Ah Bu Töreler Seks Hikayesi 32. Bölüm! (Osman 30 Y., Konya / Türkiye)
Sabah telefonumun çalması
ile uyandım. Karım da benimle birlikte uyandı. Telefona
baktığımda Nalan olduğunu gördüm. Saat sekize geliyordu. Telefonu meşgule attım mecburen. Karım, “Kim bu sabah sabah?”
diye terslenince, “İşyerinden arıyorlar!” dedim. Günlerden
Cumartesi’ydi, genelde daha geç giderdim o gün işe. Karım oflaya puflaya yataktan kalkarken, ona, “Senin kalkmana gerek yok, ben giyinip
çıkarım!” deyince, “Kahvaltı hazırlayayım bari!” dedi.
“Gerek yok, sen uyumana bak!” diyerek yanağından öptüm. Karım tekrar yatağa uzanırken, ben de banyoya girip duş aldım.
Kızlar da henüz uyanmamıştı. Ben giyinirken, karıma,
“Özge’nin gelmesine gerek yok bugün, sen söylersin!” dedim. Hazırlanıp, çıktım. Çıkar çıkmaz da Nalan’ı
aradım.
Aradığında telefonu açmadığıma bozulmuştu. Nalan’ı, “Ben evli biriyim, nasıl açayım karımın
yanında?” diye azarladım. “Tamam, özür dilerim, benim
hatamdı...” dedikten sonra, “Ben bir saate inerim, beni karşılar mısın?” dedi. Hata edip, ne zaman bineceğini, ne zaman
ineceğini sormamıştım. Ama bu kadar erken geleceğini
de tahmin etmemiştim. “Tamam, hallederim!” dedikten sonra kapadım telefonu.
İşyerine gittiğimde Dilber ve diğerleri
gelmişti. Bir iki ufak işimi halledip çıkacaktım hemen. O
ara Dilber Türk kahvesiyle içeri girince, ona, “Ben daha kahvaltı
yapmadım, içemem onu, sen iç!” dedim. “Hemen birşeyler
hazırlayayım...” dediyse de istemedim. İşlerimi halledip çıkarken, Dilber tekrar odama geldi, “Görüşebilir miyiz?” diye sordu.
“Söyle bakalım?” dediğimde, “Yok öyle değil, şey yani...
benimle görüşmek istemiyor musun artık?” dedi. Ben de jeton o zaman düşmüştü, “Tamam, görüşürüz, ama bana biraz zaman ver!” dedim.
Dilber kendisini istemediğimi düşünüyordu herhalde ki, bu
cevabıma çok
sevindi.
Terminale geldiğimde Ankara otobüsü henüz gelmemişti. Ancak fazla beklememe gerek kalmadı, otobüs ineceği yere ağır ağır
yanaştı. Kapılar açılınca yolcular yavaş
yavaş inmeye başladı. O sırada Nalan’ı gördüm. Etrafına bakınıyor, beni arıyordu, ama görememişti.
Muavin çocuk bagajdan çantasını uzatıp kendisine verirken, ben
de yanına gittim. Kot bir pantolon giymişti. Ama pantolon elastik olduğundan kalçalarını ve götünü sarmış, belli
ediyordu. Üzerine ip askılı bir bluz, bluzun üzerine de kısa
kollu bir gömlek giymişti, ama gömleğin düğmelerini kapatmamıştı, önü açıktı. Dev gibi ve sarkık
memelerinin çatalı meydandaydı. Muavin çocuğun gözünün oraya
takıldığını fark ettim. Saçları gene sarıydı, ama biraz daha koyuydu, bu sefer küt kestirmişti
ayrıca. Beni görünce
çok sevindi,
“Göremedim
bakınca...” dedi. “Yeni geldim zaten!” dedim.
