Ah Bu Töreler Seks Hikayesi 27. Bölüm! (Osman 30 Y., Konya / Türkiye)
Refiye kapının arkasında kalmıştı. İçeri geçtim, kapı kapandı. Yan tarafıma döndüğümde Refiye ile göz göze geldim.
Uzun, dalgalı kestane kızılı saçları beline
dökülüyordu. Üzerine leopar desenli dizlerine gelen dar bir elbise giymişti,
elbise vücudunu sarmış, önündeki dekoltesinden iri memelerinin
çatalı ve üstü görünüyordu. Ayağında siyah, yüksek topuklu bir
ayakkabı vardı. Yüzüne yoğun olmayan, ama güzel bir makyaj
yapmış, dudaklarına pembe simli bir ruj sürmüştü.
Kirpiklerini iyice dolgunlaştırmış,
kaşlarını kalem gibi inceltmişti. Süslü bir oyuncak bebek gibi olmuştu. Onu o şekilde görmek sikimin sertleşmesine yetmişti.
Ayağındaki ayakkabılarla boyu uzamıştı. Beline
sarıldım ve dudaklarına yumuldum. Uzun uzun hasret giderir gibi dudaklarımızı,
dillerimizi emdik, öpüştük. Elimi götüne atıp avuçladım. Dolgun
ve yaşına göre dik göt yanaklarını sıktım. Refiye dudaklarını boynumda gezdiriyor, etimi vakum gibi çekiyor, emiyordu. Pantolonumun önünde çadırın dikildiğini görmüştü Refiye. Gözlerime bakıp, “Bu gece uzun, hemen harcamayalım!” dedi. Önümde
salına salına yürüyerek salona geçti. Ayakkabılarının topukları seramik ve parke zemin üzerinde tak tuk ses çıkartıyordu. Girişteki holde üst kata çıkan ahşap bir merdiven vardı, Dubleks bir daireydi burası.
Salonu oldukça genişti, içerisi güzel ve zevkle döşenmişti. Ortadaki büyük masada çok güzel bir sofra hazırlamıştı. Üzerinde epey bir yiyecek vardı. Duvarda çalışan bir klima
vardı ve içeriyi oldukça serinletmişti. “Kocanın ölümünden epey
tazminat almışsın anlaşılan!” dediğimde,
“Bahsetmeyelim bu konudan, hem sadece tazminat değil yılların
çalışmasının sonucu bunlar!” dedi. Birlikte sofraya
oturduk. Refiye elleriyle bana karışık bir tabak hazırladı.
Mutfakta da hamarat bir kadın olduğu belliydi, yemeklerin ve
mezelerin hepsi lezzetliydi. Yemeğin ardından Refiye mutfağa
geçti, yürürken saçları dalgalanıyordu. Ben koltuğa geçip
Televizyonu açtım, duvarda büyük ekran bir LCD Televizyon vardı.
Biraz sonra Refiye bir tepsi ile geldi. Türk kahvesi yapmıştı.
Yanıma oturup bacak bacak üstüne attı. Sıyrılan elbisesinin
altından ince siyah çoraplı bacakları görünüyordu. Kahvemi aceleyle içtim, o da içmişti. Boş fincanları sehpanın üstüne koyduk.
Elimi koltuğun arkasından omzuna attım ve dudaklarına yumuldum. Refiye çok güzel öpüşüyordu, dudaklarımı, dilimi emiyordu. Uzun uzun öpüştük. Pantolonumun önünün gene dikildiğini görünce,
“İstersen çıkar üzerindekileri, rahat ol!” dedi. Ayağa
kalktım ve soyunup tamamen çıplak kaldım. Kalkık
yarağım Refiye’nin önündeydi şimdi. Gözlerini bir an olsun
yarağımdan ayırmıyordu. Ben tekrar koltuğa, yanına otururken kalktı ve “Sana bir sürprizim var!” dedi. Televizyonu kapattı. Dolaplardan birini açıp bir CD çıkardı ve CD oynatıcısına taktı. Televizyonu tekrar açtığında bu kez ekranda bir porno film oynuyordu.
Refiye yanıma oturdu tekrar, Alman yapımı bir porno filmiydi bu. Filmde erkekli kadınlı bir grup, bir evde grup seks yapıyordu. Kadının birini hem amından hem götünden sikiyorlar, aynı
zamanda ağzına veriyorlardı. Bir başka kadını da
adamın biri götünden sikiyordu. Salon ekrandan yayılan inlemeler ve
Almanca konuşmalarla dolmuştu. “Ohhh jaa sehr schön! Jaa fick mich!
