Ah Bu Töreler Seks Hikayesi 20. Bölüm! (Osman 30 Y., Konya / Türkiye)
Refiye, “Merhaba Osman Bey, kusura bakmayın sizi böyle rahatsız ediyorum ama, şeyy acaba
işle ilgili bir gelişme var mı?” dedi. Ben de, “Asıl siz
kusura bakmayın, o konu ile ilgilenemedim, ben arkadaşlarla
görüşür, size haber veririm!” dedim. Teşekkür ederek telefonu
kapadı. Sigortacı bir arkadaşım vardı, onu
aradım, “Senin çevren geniştir, tanıdığım bir
yakınım kadın var, Almanya’dan buraya yerleşti, kendisi
için iş arıyoruz, bir araştırsana.” dedim. Arkadaşım ilgileneceğini söyledi.
Akşam yolda Özge’ye Semanur’un durumunu sordum. Henüz
nişanlısıyla barışmamışlar. Semanur
bekaretini kaybetmişti, nişanın bozulmasından çok
korkuyordu. Özge de Semanur’un bu durumuna üzülüyordu. Özge
geçen geceden dolayı bana somurtuyordu. “Ben kapıya geldiğimde
annemi sikiyordun değil mi?” dediğinde ses çıkarmadım. Özge,
“Evde Semanur vardı o gece, kız herşeyi anladı, rezil olduk
ona!” dedi. Sonra da, “Beni ihmal ediyorsun, daha ne kadar beklemem gerek?”
dedi. Sedat’ı aradım. Geçen sefer kendisine kadın
ayarladığım için keyifliydi. “İşin yoksa geç gel!”
dediğimde, “Tamam tamam, ben hallederim!” dedi. Özge bu konuşmadan
bir şey anlamamıştı, ama eve değil de, başka bir
yere gittiğimizi görünce, “Nereye gidiyoruz?” diye sordu. “Sikişmek
istemiyor musun yoksa?” dediğimde, “Hem de çok!” dedi.
Merdivenlerden çıkarken Emine’nin kapının deliğinden
baktığını fark ettim, ama kapı açılmadı.
Özge ile daireye girdik. Kapıyı kapatır kapatmaz Özge’nin
dudaklarına yumuldum. Beline sarıldım. Üzerinde uzun, ince kot
bir etek vardı, eteğin altından elimi soktum,
kalçalarını avuçladım. Yarağım kalkmıştı. Özge, “Şeyy, amımı yalaman çok hoşuma gidiyor, ama bugün olmaz, adetliyim!” dedi. “Tamam, anladım!” dedim.
Özge banyoya gitti. Birkaç dakika sonra geldiğinde onu elinden tutup
mutfağa götürdüm. Mutfak arkada kalıyordu, binanın
aydınlığına bakan küçük bir penceresi vardı. Perdeyi
çektim, üzerimdekileri çıkardım. Özge önümde çömeldi,
yarağımı sıvazlamaya başladı. Daha sonra da
ağzına aldı. Yarağımı iştahla
yalıyordu. Özge her geçen gün yarak yalama konusunda uzmanlaşıyordu.
Yarağım kazık gibi olmuştu. Özge dilini müthiş
kullanıyordu. Taşaklarımı avuçlamıştı, büyük keyif alıyordum.
Ona, “Tamam, hadi yeter artık!” demek zorunda kaldım. Ayağa
kaldırıp, mutfak tezgahına domalttım. Eteğini beline
sıyırdığım zaman altında siyah külotlu
çorabı ile kaldı. Çorabını aşağı
sıyırdığımda siyah pamuklu külotu göründü. Onu da
sıyırdım, külotunun içinde az önce taktığı pedi
vardı. Göt yanaklarını iki yana iyice açtım, açık göt
deliği göründü. Yarağımı iyice sıvazladım.
