeki prezervatifleri çıkardım,
birini açıp yarağıma takacakken, Nalan, “Dur, onu
kullanmanı istemiyorum. İçimde gerçek bir yarağı hissetmek
istiyorum! Ayrıca ben çoktan Menopoza girdim, içime boşalabilirsin,
sana güveniyorum!” dedi. Benim için hava hoştu, “Sen nasıl istersen!”
dedim. Halen sırtüstü yatmaya devam ettiğinden bacaklarını
araladım, yarağımı yavaş yavaş amına sokmaya başladım.
Uzun yıllardır sikişmemişti, ayrıca dediği gibi
amı dardı. Buse’ninki kadar olmasa da amı
yarağımı sıkıyordu. “Ağhh, ayy, ığhh!”
diye diye sesler çıkara dursun, ben artık amına iyice
girmiştim. Yavaş yavaş hareketlenmeye başlamış,
yarağımı amının derinlerine sokmaya
çalışıyordum. Bir süre amında bekledim. Nalan’ın
gözleri kapalıydı, gözlerini açarak, “10 yıldır bunu hissetmemiştim,
lütfen devam et!” dediğinde, amına olanca gücümle yüklendim. “Ağhh,
ığhh, oğhh, ımm!” demeye başlamış, yüksek
sesle inler olmuştu. Tüm gücümle amına pompalıyordum,
yarağım köküne kadar amındaydı. Girip çıktıkça
amı sulanmış ve genişlemişti.
Yarağım halen amındayken bacaklarını omzuma attım.
“Ağhh, devam et, ağhh, evet!” diyordu, kocaman memeleri sallanıp
duruyordu, kollarını yatağın iki kenarına
uzatmış, tutunuyordu. Kalçalarından sıkıca
tutmuştum, kasıklarım kalçalarına çarptıkça, ‘Şlap,
şlap, şlap!’ sesleri odayı doldurmuştu. Yatak da
sallanıp duruyordu sürekli. Nalan, “Uğhh, devam et, uğhh, sik
beni, sik beni!” deyip duruyordu ha bire. Artık kendime hakim
olamıyordum ve sonunda amına büyük bir hazla boşaldım. İkimiz
de aldığımız keyifle kendimizden geçmiştik.
Amından çıktığım zaman döllerim yarağımdan
ve Nalan’ın amından yatağa akıyordu.
Nalan’ın yanına uzandım, soluk soluğa
kalmıştık ikimiz de. Bir süre bu şekilde kaldık.
Nalan başını göğsüme koymuştu. 5-10 dakikayı bu
şekilde geçirdik. Göğsümü öpüyor, meme uçlarımı emiyordu. Ona,
“Keyif aldın mı?” diye sorduğum zaman, “Çok! Beni çok mutlu
ettin!” dedi. Kalktım ve tuvalete gittim, çişimi yaptım. Küçük
bir duş vardı. İçine girip duş aldım. Döndüğümde
Nalan yatağın üzerinde oturmuş, bir sigara yakmıştı.
Yaktığı sigaradan birkaç nefes çektim. Bana dikkatle bakıyordu.
“Daha önce götten yaptın mı?” diye sordum. Sigarasını
söndürdü, “Hayır, yapmadım!” dedi. “İstersen yapalım?”
dedim. “Bilmiyorum, korkuyorum, canım yanar mı?” diye sorunca, “Ben
hallederim, merak etme!” dedim. Nalan’ı ayağa kaldırdım,
yataktan tutunmasını söyledim, o şekilde domalttım.
Arkasına geçtim, amı ve götü terliydi, amının
kenarlarında halen döllerim duruyordu. Güzelce temizledim. Göt deliği
dardı, bir miktar kıllıydı ve kıllar artık ağarmaya
başlamıştı. Tuvalette kendisinin kullandığı
şampuan vardı, onu getirdim, elime bir miktar döktüm ve
parmaklarımla göt deliğine yedirmeye başladım. Orta
parmağım götüne girdiğinde, “Ağhh!” diye bir acı
haykırış çıkardı, ama daha sonra sesi kesildi. Şampuandan
yarağıma da bolca sürdüm. Yarağımı
sıvazladım bir süre, yeniden kalkmıştı.