O sırada
arkamızdan birinin, “Nalan, Nalan!” diye seslendiğini duydum. Arkama döndüğümde Nalan’ın yaşlarında, belki daha genç, orta
boylu, saçları siyah bir kadını gördüm. Kadın yanımıza geldiğinde, Nalan bana, “Şeyy, sana söylemeyi
unuttum, Nurgül’le beraber geldim ben!” dedi. Kadın o sırada elini uzatıp, “Merhaba, ben Nurgül!” dediğinde, “Merhaba, Osman, memnun
oldum!” diyebildim
sadece.
Yeni bir Pakize’ydi
bu Nurgül aslında. O anda anladım bunu. Çantasını elime alıp onları arabama götürdüm. Nurgül uzun
ve bol bir askılı elbise giymişti. Saçları beline kadar dökülüyordu. Çıplak omuzlarında ve yüzünde hafif
kırışıkları vardı. Elbisesinin altından
kocaman memeleri
belli
oluyordu.
“Kahvaltı yapalım!” diyerek onları güzel bir yere götürdüm. Havadan sudan konuşmaya başladık. Nurgül hoşsohbet bir
kadındı. Konu konuyu açıyordu konuştukça. O sırada
telefonum çaldı, karım arıyordu. Masadan kalkıp açtım telefonu. Nasıl olduğumu sordu. “İyiyim, ben bugün biraz gecikirim!”
dediğimde, “İyi, ne halt ediyorsan yap!”
dedi sinirle ve telefonu
suratıma kapadı. Ben böyle söylediğimde benim içki
içeceğimi sanıyordu
çünkü.
Tekrar masaya dönünce, aynı şekilde hem kahvaltımızı
yaptık, hem de konuştuk. Nurgül bir ara tuvalete gitmek için kalkınca, Nalan, “Nurgül çok yakın bir dostumdur. Senden
bahsetmiştim ona Ankara’da. İkinci kocasından da
boşandı, dul bir kadın. Anladın herhalde...” dedi. Ben de, “Sende daha var mı bunun gibileri?” dedim. Bir kahkaha patlattı ve
“Ankara’ya gel diyorum sana, gelmiyorsun. Bak biz senin ayağına
geliyoruz!” dedi. “Kaç yaşında bu kadın?” diye sordum. “Benden üç yaş küçük.” dedi. Yani 51 yaşındaydı. “Pakize
nasıl?” diye sordum. “Ay o zilli aynı bildiğin gibi. O da gelmek
istiyordu, ama işi
çıktı!”
dedi.
Kahvaltımız bittikten sonra, Nurgül, “Ay ben çok yorgunum,
sabahın köründe çıktık yola, yoruldum vallahi, bir otele gitsek nasıl olur, ha Nalan sence?” diye sordu. Nalan gözlerimin içine
bakıyordu o bunları söylerken. Birlikte kalktık. Emine ile gittiğim otele götürecektim, ama orası salaş bir yerdi. Biraz
daha iyi bir yer olmalıydı. Adını duyduğum, ama hiç gitmediğim bir otel vardı, oraya gittik. “Hanımlar için iki
kişilik bir oda!” dedim. Bavul, çanta taşıyan bir çocuk yoktu burada. Merdivenlerden odaya çıktık. İçeride iki tane tek yatak
vardı. Nurgül yatağı görünce, “Ay vallahi çok yoruldum ben, hemen yatmak istiyorum!” deyince, Nalan öksürdü birkaç sefer.
İşaretti bu aslında. Nurgül
işareti
anlamıştı.
Nalan bana, “Sen ne
zaman gelirsin?” diye sorduğunda, “İstersen hemen
başlayalım!” dedim kayıtsızca. İkisi de bunu duyunca utandı. “Buraya bu iş için gelmediniz mi?” diye sordum. Bir süre
sessiz kaldılar. Sonra Nurgül, “Ay vallahi bu Osman çok açık sözlü!” dedi. Odanın perdelerini çektim, ayrı duran iki yatağı
birleştirip tek bir
yatak yaptım.
Ardından soyunmaya başladım. Onların
bakışları arasında çırılçıplak kaldım.