Yarağıma bir miktar bulaşık sabunu sürdüm. Yavaş
yavaş göt deliğine girdiğim zaman Özge’den derin bir,
“Iğğhhh!” çıktı. Sabun sayesinde yarağım götüne
kolayca girmişti. Özge’nin götünde hızlı hızlı çalışmaya
başladım. Özge derin derin inliyordu sürekli. Kalçalarından
sıkıca tutmuştum. Götünü yarağıma
bastırıyordu. Daha sert sikmeye başladım. Tezgahın
üzerinde tabak, çanak, tencere vardı. Tezgahın oynaması ile
beraber bunlar da oynamaya, ses çıkarmaya başlamıştı.
Her seferinde daha büyük bir güçle götüne pompalıyordum. Özge, “Ağhh,
ığhh, ımm!” diyerek inlerken, beline bastırdım ve onu
öne iyice eğdim. Sağ ayağımı tezgahın üzerine
attım, bu şekilde götüne girmeye başladım. Özge başını
yana çevirmiş bana bakmaya çalışıyor, elleriyle tezgaha
sıkıca tutunuyordu. Özge adeta feryat eder olmuştu şimdi. O
sırada tezgahın üzerindeki boş tencere sallanmaya daha fazla
dayanamadı ve ‘Güm!’ diye yere düştü. Çıkan ses evde
yankılanmıştı, ama bizi durdurmaya yetmemişti.
Yarağımı götüne köküne kadar sokup çıkartıyordum.
Özge’nin göt deliği artık iyice açılmış,
kayganlaşmıştı. Pompaladıkça aldığım
zevk artıyordu. En sonunda büyük bir hazla patladım, götüne döllerimi boşalttım.
Bir süre daha götünde kaldıktan sonra çıktım. Özge de
doğruldu. Üzerini toparladı. Banyoya gidip yarağımı sildim,
çişimi yapıp içeriye geçtim. Özge, “Burası kimin evi?” diye
sordu. “Bir arkadaşımın.” dedim. Bana sürekli bu evle ilgili
sorular soruyordu. “Daha fazla sormana gerek yok, sikişmek
istediğimiz zaman buraya geliriz!” dedim. Bu cevabım onu mutlu
etmişti. Çıkarken Özge’ye, “Sen önden in, ben geliyorum!”
dediğimde aşağı indi. Kapıyı kilitledim,
aşağı inerken Emine’nin yine kapının deliğinden
baktığını anladım. Ama kapıyı açmadı
yine. Bu evde Özge’yi de sikmiştim sonunda. Özge ile beraber eve döndük.
Gece karımla sikişmek istiyordum, ama bütün gece, “Başım ağrıyor!” deyip durdu.
Ertesi gün işyerine Semanur geldi. Özge ile epey oturdular.
Sonra benim yazıhaneme davet ettim onu. Utangaç ve
çekingen bir hali vardı. Birşey söylemek istiyor gibiydi, “Şeyy
Osman abi, size de dert oldum, geçen gece de rahatsızlık verdim...”
diyordu. Bunu söylerken yanaklarının
kızardığını görebiliyordum. Karımla
sikiştiğimizi anlamıştı. Kendisine kartımı
verdim ve “Rahatsızlık falan vermedin. Ne zaman istersen, neye ihtiyacın
varsa, çekinmeden ara!” dedim. Yanımdan memnuniyetle ayrıldı.
Aynı gün akşamüzeri sigortacı arkadaşım aradı,
Refiye’ye iş bulmuştu. İhracat yapan bir firmaya Almanca bilen
biri aranıyordu. Refiye’yi arayıp müjdeyi verdim, işyerinin
adresini, kiminle görüşeceğini söyledim. Refiye, “Ay Osman Bey,
sizden bir ricam olacak... Ben buraları bilmiyorum, yarın orayı
bulamam, siz beni bıraksanız çok mu şey istemiş olurum?”
dediğinde, “Tabi ki hayır, memnuniyetle!” dedim.