Ohh jaa! Mein Got! İch komme, ich komme!” kelimeleri sürekli
tekrarlandığı için ezberledim. Refiye ekrana
sinema izler gibi bakıyordu. Ben de koltukta oturmuş ekrana bakarken yarağım kazık gibi oldu bir anda. O esnada Refiye ekrana bakmaya devam ederken, sağ elini yarağıma attı ve okşamaya başladı.
Çok hoşuma gidiyordu, narin eliyle yarağımı usulca okşuyordu. Filmde kadınlar ve erkekler hayvan gibi sikişirken, Refiye eğildi ve yarağımı ağzına aldı.
Ustaca yalamaya başladı. Yavaş yavaş, acele etmeden yalıyordu.
“Iğmm, ığmm!” sesleriyle yarağımı
boğazına kadar sokup çıkartıyor, yarağımın kafasına
tükürüp tekrar yalıyordu. Başını sağa sola, ileri geri
oynatıyor, sanki filmdeki kadınlardan biriymiş gibi hareket
ediyordu. Sol elimi sırtında, saçlarında gezdirmeye başladım. Geniş koltukta bacaklarımı iki yana iyice açmış, sırtımı mindere yaslamıştım. Gözlerimi tavana dikmiştim. Refiye yarağımı yalarken ekrandan Almanca sesler, haykırışlar ve inleme sesleri geliyordu sürekli.
Refiye yavaşça doğruldu, sehpanın üzerinden kağıt bir mendil alıp ağzını, dudaklarını sildi. Gözlerimin
içine bakarak, “Beni hayvan gibi sikmeni, bağırtmanı istiyorum!”
dedi. Ardından elimden tutup beni kaldırdı, televizyonu
kapattı. O önde, ben arkada, el ele, üst kata yatak odasına
çıktık. Yatak odası bizim evin salonundan daha büyüktü ve ortada
yuvarlak büyük bir yatak vardı. Yatağı gören büyük dolap
aynalarla kaplıydı. Yatağın tam üzerindeki pencereden
yıldızlarla dolu gökyüzü görünüyordu. Refiye’yi yatağa
uzandırdım, ben de yanına uzandım. Dudaklarına
yumuldum yine. Bir taraftan elim vücudunda geziniyordu. Memelerini, kalçalarını
avuçluyordum. Refiye hafif hafif inlemeye başlamıştı. Elimi
elbisesinin içinden soktuğum zaman içine jartiyer giydiğini
anladım. Refiye’nin göğsü bir inip bir kalkıyordu sürekli.
Öpmeyi bıraktım, elimi amına attım, içine minik bir külot giymişti. Elimi külotunun üzerinden amına bastırmaya başladım.
Refiye, “Ağhh, ığhh, ımm!” diyerek sesli sesli inliyor, saçlarımı çekiyordu. Elbisesini iyice yukarı doğru sıyırdım, jartiyeri göründü. Üzerinde siyah dantelli ve tülden
bir külot vardı. Siyah tülün içinde kılsız amı görünüyordu.
Yatakta sırt üstü hareketsiz yatıyordu. Bacaklarını
ayırdım iyice. Tül külotunun üzerinden dilimi amına
değdirmeye başladım. Refiye tiz bir çığlık koyverdi.
Amını iştahla dillemeye başladım. Saçlarımı
okşuyordu, “Iğhh, ımm, ağhh, uğhh!” diye inliyor,
hızlı hızlı nefes alıp veriyordu. Tül külotunu kenara
çekince sulanmış amı göründü. Pembeleşmiş etli am dudaklarını vakum gibi emmeye başladığımda, Refiye, “Ağhh, ığhh!” diye bağırmaya başlamıştı şimdi.
Amını yaladıkça daha da sulanıyordu. Refiye saçlarımı koparacakmış gibi çekiyor, yatakta kıvranıp duruyordu. Dilimi amının içlerine sokup
çıkarıyordum, amının dilini içime çekiyordum. Refiye
üzerine sıktığı meyve aromalı parfümünden belli ki
amına da sıkmıştı. Bu koku beni daha da azdırıyor, çıldırtıyordu. Amını bırakmak istemiyordum. Bir süre sonra Refiye haykırışlarla, inlemelerle
boşaldı. Ağzındaki kemiği bırakmak istemeyen bir
köpek gibiydim, Refiye’nin amını bir türlü bırakmıyordum.