İki kadın da önümde
uzanan yarağıma bakıyordu. “Hadi, soyunsanıza!” dedim, yoksa öylece durmaya
devam edeceklerdi. Her ikisi de yavaş yavaş
soyunmaya
başladı ve çıplak kaldılar
sonunda. Nurgül fiziği düzgün bir kadındı. Memeleri büyük ve
sarkıktı, ama Nalanınkiler kadar değildi. Ama
karnında, göbeğinde çatlaklar vardı ve göbeği biraz sarkmıştı. Amının dudakları etli ve büyüktü. Her
ikisinin de vücudu beyazdı, amlarını traş etmişler,
temizlenmişlerdi. Ben yatağa uzanıp, “Hadi gelin!” dedim. Nalan soluma, Nurgül de sağıma uzandı. Nalan Nurgül’e göre daha
cesurdu. Nurgül ise
çekingen davranıyordu.
Ben Nalan’ın memelerini
emmeye, öpmeye başladım önce. Ellerim de
kalçalarında, vücudunda geziniyordu. O sırada sırtımda, omzumda Nurgül’ün elini hissettim. Nalan inlemeye
başlamıştı şimdiden. Yarağım sertleşmişti
iyice. “Oğhh, ağhh, Osman, ığmm!” diye inlerken Nurgül de
sırtımı, omuzlarımı öpüyordu. Tutukluğunu atmaya başlamıştı. Nalan’ın kocaman pörsümüş memelerini
hamur gibi yoğuruyor, uçlarını
ısırıyordum.
Bu kez öbür tarafıma dönüp Nurgül’ün memelerini emmeye, öpmeye
başladım. İnleme sırası Nurgül’e gelmişti.
“Iğmm, ayy, oğhh!” diyerek gözlerini kapatmış, saçlarımı okşuyordu. Sırtımı,
omuzlarımı bu sefer Nalan öpüyordu. Yarağım artık
iyice kalkmış, kazık gibi olmuştu. İki kadının
arasında bir onu, bir diğerini
öpüyordum. Nalan’ın, “Hadi
artık, sik beni, ağhh, hadi!” sözleri üzerine, “Tamam, hadi
bakalım!”
dedim,
doğruldum.
“Önce hanginizi sikeyim?” diye sordum
bu sefer. Birbirlerinin yüzüne baktılar bir süre. Derken
Nalan yatakta doğrulup köşede duran çantasının
fermuarını açtı. Çamaşırlarının
arasında bir şeyler arıyordu. Sonunda Nalan aradığını
bulmuştu ki, elinde takma bir yarak tutuyordu. Ben, “Pakize’nin mi o?”
diye sorunca, “Evet, ondan ödünç aldım!” dedi. Nurgül takma
yarağı görünce, “Ay, o ne öyle?” diye
şaşkınlığını belli etti. Nalan da Nurgül’e,
“Hayatım bununla alacağımız zevk ikiye katlanacak!” dedi.
Ben, “Bırak şimdi onu, geç yatağa!” dediğimde Nalan
yarağı
komodinin üzerine koydu.
“İkiniz de uzanın, açın bacaklarınızı!” dedim
emir verir gibi. İkisi de emrimi dinlemiş, şimdi sırtüstü, bacakları açık halde yatıyorlardı. Önce Nalan’ın
üzerine uzandım ve bacaklarının arasına girdim.
Nalan’ın yaşına göre dar amına yarağımın
kafası değdiği anda, Nalan’dan derin bir, “Oğhh!” sesi geldi. Gözleri kapalıydı. Yarağım yavaş yavaş
amına girerken, Nalan’ın inlemeleri çoğaldı.
Amının içi fırın gibiydi. Nalan, “Oğhh, ağhh, sik
beni, ağhh!” demeye başlamışken, amında gidip gelmeye
başladım.
Nurgül’ün elleri sırtımda, popomda
geziniyordu
sürekli.