Gece yatarken karıma, “Refiye hanıma iş buldum, yarın onu
iş görüşmesine götüreceğim.” dediğimde, “Ay, çok sevap
işledin, kadıncağız geçen gün yana yakıla derdini
anlatmıştı bana!” dedi. Karımın başının
ağrısı geçmişti. Bir çırpıda üzerindekileri
çıkardım, memelerine yumuldum. Karım da çok istekliydi, dudaklarımı
emiyor, yarağımı sıvazlıyordu. Bir süre sonra
birbirimize 69 çekmeye başladık. Karımın amında,
kalçalarında yeniden tüyler, kıllar büyümeye
başlamıştı. Amı iyice sulanmıştı. Karımın
götüne bir şaplak atınca yarağımı yalamayı bıraktı.
Üzerimde doğruldu ve yarağımın üzerine oturdu. Dizlerinin
üzerine çömelmiş, yarağım tamamen amına girmişti. Yarağımın
üzerinde yaylanıyor, oturup kalkıyordu. Aldığı zevkle
memelerini avuçlamış, uçlarını kendisi emiyordu. “Iğhhh,
oğhhh, ımmm!” diyerek inliyordu. Onu belinden tutmuştum, ama
yaptığım sadece buydu, kontrol karımdaydı. Bu
şekilde bir süre yarağımın üzerinde sallanıp durdu.
Daha sonra üzerimde bu kez ters dönerek oturdu ve yine yarağım
amındayken ileri geri sallanmaya, oturup kalkmaya başladı, ellerini
dizlerime atmıştı. Yarağımın üzerinde hızlı hızlı oturup
kalktıkça kasıklarıma çarpan göt yanaklarından ‘Şlop,
şlop, şlop!’ sesleri geliyor, göt yanakları sütlaç gibi
titriyordu. Karımın nefes alışları, oturup
kalkmaları hızlandı ve sonunda hırıltılar,
boğuk sesler çıkarmaya başladı yine. Karım
boşalmıştı, ama benim boşalmama daha vardı.
Karıma doğrulmasını ve yanıma uzanmasını söyledim.
Kendini külçe gibi yatağa bıraktı. Ben de doğruldum.
Sağ yanına yatırdım, sağ bacağını
altıma alıp, sol bacağını dizinden kırdım.
Yarağımı kökünden tutup amına girdim. Karımı
hızlı hızlı sikmeye başladım. Karım
yarı baygın gibiydi. Kasıklarım göt yanaklarına
çarpıyor ‘Şlop, şlop, şlop!’ sesleri odayı
dolduruyordu yine. Aynı zamanda karyola da gıcırdamaya
başlamıştı. Karımın memeleri sallanırken öne
doğru eğildim ve memesini avuçladım, karım da elimi
sıkıca tuttu. “Ağğhhh, ımmm, ığhhh!” diyerek
inliyordu. Artık ben de boşalmak üzereydim, son bir hamleyle daha
sert sokup çıkardım ve sonunda boşaldım. Karım da
boşalmıştı. Derin derin inliyordu. Amından
çıkıp yanına uzandım. İkimiz de terlemiş,
yorulmuştuk. Bir süre birbirimize sarılarak uyuduk. Gecenin bir vakti
uyandığımda ikimiz de yatakta çırılçıplaktık.
Yazlık battaniyeyi üzerimize çektim, güzel bir uykuya daldım tekrar.
Sabah Özge’yi işe bıraktım, sonra Refiye’nin evine gittim.
Aşağıda arabada bekliyordum, kendisini arayıp
geldiğimi söyledim. “Hemen geliyorum!” dedi. Biraz sonra binanın
kapısından çıktı. Beyaz bir etek ceket takımı
giymiş, içine de pembe saten bir gömlek giymişti. Dar gömleğinin
düğmeleri zor kapanmıştı, memeleri kendini belli ediyordu.
Yüzüne makyaj yapmış, dudaklarına pembe bir ruj sürmüştü.
Başını da yine pembe parlak bir türbanla
bağlamıştı. Beyaz yüksek topuklularıyla salına salına yürüyordu.