Refiye şimdi sessizce yatıyor, sadece kesik kesik inliyordu.
Doğrulup ona baktığımda gözleri kapalı,
dudaklarını emdiğini gördüm. Yanına uzandım,
elbisesinin üstünü aşağı doğru sıyırınca
memeleri ortaya çıktı, içine sutyen giymemişti. Memeleri büyük
ve dolgundu, yaşına rağmen sarkmamıştı. Meme
uçlarını emmeye başladığımda, Refiye yeniden “Iğhh, ağhh!” diye inlemeye başladı. Memeleri çok güzeldi, emdikçe emesim geliyordu. Sağ elimi de amına attım ve sulu amını ovalamaya başladım.
Orta parmağımı içine sokup çıkarmaya başladığımda Refiye kendini kasmaya başladı. “Rahat ol, sakin ol!” diyordum sürekli. Bacaklarını sıkıca
kapatıyordu yine. Yavaş yavaş serbest bıraktı kendini.
Parmağımı amının içinde yavaşça ileri geri
oynatmaya başladım. Amının içi alev alevdi. Dudaklarım
meme uçlarını emiyordu, dişlerimi geçirdim bu sefer. Küçük küçük
ısırmaya başladım. Refiye, “Oğhh, ağhh!” diyerek saçlarımı, çarşafı çekip duruyordu. Amındaki elim ıslanmıştı, Refiye az önce
boşalmıştı, ama şimdi tekrar boşalmak üzereydi.
Birkaç dakikaya kalmadan da boşaldı. Yatakta cansız gibi
yatıyordu. Yarağım kazık gibiydi, ama hemen içine girmek
istemiyor, bu anı uzatmak istiyordum. Refiye’nin üzerinde ters döndüm ve
amına yumuldum, yarağım ağzının
kenarındaydı. O da benimkini ağzına aldı ve
birbirimize 69 çekmeye başladık. Refiye yarağımı eliyle sıkıca kavramış, az önceki gibi iştahla yalıyordu.
Amının içine dilimi sokmuş, dudaklarını emiyordum durmadan. Refiye göt yanaklarımı okşamaya başladı, taşaklarımı avuçluyordu, büyük bir zevk alıyordum. Bu
gidişle o pozisyonda ağzına patlayacaktım. Üzerinden
doğrulup kalktım. Yatakta sırt üstü yatmış bana
bakıyordu, “Hadi gel, lütfen!” diyordu sürekli. Çıplak memeleri, bacakları görünüyordu. “Memelerin çok güzel ve dolgun bu yaşına rağmen!” dediğimde, “Kocam ölmeden üç ay önce silikon yaptırmıştım, ona nasip olmadı memelerim, ama şimdi tüm vücudum senindir!” dedi. Eğildim ve dudaklarından uzun uzun öptüm.
Aşağıya mutfağa indim, buzdolabında tam istediğim gibi çikolatalı dondurma vardı. Bir kaşık alıp yukarı çıktım. Refiye bıraktığım gibiydi. Elimdeki dondurma kabını görünce ne olacağını
anlamıştı. Elbisesini çıkartmasını istedim.
Yataktan kalktı, “Fermuarımı açarmısın?” diyerek
sırtını bana döndü. Uzun fermuar sırtından götünün
üzerine kadar geliyordu. Fermuarı açınca elbisesini
bacaklarından sıyırıp çıkardı. Şimdi sadece
ayakkabı, jartiyer, çorap ve külotla kalmıştı. Onları da çıkarmak istedi, ama ben engel oldum, tekrar yatağa uzanmasını istedim. Dondurmadan göbeğine bir miktar sürdüm ve yalamaya, emmeye başladım. Refiye hafif iniltilerle saçlarımı okşuyor,
bacaklarını kendine çekiyordu. Dilim göbeğindeyken az önceki
gibi orta parmağımı amına soktum yine. Refiye’nin
inlemeleri de çoğalmıştı, parmağımı
hızlı hızlı amına sokup çıkartmaya
başladım. Dilim soğuk dondurmayı emerken, parmağım amının sıcaklığını hissediyordu. Dondurmadan bir miktar da memelerine sürdüm, silikonlu memelerini deli gibi emmeye başladım.