Arkasında yerimi aldım, dizlerimi hafifçe kırdım
ve yarağımı tutarak göt deliğine
bastırmaya başladım. Yarağımın kafası içine
girdiğinde, Nalan götünü sağa sola oynatmaya
başlamıştı. “Hey, rahat dur, oynama!” demek zorunda
kaldım. “Çok acıyor, ağhh, ığhh!” deyip duruyordu. Yavaş
yavaş götüne giriyordum. “Ağhh, ağhh, bekle, ağhh,
çıkar, ığhh!” dese de onu dinlemiyordum. Yarağım
artık götündeydi, kalçalarından sıkıca tutarak götüne
yavaş hareketlerle girip çıkmaya başladım. Nalan kendini
kurtarmak için debelenip duruyor, bağırıyordu.
“Bağırma, tüm oteli başımıza toplayacaksın!”
dediğimde bir süre sessiz kaldı. Uzun uzun inliyordu,
ağlamaklı sesler çıkarıyordu. Göt deliği dar
olduğundan istesem de içine hızlı girip çıkamıyordum. Nalan
acı çekmesine rağmen göt deliğinin darlığı bana
zevk veriyordu, büyük keyif alıyordum, zevkten inliyordum ben de.
Götünde birkaç dakika boyunca kalmıştım, ama
boşalmamıştım bir türlü. Götünde bir süre bekledim. Nalan’ın
acı haykırışları azalmıştı biraz. Göt
deliği kaygan bir hal almıştı içine girip
çıktıkça. Biraz biraz yüklenmeye başladım. Yarağım
köküne kadar götüne girmişti şimdi. Nalan kendini kurtarmaya
çalıştıkça, ben de kalçalarını daha sıkı
tutuyordum. Bir süre daha götünde gidip geldikten sonra hışımla
boşaldım. Yarağımı çıkardığım
zaman gazoz şişesinin kapağını açtığınızdaki
gibi bir ses geldi. Göt deliğinin ağzı kızarmıştı.
Nalan, “Ağhh, ığhh!” diyerek feryat ediyor, götünü tutuyordu.
Bana döndüğü zaman gözlerinden akan yaşları gördüm, acıdan
ağlamıştı. “Merak etme, bir zaman sonra bu
acıların geçer, o zaman sen de zevk almaya başlarsın!”
dedim. Tuvalete gitti, duşun altına girdiğini duydum. Derken
içerden bana seslendi. Yanına gittiğim zaman, “Senden göt
deliğime su tutmanı istiyorum!” dedi ve duvardan tutunarak
domaldı. Duşun hortumu yoktu, su yukardan akıyordu, bu nedenle
elimle göt deliğinin ağzını iyice yıkadım. Parmaklarımla
içini de yıkadım. Göt deliği halen açıktı. Nalan
doğruldu ve “Teşekkür ederim, sen istersen içeri geç, ben gelirim
şimdi!” dedi. “İstersen burada yapalım?” dedim.
“Burada mı? Ama burası çok küçük! Hem sen boşalmadın
mı?” dedi. “Seni böyle görmek yarağımı kaldırdı
yeniden!” dedim. Gerçekten onu duşun altında çıplak görmek,
götünü yıkamam yarağımı kaldırmıştı
yeniden. Nalan’ın yüzüne sürdüğü boyalar suyla birlikte gitti,
vücudunun kırışıkları, sarkmaları şimdi daha
belli oluyordu. Duş tek kişilikti, ama ben de içeri girdim. Kıç
kadar yerde iki kişiydik şimdi, hareket edemiyordum. “Bu böyle
olmayacak!” dedim, ben duştan dışarı çıktım,
Nalan da suyu kapadı. “Yarağımı yalamanı istiyorum!”
dediğim zaman gülümseyerek, “Tamam!” dedi ve çömeldi. İki eliyle
yarağıma asıldı, ağzına aldı ve iştahla
emmeye başladı. Ben de, “Ohhh, evet, işte böyle, ohh, yala,
devam et!” deyip duruyordum gözlerim kapalı olduğu halde.
Nalan daha iyi yalıyordu şimdi. Gözlerimi açtım. Ağzında
yarak varken gözleri sürekli bendeydi. Saçlarını, yanaklarını okşuyordum.
Yarağım kazık gibi olmuştu, “Tamam, hadi, işimize
bakalım! Klozete tutunup eğil!” dediğim zaman dediğimi
hemen yaptı, istediğim gibi domalmıştı. Ben
yarağımı tutmuş amına girecekken, başını çevirip, “Yine götüme mi gireceksin?” dedi. “Hayır, amını sikeceğim!” dedim, bacaklarını biraz daha açmasını istedim. Parmak uçlarına basarak götünü havaya
kaldırdığında amı tam yarağımın önündeydi.