Arabaya binince, “Ay çok bekletmedim umarım!” dedi. Refiye’den çok hoş bir
parfüm kokusu geliyordu. Elimde olmadan, “Parfümünüz çok güzelmiş!”
dediğimde, “Ay öyle mi? Bilmiyorum, sürdüm öyle işte!” dedi. Emniyet
kemerini bağladığında kemer memelerini
şişirmiş, daha bir belli etmişti. “Ay çok heyecanlıyım,
ne olacak acaba?” deyip duruyordu. “Merak etmeyin, arada tanıdık
olduğu için sıkıntı olmaz, heyecanlanmayın!” dedim.
“Kalbim küt küt atıyor!” dedi. Refiye aslında bana mesaj veriyordu.
Bu kadınla aramda bir şeyler olacağına emindim.
Birlikte arkadaşımın dediği işyerine gittik. Refiye
içerde bir kadın ve adamla görüşmeye girdi. Ben dışarda
bekliyordum. Yarım saat sonra çıktığında Refiye çok
sevinçliydi. İşe alındığını söyledi. Eline
bir liste verdiler ve “Bu evrakları tamamlamanız gerek, sizi haftaya
Pazartesi bekliyoruz!” dediler. Refiye çok mutluydu. Arabaya bindiğimizde,
“Ay Osman bey size çok teşekkür ederim, sayenizde iş buldum, çok çok teşekkür
ederim!” dedi. “Önemli değil, hem şu aramızdaki ‘Bey – Hanım’
laflarını kaldırsak nasıl olur?” dedim. Refiye cevap
vermiyor, sadece gülüyordu. Onu evine bıraktım. İnerken elini
uzattı ve “Çok teşekkür ederim Osman, çok iyisin!” dedi.
Bakışlarında Emine’de gördüğüm davetkâr bakışlar vardı.
Akşam eve Özge ile döndüğümüzde Zarife yine bizdeydi, ama bu defa tekti. Kocası iş
için birkaç günlüğüne şehir dışına gitmişti. Yine
kaynanası ile kalıyordu. Karım ablası geldiği
zamanlarda çok mutlu oluyordu. Zarife’ye gece bizde kalması için çok
ısrarcı oldu, ama Zarife, “Ay anam gideyim, benim o dedikoducu
kaynanam laf eder sonra!” diyerek kalktı. Zarife’yi evine bırakmak için ben de kalktım. Zarife’yle birlikte yola çıktık. Gecenin karanlığında yollar boştu.
Zarife yanımda otururken giydiği siyah eteğini
sıyırmaya ve bacaklarını göstermeye başladı.
“Seni çok özledim, kocam da evde yok, kaynanam yatmıştır hem...
Bu gece bende kal. Ara evi bir şeyler uydur. Seni çok istiyorum!” deyip
duruyordu. Bir elim direksiyonda, diğeri Zarife’nin
bacaklarındaydı. Araba kullanırken sikim
kalkmıştı. Önden Zarife eve girdi, ben arabada kaldım. Bir
dakikaya kalmadan beni aradı ve “Kaynanam yatıyor, gel hadi!” dedi.
Arabayı biraz daha ileri park ettim. Karımı aradım ve “Ben
biraz arkadaşlarla takılırım, siz yatın!” dedim.
Karım, “Yine o zıkkımı içeceksin değil mi!” diyerek
beni azarlıyordu. Arkadaşlarımla içki içeceğimi
sanıyordu, ama ben ablasını sikecektim. Karımın böyle sanması işime geliyordu.
Kimseye görünmemeye çalışarak içeri girdim. Zarife bir şey
söylemeden beni elimden tutup doğruca yatak odasına götürdü ve
kapıyı kapadı. Salondaki gece lambasının
ışığı içeri vuruyordu. Zarife üzerindekileri çıkarmaya
başlayınca ben de soyundum. İkimiz de çıplak
kalmıştık. Zarife’nin iri ve sarkık memelerini görmek
yarağımı kaldırmaya yetmişti. Birlikte yatağa
uzandık ve vücudunu, memelerini emmeye, öpmeye başladım. Zarife
hafiften inlemeye başlamıştı. Amı traşlıydı.