Büyük keyif alıyordum, parmağım da amında
çalışmaya devam ediyordu. Refiye boğuk sesler çıkarmaya
başladı, nefessiz kalmış gibi göğsü şiddetle inip
kalkıyordu. “Ağhh, oğhh, oğhh!” diye kesik kesik
inlemelerle üçüncü kez boşaldığını anladım. Gözlerini kapamış, dudaklarını emiyordu kendi kendine. Bütün bu süre boyunca yarağım inişe geçmişti. Refiye’ye, “Yarağımı yalamanı istiyorum!” dedim ve başının yanında
dizlerimin üzerine çöktüm. Refiye hafifçe doğruldu, dirseğiyle
yataktan destek alarak yarağımı ağzına aldı. Ustaca sakso çekmeye, somurmaya başladı. Gözlerimi kapadım, zevkten inliyordum sürekli. Refiye kısa sürede yarağımı kazık gibi yaptı yine.
“Jartiyerini, külotunu çıkar!” dediğimde yarağımı
yalamayı bıraktı ve hemen doğruldu. Az sonra üzerinde
sadece ayakkabıları ve ince siyah çorabı ile duruyordu. Onu
omzundan yatağa ittiğimde, “Ayy!” diye yatağa sırtüstü
düştü. Yatakta onu köpek gibi domalttım ve arkasına geçtim. Göt
yanaklarını iyice ayırdığımda hafif
kıllı ve terli göt deliği de ortaya çıktı. Dilimle
götüne dokunmaya başladığımda, “Uğhh, ımm!”
yaptı ve ardından inlemeye başladı. Götüne
attığım dil darbelerim çoğaldıkça inlemeleri de
artıyordu. Refiye’nin kasıklarından yayılan hoş parfüm
kokusu başımı döndürmüştü. Kalçalarından
sıkıca tutmuş, amını, götünü diiliyor, yalıyor,
emiyordum. Götünden daha önce sikiştiği belliydi, göt deliği bir
miktar açıktı çünkü. Bir süre devam ettim bu şekilde ama
artık onu sikmek istiyordum. Refiye de, “Bırak artık, içime gir, sik beni, hadi sik beni!” demeye başlamıştı.
Yatağın üzerinde dizlerimin üzerine çöktüm, belinin altına bir yastık koydum, biraz kendime çektim onu. Refiye bu işi iyi bildiğini gösteriyordu, ben (Şöyle yap, böyle yap!)
dememe gerek kalmadan hareket ediyordu. Bacaklarını
kaldırdı ve iyice geriye doğru havaya dikti. Amı
şeftali gibi yarık duruyordu, iyice sulanmış ve
kayganlaşmıştı. Yarağımı biraz sıvazladıktan sonra yavaşça amına girdim.
Refiye, “Uğhh, ımm, ağhh!” demeye başladı yeniden. Amı cayır cayırdı. Ayak bileklerinden tutarak amına girip çıkmaya başladım. Refiye şimdi deli gibi inliyor,
başını sağa sola atıp duruyor, çarşafı
çekiştiriyordu. Refiye kaç zamandır sikmek istediğim
kadındı. İlk gördüğümden beri onu sikmek istiyordum.
Yarağımı amına taşaklarıma kadar sokup
çıkarıyor, belimi ileri geri oynatıyordum, sikmek için büyük bir
enerji harcamıyordum böylece. Refiye’nin inlemeleri, ahlamaları
aynı şekilde devam ediyor, “Oğhh, sik beni, oğhh, devam et, ığmm, ağhh!” diyordu devamlı. Bu sırada aynadan kendimi ve altımda kıvranan Refiye’yi görmek beni daha da azdırıyordu.
Ayak bileklerinden tutmayı bırakıp bacaklarını omzuma attım bu kez ve belinden sıkıca kavradım. Gittikçe yüklenmeye, daha sert pompalamaya başladım. Yaylı büyük yatak
şiddetle sallanıyor, sarsılıyordu. Kasıklarım
kalçalarına çarpıyordu. Refiye dolgun memelerini tuttu, onları
yoğuruyor, sıkıyordu. Boşalmaya
yaklaşmıştım, o nedenle biraz yavaşladım, sonra
da amından çıktım. İkimiz de soluk soluğa kalmıştık. Refiye korkuyla, “Boşaldın mı?” dediğinde, “Hayır, daha devam ediyoruz!” dedim. “Lütfen içime boşalma!” dedi. “Tamam, korkma!” dedim.