Yavaşça amına girdim. İnlemeye başladığında,
ben de amında hızlı hızlı çalışmaya
başladım. Götünü bana doğru bastırıyordu. Birkaç
metrekarelik alanda şimdi onu domaltarak amından sikiyordum. Kasıklarım
göt yanaklarına çarptıkça, ‘Şlap, şlap, şlap’ sesleri
küçük tuvaleti doldurmuştu. Nalan’ın memeleri ileri geri, sağa
sola sallanıyordu. Elleri klozet kapağının üzerindeydi,
sağlam olmayan kapak takır tukur sallanıyordu. Nalan inleyerek kendisini
daha hızlı sikmemi istediğinde var gücümle pompalamaya
başladım. Nalan, “Ağhh, uğhh, sik beni, sik beni!”
dedikçe kendimi kaybetmiş, daha çok pompalıyordum. Yarağım taşaklarıma kadar amındaydı.
Bu şekilde birkaç dakika geçmiş, ama boşalmamıştım. Nalan’ın inlemeleri
azalmıştı, şimdi hırıltılı sesler
çıkartıyordu devamlı. Amından çıktım.
O anda onu kucakladığım gibi havaya kaldırdım, “Bacaklarını
belime dola!” dediğim zaman, var gücüyle bacaklarını
yukarıya kaldırıp belime sıkıca sardı. İki
elini de boynumun arkasından birbirine bağlamıştı.
Yarı baygın gibiydi, onu duvara yasladım. Sandığımdan
hafif gelmişti bana. Kalçalarından sıkıca tutmuştum,
onu biraz daha yukarı kaldırdım, amını ve
yarağımı göremiyordum, ama bir süre sonra Nalan’ın, “Uğhh,
ımm!” sesleriyle hedefi bulduğumu anladım, yarağım yeniden amına girmişti.
Nalan sırtı duvara dayalı haldeydi. “Sıkı tutun!” dediğimde, gözlerini bir açıp bir kapayarak hırıltılar çıkarmaya, inlemeye devam ediyordu. Göt
yanaklarından sıkıca tuttum ve amına
yarağımı sokup çıkartmaya başladım. Bu sefer
ayakta sikiyordum onu. Nalan boynumu iki eliyle sıkıca
sarmıştı, ağlıyor mu, inliyor mu anlayamıyordum. Memeleri
vücutlarımızın arasında sıkışmış
gibiydi. Nalan’ın sırtını duvara iyice yasladım,
duvarla benim aramda iki büklüm olmuş gibiydi. Bu şekilde bir süre
sonra Nalan’ın ağırlığını hissetmeye
başladım, bana sıkıntı yaratıyordu.
Amından çıktım. Onu tutup yere indirdim. Küçük lavabo dolabının
üzerine kaldırıp oturttum bu kez. Omuzlarından tutup geriye
yatırdım. Dolabın üzerinde iki büklüm olmuştu,
omuzları duvara yapışmıştı. Bacaklarını
yukarı kaldırıp omzuma attım, kendime doğru biraz
çektim, yarağım halen kalkıktı, bir iki hamle sonunda
amına yeniden girdim. Bu şekilde sikmeye başladım. Her
seferinde daha büyük bir güçle amına girip çıkarken, Nalan zevkten feryat
ediyordu, çığlıkları küçük tuvaleti doldurmuştu,
sırtı duvara şiddetle çarpıyordu. 54 yaşındaki
bir kadın için elastik bir vücudu vardı, ben de bunun
avantajını kullanıyordum. Lavabo dolabı Nalan’ın
ağırlığı ve sikişmenin şiddetinden çatır çutur sesler çıkartıyordu.
Artık boşalmaya yaklaşmıştım, kendimi daha fazla
tutamayacağımı anladığımda amına deli gibi
boşaldım. Vücudum karıncalanmıştı, zevk
dalgası her tarafımı sardı. Nalan boğuk boğuk
sesler çıkartıyordu. Onu sıkıca tuttum, amından
çıktım. Yavaşça çömeldiğim zaman Nalan
bacaklarını omzumdan indirdi. Ayakları yere değdiği
zaman belini tutmuştu, “Ah, belim, belim, ah, anacım!” deyip
duruyordu. Bu pozisyonda çok yorulmuştum. Kalbim küt küt atıyordu.