Elimi atıp amını ovaladıkça inlemeleri artmış,
amı sulanmıştı. Zarife, “Hadi sik beni, hadi, oğhh, hadi!” diyerek inliyordu.
Yarağımı sıvazlayarak iyice kaldırdım, Zarife’nin
bacaklarını omzuma attım ve alttan amına girdim.
Kalçalarından tutarak amında gidip gelmeye başladım. Zarife
inleyerek başını sağa sola çeviriyordu. “Devam et,
oğğhh, sik beni, ağhhh!” dedikçe benim de
azgınlığım artıyordu. Daha güçlü pompalamaya
başladım. Kasıklarım dolgun kalçalarına çarptıkça
odanın içi ‘Şlop, şlop, şlop!’ sesleriyle
çınlıyordu. Kısa bir süre sonra Zarife
boşalmıştı. İnlemeleri azalmış, uzun uzun, “Ağhh,
ımmm, oğhhh!” deyip duruyordu sadece. Bense aynı şekilde sikmeye devam ediyordum.
Zarife sallanan memelerini tutmuş, meme uçlarını kendisi
emiyordu. Amı oldukça geniş ve kaygandı, yarağım
içinde yağ sürülmüş gibi kolayca gidip geliyordu. En sonunda ben de
boşaldım. Amından çıkıp yanına uzandım.
Birbirimize sarıldık. Zarife, “Kocamla senin gibi sikişmiyorum.
O sadece üzerime çıkıp, gidip geliyor, hepsi bu! Ama seninle çok keyif
alıyorum!” dedi. Saçlarını okşadım. Bana daha da
sokuldu. “Benim gitmem gerek!” dediğimde, “Kal bu gece, kaynanam sabaha
kadar uyanmaz, yine yapalım!” diyordu. Zarife’ye, “Götten yapalım o
zaman!” deyince, “Sen nasıl istersen!” dedi. Zarife’nin bu cevabı hoşuma gitmişti.
Sırt üstü uzandırdım tekrar ve belinin altına yastık
koydum. Bacaklarını havaya kaldırdı, iki eliyle göt
yanaklarını iki yana iyice açmaya çalışıyordu.
Yarağımı sıvazladıkça yeniden kalktı. Az önce döllerim
ve amının sıvıları ile ıslanan yarağım,
Zarife’nin geniş göt deliğine kolayca girmişti.
Bacaklarını tutup iki yana iyice açtım ve götünde gidip gelmeye
başladım. Götü her ne kadar genişte olsa, amı kadar
değildi elbette. Götü yarağımı sıkıyordu. Zarife,
“Ağhh, ımm, ağhh!” diye feryat ediyor, elleri kalçalarında,
başını sağa sola atıyordu. Daha çok pompalamaya
başladığım zaman, yatak da sallanmaya
başlamış, sesler çıkartıyordu. Memeleri sağa
sola, ileri geri sallanıp duruyordu sürekli.
Zarife içerde kaynanası yokmuş gibi, adeta çığlık atarak inliyor, ahlıyordu. Onun bu hali bana cesaret veriyor, ben de daha büyük bir güçle götüne bastırıyordum. Sonunda sarsılarak bu defa götüne boşaldım. Biraz götüne girip çıkmaya devam ettim. Götünden çıktığım zaman genişleyen göt deliğinden hafif bir osuruk sesi geldi. İkimiz de yatağa külçe gibi
yığıldık. Zarife başını göğsüme dayadı. O ara ben de uyuya kalmıştım.
Kolumun ağrısıyla uyandım. Zarife’nin başı kolumun üstünde kalmış, kolum uyuşmuştu. Kolumu sallamaya başlayınca yavaş yavaş yeniden hissetmeye başladım. Zarife horlayarak uyumaya devam ediyordu. Üzerimi giyinip çıktım. Eve geldiğimde saat 02:00’yi geçiyordu...
[Osman]
|