Onu yatakta sol yanına yatırdım, ben de aynı şekilde arkasına uzandım. Sağ bacağını havaya kaldırdım, yarağımı kökünden tuttum ve alttan beliren
amına yavaşça girdim. Amı artık içine yağ
dökülmüş gibiydi, kolayca içine girip çıkıyordum. Bu
şekilde yüzünü göremiyordum, sağ elim bacağını
tutuyordu sürekli. Refiye artık inlemiyor, çığlık
atıyordu. Büyük zevk alıyordum, bu pozisyonda bir süre devam ettim. Boşalmaya çok yaklaşmıştım. Amından çıktım, sırt üstü çevirip onu altıma
aldım, yarağımı memelerinin arasına soktum. Refiye
memelerini sıkıca tuttu, yarağım iki memesinin
arasındayken bir süre gidip geldim. Ardından deli gibi memelerinin
üzerine patladım. Son döl damlası düşene kadar Refiye
yarağımı sıvazlayıp durdu. Memelerinin üzeri
döllerimle kaplanmıştı. Üzerinden kalktım. Refiye o şekilde
bir süre yattı. Refiye Remziye gibi döl yalama hastası bir kadın değildi. Remziye olsa şimdiye kadar döllerimi su gibi içmiş olurdu.
Refiye, “Bana havlu verebilir misin canım? Şu çekmeceyi aç, orada var!” dedi. Dediği çekmeceyi açıp bir el havlusu verdim kendisine. Refiye memelerindeki, koynundaki döllerimi havluyla iyice sildi. Ardından yataktan doğruldu, “Çok güzeldi!” dedi. Dudaklarından uzun uzun öptüm
onu. Yatak odasında ebeveyn banyosu ve içinde iki kişinin
girebileceği kadar bir jakuzi vardı. Refiye çoraplarını ve ayakkabılarını çıkardı. Suyu açıp küveti doldurdu, içine girip, “Hadi hayatım, sen de gel!” diyerek elini
uzattı. Ben de yanına uzandım. Jakuzinin içinde bir süre
konuşmadan birbirimize sarılarak kaldık. Refiye, “Seni seviyorum!”
diyordu fısıltıyla. Jakuzi beni kendime getirmişti. Refiye de
bu arada boş durmuyor, elini yarağıma atmış okşuyordu. Sikim yavaş yavaş kalkmaya başlamıştı.
Onu jakuzinin içinde sikmek istiyordum. “Domalsana!” dediğimde, “Burada mı sikeceksin beni?” diye sordu. “Evet, hadi domal!” dedim tekrar. Dizlerinin üzerinde domaldı, elleriyle küvetin kenarındaki
başlık demirinden tutundu. Göt deliği suyun üzerinde
kalmıştı bu pozisyonda. Jakuzi fokurdamaya devam ediyordu sürekli. “Seni götünden sikmek istiyorum!” dediğimde ses etmedi. Küvetin içinde ayağa kalktım, kenarda duran duş jelinden elime bolca döktüm ve yarağıma sürdüm iyice.
Dizlerimi kırarak eğildim, yarağımı kökünden kavrayıp göt deliğine bastırmaya başladım. Ama hemen girmemişti. Göt deliğine de duş jelinden bolca dökerek, orta
parmağımla içine yedirmeye başladım. Parmağım
götüne kolayca girip çıkıyordu. Refiye, “Iğhh, ağhh, lütfen
canımı yakma, lütfen!” demeye başlamıştı.
Yarağımı tekrar götüne bastırmaya başladım. Bu
sefer kafası içine girmişti, dizlerimi iyice kırarak eğildim yeniden ve yarağımı daha çok bastırdım. Refiye, “Iğhhh!” diye tiz bir çığlık koyverdi. Bir süre o
şekilde kaldım. Ardından dizlerimi kırarak götüne iyice
girdim. Bu şekilde eğilip kalkmaya başlamamla beraber,
yarağım içine daha kolay girip çıkmaya başladı. Refiye
demiri sıkıca kavramış, başını geriye
atıp, “Uğhh, ağhhh, ağhhh!” diye inlemeye başlamıştı. Jakuzinin sesini bastırıyordu inlemeleri.
Yarağımı götüne piston gibi sokup çıkarıyordum, her seferinde göt deliği iyice genişliyordu. O sırada Refiye sağ elini amına attı ve amını ovalamaya
başladı. Artık acı çekmiyor, sadece zevkten inliyordu.
Ellerimle sırtından tutmuş destek alıyor, belimi indirip kaldırıyordum. Tarifsiz bir zevk alıyordum. O şekilde jakuzinin içinde dakikalarca siktim Refiye’yi götünden. En sonunda deli gibi patladım, döllerimi götüne akıttım.