Nalan’ın amına olanca gücümle yükleniyordum. Nalan sürekli, “Ağhh,
oğhh!” derken, pompalıyordum, altımda yamyassı olmuş
memelerini emiyor, dişliyordum. Nurgül’ün de inlediğini duydum o anda. Yatakta yan dönmüş, bir eli sırtımda gezinirken,
diğeriyle amını okşuyordu. Nalan’ın amında
çalışmaya bir süre devam ettim. Ama şimdi
sıra Nurgül’e
gelmişti.
Nalan amından çıkmama bozuldu, “Ağhh, sik beni, sok, tekrar sok!”
derken, ben bu kez Nurgül’ün amına girdim. Nurgül’ün amı daha
genişti, içinde kolayca gidip geliyordum. Nurgül dirseklerini yatağa dayamış altımda, “Ağhh, ağhh, ağhh!” diye sürekli
inliyordu. Memeleri sallanıp duruyor, dudaklarını ısırıyordu.
Nalan amını ovalıyordu yanımızda ve sürekli, “Oğhh,
ığmm!” diye
diye inliyordu.
Nurgül’ün kaygan ve sıcacık amında şiddetle gidip geldikçe
yaylı yatak deli
gibi
sallanıyordu. İki yatağın
arası açılmaya başlamıştı bu yüzden. Nurgül bacaklarını biraz daha ayırıp havaya kaldırdı,
ardından belime doladı. Bu şekilde daha rahat sikmeye
başlamıştım. O ara Nalan komodinin üzerindeki takma yarağı alıp amına sürtmeye ve sokmaya başladı. Odanın
içini üçümüzden çıkan inleme ve yatağın gıcırdama
sesleri
doldurmuştu
şimdi.
Büyük keyif alıyordum. Nurgül sürekli, “Oğhh, sik, ağhh,
ağhh!” diyerek inlerken, ben de daha çok pompalıyordum. Boşalmak
üzereydim, ama boşalmaya niyetim yoktu hemen. Amından
çıktım. Bacaklarını geriye doğru iyice eğdim,
Nurgül’ün götü havaya dikilmişti bu pozisyonda. Ayakları
başının üzerindeydi. Ellerimle yataktan destek aldım ve
amına girdim yeniden. Üzerinde eğilip kalkarak pompalamaya
başladım.
Yüklendikçe Nurgül’ün götü yaylanıyor, yatak da onunla beraber inip
kalkıyordu. Nurgül artık daha yüksek perdeden inler olmuştu. Nalan kendi başına takılmaya devam ediyor, takma
yarağı amına sokup çıkarıyordu. Nurgül sonunda, “Ağhh, oğhh, ağhh!” diye diye adeta bağırarak boşaldı.
Ben biraz daha devam ettim. Ancak benim de dayanacak halim
kalmamıştı. Sarsılmayla boşaldım Nurgül’ün amına. İkimiz de yorulmuştuk. Kendimi Nurgül’ün üzerine
yığdım adeta. Nurgül boynumu, yüzümü
öpüyordu sürekli.
Nalan’ın yüzünün şekli aldığı zevkten
değişmişti. Bir elinde plastik yarağı tutuyor,
diğeriyle memelerini okşuyordu. Nurgül’le durup onu seyrettik bir süre. Sonunda Nalan da inleme sesleri eşliğinde boşaldı.
İki kadının arasına sırt üstü
uzandım. Nalan yine
solumda, Nurgül sağımda kalmıştı. Başlarını göğsüme koydu ikisi de. Konuşmadan bir süre öylece kaldık. Onlar
uzanmaya devam ederken ben
kalkıp banyoya
geçtim.