Beraber içeriye geçtik, yatağa külçe gibi yığıldık. Nalan
halen, “Ay anacım, bu ne böyle, her yanım ağrıyor, ay, ay!”
diyordu. Ona, “Zevk almadın mı?” dediğimde, “Beni zevke
boğdun, ama kemiklerimi de kırdın!” dedi. Başımı
göğsüne koydum, kalbi hızlı hızlı çarpıyordu. Bir süre sonra ikimiz de uykuya daldık.
Gecenin bir vakti uyandığım zaman odanın ışığı halen yanıyordu. Nalan yanımda horlayarak uyuyordu. Saate baktığım zaman gecenin 02:30’u olmuştu. Nalan’ı dürterek uyandırdım, “Ben gitmek zorundayım!” dedim. “Lütfen bu gece burada kal, gitme!” dedi. “Olmaz, gitmem gerek!” dedim. Bana sokulup sarıldı, bir taraftan da elini yarağıma
atmıştı. O gece üç kere boşalmıştım, ama Nalan’ın okşamaları yarağımı yeniden kaldırdı.
Onu yüz üstü uzandırıp, göbeğinin altına yastık
koydum, bacaklarını araladım. Üzerinde doğrulup,
yarağımı yavaşça arkadan amına soktum. Nalan inlemeye
başlamıştı. Amında gidip geldikçe, “Ohh, devam et,
oğhh!” deyip duruyor, göt yanakları löpür löpür sallanıyordu.
Tempomu hiç bozmadan amında gidip geldim. Belki 5 dakika bu şekilde
geçmişti. Omuzlarından tutarak daha büyük güçle amına sokup
çıkarmaya başladığımda, yarı baygın gibi
durup sürekli inleyen Nalan yine feryada başlamıştı
yeniden. Bir süre sonra boşaldım. Amından
çıktığım zaman döl niyetine yarağımda ne varsa
hepsini sıvazlayarak Nalan’ın kalçalarına, götüne akıttım.
Nalan inleyip duruyordu. Onu tutup sırtüstü çevirdim. Gözü
yarağımdaydı. Onu kaldırdım ve “Yala!” dedim. Nalan
yarağımı bir iki dakika iştahla yalamış, son döl
kırıntılarını yalayıp yutmuştu.
Ben tuvalete girip duşu açtım, sıcak suyun içinde kaldım birkaç dakika, güzelce yıkandım. İçeri döndüğüm zaman Nalan yatakta sigara içiyordu. Bana, “Çok teşekkür ederim, yıllar sonra bana bir kadın olduğumu hatırlattın. Hayatımda böyle bir deneyim yaşamamıştım, böylesi sikilmedim hiç!” dedi. Ben de ona, “Ben teşekkür ederim, sen dürüst ve iyi bir kadınsın!” dedim, dudaklarından öptüm.
Kameraya baktığım zaman bütün hafızayı dolduracak kadar çekim yaptığını gördüm. Çantamda boş bir hafıza kartı vardı, onu taktım; makineyi çantama koydum. Üzerimi
giyinirken, Nalan da yataktan kalkıp çantasını açtı. İçinden cüzdanını çıkarmıştı, bana 200 Dolar para uzatarak, “Al, bunu hak ettin, keşke daha fazla verebilsem, ama benim durumum bu kadar!” dedi. Beni gerçekten jigolo sanmıştı. Bu oyunu burada bitirmek istedim. Parayı almadım, “Ben senin sandığın gibi jigolo değilim, plajda o gördüğün kadın benim karımdı. Hayatımda para karşılığı bir kadınla beraber olmadım!” dedim. Nalan’ın gözleri yuvalarından fırlayacakmış gibi oldu, bir şey diyemiyordu. Ona, “Ankara’ya geldiğim vakit seni ararım!” dedim. Yanağından öperek çıktım. Resepsiyondaki kız yarı uykulu gözlerle beni karşısında görünce gülümsedi. Ona bir göz kırptıktan sonra otele geri döndüm.
Odaya girdiğim zaman karım horlayarak uyuyordu. Yanına sokulduğumda hafifçe doğruldu, “Geldin mi?” dedi. “Evet!” dedim. Saat 04:00’e geliyordu...
[Osman]
|