Götünden çıktığım zaman deliğinin ağzı kızarmıştı, delik bir süre açık kaldı öylece. Döllerim göt deliğinden suya akıyordu. Duş
başlığını alıp suyu açtım. Suyla göt
deliğinin ağzını iyice yıkayıp temizledim. Refiye
demirden tutunmayı bıraktı ve kendini suya bıraktı.
Götünün üzerine oturunca, “Ayy, ağhh, acıdı!” dedi. “Merak etme, geçer!” dedim. Ben de suyun içinde bir süre kaldım.
Beş on dakika sonra, önce ben, sonra Refiye jakuziden çıktı.
İyice kurulandık ve yatağa uzandık yeniden. Tam üzerimizdeki
pencereden yıldızlı gökyüzü görünüyordu. “Burada yatıp
yıldızlara bakmayı çok seviyorum!” dedi Refiye. O şekilde bir süre birbirimize sarılıp yattık. Uyandığımda Refiye halen yatıyordu.
Aşağı kata indim, Televizyonu açtım yeniden, porno film kaldığı yerden devam etmeye başladı. Bir süre filmi izledim. O sırada Refiye de yanıma geldi ve bana sarıldı. İkimiz de koltukta çırılçıplaktık. “Neden halen
atmadın bu filmi?” dediğimde, “Sadece bir bu yok ki, daha çok var.
Artık kocam yok, ben de kendimi tatmin etmek için izliyorum bunları!”
dedi. Elini yarağıma atmış okşuyordu sürekli.
Eğildi ve yarağımı ağzına aldı, iştahla
emmeye ve yalamaya başladı. Koltuğa iyice yayıldım, başımı arkaya attım. Refiye ustaca yarağımı yalıyor, somuruyordu. Hafif hafif inliyordum. Elim sırtında, saçlarında geziniyordu. Neredeyse patlayacaktım. Omuzlarından tutup kaldırdım onu
ve “Seni ilk düğünde görmüştüm biliyorsun. Düğündeki gibi
giyinip gelsene!” dedim. “Neden, çok mu güzeldim o zaman?” dedi. “Evet, hadi giyin gel!” dedim. Yürürken çıplak götünün yanakları sallanıp duruyordu.
Birkaç dakika sonra Refiye aynı düğündeki gibi giyinip yanıma geldi. Mavi elbisesi yine götünü, vücudunu sarmış, başını aynı türbanla bağlamıştı, siyah
çoraplarını ve ayakkabısını giymişti yine. O
günden tek farkı bugün yüzüne daha yoğun makyaj yapmış
olmasıydı. Ama bugün çok daha güzeldi. Onu o şekilde görmek
yarağımı kazık gibi yapmaya yetti. “Nasıl olmuşum?”
diyerek birkaç defa kendi çevresinde döndü. “Şöyle biraz yürüsene!”
dediğimde, salonda ileri geri yürüdü bir süre. Aynı düğündeki gibi götünü sağa sola sallayarak yürüyordu, külotunun izi elbisesinin üzerinden belli oluyordu. Televizyonu kapadım, ayağa kalkıp beline sarıldım. Bana sıkıca sarıldı. Götünü avuçladım, dolgun göt
yanaklarını yoğurdum. Elimi elbisesinin içinden soktum, siyah
çorapları kalçalarına kadar geliyordu. İçine ise pamuklu bir
külot giymişti. Külotun içine elimi soktum. Refiye inlemeye
başlamıştı. Dudaklarına yumuldum, birbirimizin dilini,
dudaklarını emdik. Parlak türbanı yüzüme değdikçe içim bir hoş oluyordu. Refiye çok ateşli, arzuluydu. Kolları çıplak sırtımda geziniyor, “Iğmm, oğhh!” diyerek gözlerini kapamış inliyordu.
Onu yemek masasına domalttım. Kollarını ve
bacaklarını iki yana iyice açarak domaldı. Arkasına geçtim
ve elbisesini beline sıyırdım. Pamuklu beyaz külotunun
kalın lastikleri götünün yanaklarını sıkıyordu.
Külotunu sıyırarak ayaklarından çıkardım. Dizlerimin
üzerine çökerek göt yanaklarını ayırdım. Arkadan beliren
amını emmeye, yalamaya başladım. Refiye, “Iğmmm, ığmmm!” diye uzun uzun inlemeye
başladı. Elini saçlarıma atmıştı bu arada. Az önce siktiğim göt deliğini, amını dakikalarca dilledim, emdim, yaladım. Amı su içinde
kalmıştı. Am dudaklarını ısırıyordum,
dilimi sımsıcak amının içine sokuyordum. Yarağım kazık
gibiydi. Artık onu sikmek istiyordum.