İçerde iki kişinin
girebileceği kadar bir duşa kabin
vardı. Sıcak suyu açıp yıkanmaya başladım. Bir
süre sonra ikisi birden yanıma geldi. Nalan duşa kabinin
kapısını aralayıp, “Biz de gelelim mi?” dediğinde, “Davetiye
mi göndereyim, gelin hadi!” dedim. İki kişinin
sığabileceği yerde şimdi üç kişi olmuştuk. Duşun
altında bir süre yıkandık. Sıcak suyun altında Nurgül,
“Ay vallahi bu çok iyi geldi, kendime geldim!” dedi. Karnındaki çatlaklar
şimdi daha bir belli oluyordu. “Bunlar ne böyle?” diye sorduğumda, “Doğumdan kalanlar, bir de zayıfladığım
için böyle oldu...” dedi.
“Çocuğun mu var?” dedim bu sefer. “Evet, üç tane hem de!” dedi. Amı
onun için böyle
genişti
anlaşılan.
Ben onlardan önce çıkıp odaya geçtim. Bir sigara yaktım.
Telefonumun ışığı yanıp sönüyordu. Biz içerdeyken telefonum çalmıştı anlaşılan.
Baktığımda Aysel’in aradığını gördüm. Hiç
çekemezdim şimdi onu. Derken Nurgül ve Nalan birlikte geldiler odaya. Onlara, “Şimdi, siz ikiniz sikişeceksiniz, ben seyredeceğim!”
dediğimde, Nurgül’ün yüzü tuhaf bir şekil aldı. Geçen sefer
Pakize Nalan’a göre daha atakken, şimdi Nalan Nurgül’e göre daha
ataktı. Nurgül ne olduğunu anlayamazken, Nalan takma yarağı beline bağladığı gibi yatağa sırt
üstü
uzandı.
“Nurgülcüğüm, gel
hadi,
bir de bu yarağın tadına bak!”
dediğinde, ben de, “Hadi, durma öyle, çık üzerine!” dedim. Nurgül
şaşkın bakışlarla bir şey demeden
yatağın üzerine çıktı ve işer gibi çömelerek
yarağı amı ile aynı hizaya getirdi. Nalan eliyle
yarağı tutmuş Nurgül’ün amına sokmaya
uğraşıyordu. O ara Nurgül’den, “Ayy, ığhh!” diye
sesler yükselmeye başlamıştı. Yarağın kafası
amına
girmişti.
Nurgül yavaş yavaş oturarak yarağın amına iyice
girmesini sağladı. Nurgül, “Iğhh, ağhh, ayy!” sesleri eşliğinde, yarak amında olduğu halde yerinde sallanmaya,
yaylanmaya başladı. Nalan onu belinden tutmuş, Nurgül de öne doğru eğilmiş, Nalan’ın memelerinden tutunuyordu. Nurgül
aldığı zevkle daha çok sallanmaya, oturup kalkmaya
başlamıştı şimdi. Bense bu arada köşedeki küçük koltuğa oturmuş önümde sikişen iki kadını izliyordum.
Nurgül aldığı zevkle deli gibi inliyordu, Nalan belinden
tutmayı
bırakmış, memelerine
asılmıştı
Nurgül’ün.
Takma plastik yaraktan
sesler geliyordu. İkisi de birkaç dakikadır bu
şekilde sikiştiğinden, terleyen vücutlarının
arasında kalan yaraktan gelen seslerdi bunlar. Nurgül artık
boğanın üzerindeki Rodeocu gibiydi. Yaylı yatak deli gibi sallanıyordu. Ben elim yarağımda karşımdaki
sikişi izlerken, Nurgül’ün inlemeleri, haykırışları
çoğaldı ve sonunda kısık kısık
iniltiler
eşliğinde boşaldı.
Yatağın yaylanması bitmişti, Nurgül kendini Nalan’ın
üzerine bıraktı. Şimdi sıra bendeydi yine. İkisi o halde durmaya devam ederken, yani plastik yarak halen Nurgül’ün
amındayken, “Şimdi sıra götten yapmaya geldi!” dedim. Nalan
hemen, “Ay ben çok korkuyorum, beni olmaz, ben yapamam!” demeye
başladı. O zaman Nurgül’e, “Peki sen hayatım, götten sikmemin senin için mahzuru var mı?” dedim. Nurgül halen az önce
yaşadığı sikişin zevkini hissediyordu, “Yok, ama
canımı acıtmanı istemiyorum!” dedi. “Tamam, merak etme!”
dedim ve arkasına geçip, yatağın üzerinde
dizlerimin
üzerine
çöktüm.
Nurgül, “Nasıl olacak?” diye sorunca, “Sen öyle durmaya devam et,
ben bu
şekilde götüne girerim!” dedim. Nurgül, “Ay olur mu öyle, dur bi dakika, Nalan ben kalkıyorum!” demeye başladı. “Hayır, gerek yok.
Hem böyle daha çok zevk alırsın, iki yarak birden yiyeceksin
işte!”
dedim. Ama Nurgül yine itiraz etmeye devam ediyordu. O zaman
Nalan’a, “Belinden tut şunu!” dedim. Nalan aynısını
Pakize’yle
yaptığımız gibi yine alttaydı. Belinden sıkıca tuttu Nurgül’ü. Nurgül, “Bırak beni, bırak!” diye
debelenirken, ben beline bastırıp onu iyice öne eğdim.
Göt deliği açığa çıkmıştı şimdi.
Sık ve siyah kıllarla kaplı bir çukur gibiydi. Daha önce götten
pek çok kez sikiştiği belliydi. Yarağımın
kafasını tutup yüklenmeye başladım. Nurgül halen
debelenmeye devam ederken, ben yarağımı götüne sokmayı
başarmıştım. Öne doğru yüklendikçe yarağım götüne daha çok giriyordu. O sırada Nurgül
dana gibi böğürmeye
başlamıştı. Hem amında, hem götünde birer yarak
vardı. Yarağım göt deliğine epeyce girmişti. Bu
şekilde çalışmaya başladım. Nalan da Nurgül’ü
sıkıca tutuyordu. Nurgül, “Bırakın beni, ağhh,
bırak, ağhh!” diye
inlerken, ben götüne sert
sert pompalamaya
başlamıştım.
Yatak, üzerindeki üç kişinin ağırlığı
altında eziliyor, ağır ağır
gıcırdıyordu. Nurgül’ü götünden sikmeye devam ederken aynı zamanda da, “Oğhh, seni hiç böyle siken oldu mu, söyle, oğhh,
böyle
göte böyle yarak, konuşsana!” diye söyleniyordum. Büyük zevk
alıyordum. Nurgül artık ses çıkarmıyordu, kaderine
razı olmuştu. Bense tüm gücümle götüne pompalıyordum. Bu ara
Nalan’dan da sesler gelmeye başlamıştı. En altta
olduğundan bütün yük onun üzerindeydi, “Hadi, bitmedi mi, pestilim
çıktı,
hadi!” deyip
duruyordu.
Boşalmaya
epey
yaklaşmıştım. Nalan’ın
takma
yarağını Nurgül’ün amı ile götü arasındaki ince
duvardan hissedebiliyordum. Kısa bir süre sonra sarsılarak bu sefer Nurgül’ün götüne boşaldım. Yorulmuştum, götünden
çıktım Nurgül’ün. Yarağımın ucu
kızarmıştı, Nurgül’ün kıllı göt deliğinden
döllerim akıyordu. Ben yana uzandığım zaman Nurgül bir anda hareketlenip Nalan’ın saçlarına asıldı ve
çekmeye
başladı. Bir taraftan da, “Ağzını yüzünü
siktiğimin orospusu seni, senin amına koyayım, orospu!” diyerek
küfürler ediyordu. O anda Nalan neye uğradığını
şaşırmış, elleriyle saçlarını kurtarmaya çalışıyordu.
Hemen doğrulup Nurgül’ün ellerini yakaladım, bileklerine
bastırdım.
Nalan’ın saçlarını bıraktı, hemen
belinden tuttum ve onu kaldırdım.