Yarağımı sıvazladım biraz, yavaşça sulu amcığına girdim. Kalçalarından tuttum, amının içinde bir süre bekledim. Refiye derin bir, “Oğhhh!” çekmiş,
yutkunuyor, hızlı hızlı nefes alıp veriyordu.
Amının içinde bir anda hızla çalışmaya başladım.
Refiye, “Ağhh, oğhh, sik beni, oğhh, sik!” diye diye beni daha
çok azdırıyordu. Kasıklarım göt yanaklarına
çarptıkça şiddetli ‘Şlop, şlop, şlop!’ sesleri salonu dolduruyor, bembeyaz götünün yanakları sallanıyor, titriyordu. Refiye kollarıyla masadan sıkıca tutunuyordu. İkimiz de büyük zevk alıyorduk. Yarak darbelerimle başındaki türbanı
rüzgârda uçuşuyormuş gibi sallanıyordu. Daha sert sikmeye,
pompalamaya başladım. Refiye aldığı zevkle
çığlıklar atıyordu. Amından çıktım bir anda
ve göt yanaklarını iyice ayırdım. Terlemiş göt
deliğine yarağımı bastırmaya başladım. İçine bu sefer kolayca girdim ve götünde çalışmaya başladım.
Refiye aynı şekilde zevkten inlemeye devam ediyordu, götü amına
göre daha dar olduğundan ne kadar yüklensem de hızlıca girip
çıkamıyordum. Ama göt deliği yarağımı neredeyse
taşaklarıma kadar içine alıyordu. Refiye sürekli, “Oğhh,
sik, sik, oğhh, devam et, oğhh, sik!” deyip duruyor,
başını deli gibi sallayıp duruyordu. Kendini geriye yaslamaya başlamıştı şimdi. Ben götüne girip çıkmayı bıraktım. Refiye kendini yarağıma
bastırdıkça yarağım götüne girip çıkıyordu. “Hığhh, hığhh!” diyerek götünü sağa sola oynatıyor, ileri geri hareket ediyordu. Onu kalçalarından tutup sabitledim ve götünden çıktım.
Yine amına bu kez tek hamlede girdim ve şiddetle sikmeye başladım. Amının kayganlığı, sıcaklığı beni daha çok azdırıyordu.
Boşalmama çok az kalmıştı, daha çok ve daha sert girip
çıkmaya başladım. O esnada Refiye uzun uzun, “Oğhhh,
oğhhh!” diyerek inliyordu, boşalmıştı. Benim de
boşalacağımı anladığından, “İçime
boşalma, içime boşalma!” demeye başladı. Yarağımı
amından çıkardım ve açılmış göt deliğine
soktum, götünde birkaç sefer gidip geldikten sonra deli gibi
boşaldım. Müthiş bir zevk almıştım. Refiye’nin götünde bir süre daha kalıp, gidip geldim. Götünden çıkınca hafif bir osuruk sesi geldi götünden. Başını geriye atıp, “Ay, çok özür dilerim, istemeden oldu!” dedi gülerek.
Refiye bir süre daha masaya abanmış halde kaldı. Ardından yavaş yavaş doğruldu, “Ayy, belim, ağhh!” diyerek belini tutuyordu. Birbirimize sarıldık, öpüştük. Bana, “Seni çok
seviyorum!” diyordu yine. Başını göğsüme koydu. Birlikte
koltuğa yığıldık adeta. Duvardaki saat 02:00’ye
geliyordu. Saate baktığımı görünce, “Lütfen gitme, bu gece
burda kal, sabah gidersin!” demeye başladı. Adeta yalvarıyor,
titreyen bir sesle konuşuyordu. “Tamam, bakarım!” dedim. Yanağımdan öptü ve kalkıp içeriye geçti. Biraz sonra elinde bir tabak baklava ile geldi. Kendisi eliyle birkaç baklava yedirdi bana. Ben de aynı şekilde ona yedirdim.