Nurgül’ün kasıkları kıpkırmızıydı. Çok
sinirliydi. Bıraksam Nalan’ı paramparça edecekti. Ona, “Otel yönetimi gelecek, bağırma, kes sesini!” diyordum sürekli. Nurgül’ü tutup
banyoya geçtim. Sıcak suyu açıp onu suyun altına tuttum. Kendi
kendine halen söyleniyordu, “Bana oyun oynadı orospu, aklı sıra beni sikti!” deyip duruyordu. Ben suyu onun üzerine tutarken, “Tamam, kes artık,
sen de onu sikersin, tamam, yeter!” diyordum sürekli. Nurgül, “Sen de götünden
sikeceksin o orospuyu ama!” dedi. “Tamam,
öyle yaparız,
sakin ol!” dedim
ben
de.
Birkaç dakika
sonra yatışmıştı. İçeri geçtik
birlikte. Nalan ayakta sigara içiyordu. Nurgül’ü görünce, “Birtanem, niye
kızdın böyle, bu bir oyun, zevk almaya bak, zevk almak için geldik buraya, yapma böyle!” diyordu sürekli. Ben Nalan’a, “Şimdi sıra
Nurgül’de. Şimdi o seni sikecek!” dediğimde, Nalan
sanki
dünden
razıymış
gibiydi.
Nurgül’ün beline
yarağı kendi elleriyle bağladı. Nurgül
yatağa uzandı bu kez. Nalan biraz sonra yatağın üzerinde, yarak amında olduğu halde yaylanmaya başlamıştı.
Nurgül onun memelerinden tutuyor, uçlarını çekiyordu. Nalan zevkle
inliyor, başını geriye atmış, yarağın
üzerinde yaylanıyordu sürekli. Derken ben yatağın üzerine çıkıp Nalan’ın arkasına geçince, Nalan, “Ne
yapıyorsun, olmaz dedim ya, götten olmaz!” demeye başladı.
Nurgül, “Bal gibi olur, aynısını sana da yapsın,
gör gününü!”
dedi. Nalan bu sefer
debelenmeye başladı ama
nafileydi.
Beline iyice
bastırdım, Nurgül’de
sıkıca tutuyordu
onu. Nalan’ı geçen sefer sadece bir kere götünden sikmiştim. Bu ikinci
olacaktı. Göt deliği Nurgül’e göre daha dardı, ama ben yine de
yarağımın kafasını götüne sokmayı
başarmıştım. Şimdi Nalan’daydı dana gibi böğürme sırası. Yarağım
yarısına kadar
götündeyken ileri geri hareket etmeye başladım. Nalan iki yarak
arasında tost olmuştu. Daha çok yüklendikçe, yarağım götüne
daha çok giriyordu. O ara telefonum çalmaya başladı. Biz bu
şekilde sikişirken üst
üste birkaç sefer
çalıp durdu.
İki kere üst
üste boşaldığım için üçüncü kez
boşalmam uzun sürmüştü. Aama artık gücümü tüketmiştim
nerdeyse. Nalan halen acı haykırışlarla inliyordu, “Yapma, ağhh, lütfen, çıkar, ağhh!” diye bağırıyor,
Nurgül ise alttan, “Sik şu
orospuyu, sik şunu!” deyip duruyordu.
En sonunda yarağımda kalan son dölleri bu sefer Nalan’ın götüne
boşalttım. Biraz daha
kaldım götünde.
Çıktığım zaman yarağımın kafası
kızarmıştı. Aynı şekilde Nalan’ın göt
deliğinin ağzı da kızarmıştı. Nalan kesik kesik nefes alıyor, hırıltılı sesler
çıkartıyordu. Onu tutup kalkmasına yardımcı oldum.
Nurgül Nalan’ın bu dağılmış halini görünce, “Ohh çok iyi
oldu, bak neymiş, gördün işte!” dedi. Onların
bu kavgası
beni
kızdırmıştı.
“Zevk alacağınıza kavga ediyorsunuz!” dedim. Banyoya girip
duş aldım. Banyodan çıktığımda biri yatakta, diğeri koltukta oturmuş sigara içiyordu. Ben de bir sigara
yaktım. Nalan, “Kusura bakma, senin önünde böyle kavga ettik, çok
ayıp oldu sana da!” dediği zaman, Nurgül, “Benim hatam, böyle bir şeyi ilk defa yapıyorum!” dedi. “Tamam, kavga etmeyi
bırakın!” dedim. Giyinmeye başladığım zaman,
Nalan, “Ne zaman gelirsin akşam?” diye sordu. “Bilmiyorum, bakarım,
ama siz böyle
kavga
ederseniz gelmem!” dedim.
Nurgül, “Tamam, söz, kavga etmeyiz, yeter
ki sen gel!” dedi.
Hazırlanıp onların yanaklarına birer öpücük kondurarak
çıktım. Etrafta kimse yoktu. Resepsiyona indiğimde görevli çocuk
sırıtarak, “Abi
memnun kaldınız mı otelimizden?” diye
sordu. “Evet, sağ ol!” dedim. Bu sefer çocuk öne eğilerek, “Abi, ben
ablalara gereken hizmeti yaparım, merak etme. Bir
istekleri olursa
söylemeleri yeter!” dedi. “Tamam, eyvallah, sağ ol!” diyerek cebine biraz
para koydum. Çocuk
yine
sırıtarak, “Gene
bekleriz
abi, teşekkür
ederim!” dedi.
Arabama
binerken telefonun
yanıp sönen
ışığını
gördüm yeniden. Arabaya biner binmez
baktım, iki kere Aysel, bir kere de Refiye aramıştı. Önce
Refiye’yi aradım. Nasıl olduğumu, bir de ortak
kuracağımız işle ilgili gelişmeleri sordu. “Henüz o
konuya bakamadım!” dedim. “Seni çok seviyorum, ne zaman istersen gel bana,
ama geceleri gel tabii!” diyerek kahkaha
attı. “Tamam,
gelirim!” dedim ben
de.
Daha
sonra Aysel’i
aradım. Ne derdi vardı kim bilir. Aysel telefonu
açınca, ona, “Ne oldu? Ne var? Kaç kere aramışsın.
İşim gücüm var her halde!” diye çıkıştım. Aysel hiç
alttan alır gibi değildi, “Acilen
bana gelmen gerek! Çabuk
gelmelisin
hem de!” diyordu emir verir
gibi. Ses tonundan rahatsız olmuştum,
“Gelmezsem
ne olur?” diye
sordum alay eder gibi. “O zaman karın her
şeyi öğrenir!” dedi. Aklı sıra beni
tehdit ediyordu.
“Neyi öğrenecek? Sen benim altıma yattın, kendin istedin!”
dediğimde, “Beni boş ver, o eve attığın
kadınların hepsini karına anlatırım!” dedi. “Sen ne
diyorsun? Saçmalama!” dediysem de, “Sen bilirsin, ben diyeceğimi dedim, acilen
gel buraya hemen şimdi! O kadar!” dedi
ve
telefonu suratıma
kapattı. Aysel bunları nereden öğrenmişti, eğer
karıma anlatırsa hayatım mahvolurdu. Biraz
sonra telefonum
tekrar çaldı, Aysel arıyordu yine, “Söylemeyi
unuttum, gelirken bir
kuyumcuya uğra, bir yüzük al, ama
geçenki gibi dandik
olmasın!” deyip
kapattı telefonu.
Aklım
karmakarışıktı, neler
olduğunu anlayamıyordum.
Mecburen Aysel’in
dediklerini
yapacaktım, başka şansım yoktu. Yol
üzerinde bir
kuyumcuya girdim ve istediği gibi bir yüzük alıp
Aysel’in
evinin
yolunu tuttum....
[Osman]
|