“Sana resimlerimi göstereyim mi?” dediğinde, “O gördüklerimden başka var mı?” dedim. “Uuuf, hem de çok!” diyerek kalkıp, köşedeki Lap-Top’unu getirdi, dizlerimin üzerine
koyup çalıştırdı. “İçlerinde özel resimlerim de var,
ama senin görmende sakınca yok!” dedi. Klasörlerin içinde gezinmeye
başladı, bir sürü klasörü tıkladıktan sonra içi resimlerle
dolu bir klasör açtı. En baştaki resme tıklayıp açtı
ve her bir resimle ilgili konuşmaya başladı. (Bu şurada
çekildi, bu burada çekildi...) anlatıp duruyordu. Bu arada özel resim dediklerinin ne olduğu da ortaya çıktı. Bazı resimlerde yarı çıplak, yada çırılçıplaktı. Bu şekilde poz vermişti resimlerde. Bazılarında kocası da çırılçıplak haldeydi. Kocası orta boylu, zayıf bir adamdı. Kocasının yarağını
ağzına aldığı resimler, göt deliğinin,
amının iyice açıldığı resimler vardı. Refiye’ye,
“Kocanla nasıl sikişirdin?” dediğimde, “Gerçekten öğrenmek
istiyor musun?” dedi. “Evet, hadi anlat!” dedim. “Kocam beni seks kölesi gibi
kullanmak istiyordu, porno filmleri onun zoruyla izliyordum. Orda gördüklerini
yapmak istiyordu. Hatta beni grup seks yapmaya zorluyordu, ama ben hep
reddediyordum. Beni devamlı aldattığını bilirdim, ama
çocuklarım için sesimi çıkarmadım yıllarca!” dedi. Bu sırada gözlerinin dolduğunu gördüm. Sıkıca sarıldım ona.
Bilgisayarı kapattım. Onu kaldırıp, yukarıya yatak
odasına çıktık. Yatağa girdik. Refiye başını
göğsüme dayamıştı. Birlikte bir süre sonra uykuya
daldık. Uyandığım zaman saat 04:00’e geliyordu.
Hareketimden Refiye’de uyandı, “Ne oldu, gidiyor musun?” dedi üzüntüyle.
“Gitmem gerek, karım şüphelenmesin!” dedim. Kollarını
boynuma sıkıca doladı, “Bir kere daha lütfen!” demeye
başladı. Boynumu, göğsümü öpüyordu sürekli. Üzerinde halen giysileri duruyordu. Onu sağ yanına yatırdım, sol bacağını yukarı
kaldırınca elbisesi açıldı. Külotsuz olduğundan
amı ortaya çıktı. Sağ bacağını altıma
aldım, sol ayağını omzuma attım, bacakları pergel
gibi açılmıştı böylece. Yarağım zaten sertleşmişti, sıvazlamaya başlamamla beraber iyice kalktı. Öne doğru eğildim biraz, bir hamlede amına girdim ve deli gibi içinde gidip gelmeye başladım.
Omzumdaki bacağından tutmuş amında gidip geliyordum. Refiye,
“Oğhh, oğhh, sik, sik, oğhh!” deyip duruyor, elleriyle yataktan
sıkıca tutunmuş destek alıyordu. Daha sert sikmeye
başladım, yarağım amındayken sağ elimin orta
parmağını göt deliğine soktum. Refiye aynı
şekilde inlerken, “Ağhh, ığhh!” demeye
başlamıştı şimdi. Yarağım amında,
parmağım götünde çalışıyordu. Refiye gözlerini
kapatmış hızlı hızlı nefes alıp veriyor, “Ağhh,
oğhh, oğhh, sik beni, oğhh!” diyerek adeta
bağırıyordu. Boşalmaya yaklaşmıştım,
son bir hamleyle amına yüklendiğim zaman yataktan sesler gelmeye başladı. Götündeki parmağımı çıkardım. Refiye altımda inim inim inliyor, boğulacakmış gibi nefes alıp veriyordu.
Derken vücudum titremeye, sarsılmaya başladı. Bir anda
amından çıktım, o anda da deli gibi patladım. Döllerim
büyük bir tazyikle yarağımdan fışkırdı,
elbisesine akıtmıştım. Yarağımdaki son döllerimi
de elbisesi ile sildim. Mavi elbise döllerimle ıslanmıştı.
Üzerinden doğrulup kalktığım zaman, Refiye, “Ayy, ağhh!”
diyerek kalktı. “Kusura bakma, elbiseni batırdım!” deyince, “Sorun değil, yıkanınca çıkar nasıl olsa.” dedi.
Ben banyoya girdim, duşu açtım. Az sonra Refiye de yanıma geldi. Soyunmuştu. Birlikte duşun altında birbirimizi yıkadık. Refiye, “Beni yalnız bırakma, seni seviyorum!”
diyordu. “Merak etme, fırsat buldukça gelirim!” dedim.
Sabah evime vardığımda saat 06:00 olmak üzereydi...
[Osman]
|