Ah Bu Töreler Seks Hikayesi 47. Bölüm! (Osman 30 Y., Konya / Türkiye)
Huriye'nin gerçek adı
Muhsine idi. Yani bizim uzak akrabamız ve aynı zamanda Refiye’nin de
eltisi. Muhsine’nin kızının düğününde görmüştüm ilk
defa Refiye’yi. Ama Muhsine’yi düğün sahibi olmasına rağmen
gördüğümü hatırlamıyordum. Kendisini pekiyi
tanımadığımdan Muhsine beni aldatmayı başarmıştı.
52 yaşındaydı Muhsine. Aysel bana gene bir oyun oynuyordu belki
de. Kimliğin üzerindeki resmine baktım. Başını
çenesini de kapatacak şekilde büyük bir türbanla
bağlamıştı. Yüzü bembeyazdı, kahverengi gözleri
vardı. Kar gibi beyaz yüzünde kıldan, tüyden eser yoktu ama kara
kalın kaşları vardı. Eski bir resimdi sanırım.
Dalıp gitmiştim ki Muhsine’nin sesi geldi arkamdan. “Beni
tanıyorsun!” dedi. Geriye döndüm. Üzerinde çarşaf yoktu bu kez,
kahverengi uzun ve bol bir pardesü vardı, başını kimlik
resmindeki gibi mavi renkli, büyük bir türbanla bağlamıştı.
Yüzü kar gibi beyazdı. Oldukça kalın, kara kaşları
gözlerinin üzerini kaplıyordu. Dudaklarının üzerinde de bir
miktar siyah tüy vardı, tüyleri aldığı
anlaşılıyordu, ama yine de vardı. Gözlerinin altında
ve alnında da çizgiler vardı. Bana bakmamaya
çalışıyordu. Az önce büyük bir zevkle siktiğim
kadının yüzünü görünce doğrusu biraz içim
kalkmıştı. Resimdeki haliyle şimdiki hali arasında
fark vardı. Aldığım yüzük parmağındaydı.
“Neden böyle yaptın?” dedim
sinirle. Muhsine ise karşı duvara bakarak, “Benim seninle bir derdim
yok. Eltim olacak o Refiye orospusundan nefret ediyorum. Biz fakirlik içinde
kıt kanaat geçiniyoruz, ama o orospu sefa sürüyor!” dedi. Sonra da devam
etti, “Refiye’yle evleneceğini biliyorum. O orospu Almanya’dan dönünce
kocam benim yüzüme bakmamaya başladı. Aklı fikri Refiye’deydi.
Ben kocamdan yaşça büyüğüm, Refiye bana göre genç ve güzel olunca
kocam beni boşladı. Kocamın erkekliği,
hastalığı yüzünden bitmişti birkaç sene evvel. Ama yine de
o benim kocam sonuçta. Kocamın ilgisizliği beni hasta yaptı,
hormonlarım düzensizleşince bu hale geldim. Kocam o orospuya evlenme
teklif etti. Refiye'yi benim üstüme kuma getirecekti. Ben sesimi
çıkarmadım hastalığıma rağmen. Sonuçta biz
fakiriz, ama onun çok parası var. Kocamla evlenirse bundan hepimizin
yararı olacaktı. Ama o orospu bizi tersledi, kabul etmedi.
Kocamın erkekliğinin öldüğünü biliyordu. O yüzden kocamı
aşağıladı. Kocama, (Bana yarağı sağlam
adamlar gerek, ben seni ne yapayım?) dedi. Ama şimdi seninle evlenip
bütün parasını sana yedirecek. Buna engel olmak istedim!” dedi.
Muhsine'ye, “Yalandan hikayeni de Aysel mi uydurdu?” diye sordum. Muhsine, “Aslında
pek yalan değil. İyileşmek için bir hocaya gittiğim, onun
da beni arkamdan yaptığı doğru. Beni kocam götürürdü
hocaya. Bir de kocamın eve benimle birlikte olması için adam
getirdiği de doğru, ama dediğim gibi ben kabul etmedim
bunları!” dedi.
“Benimle ne işin var o zaman, nasıl engel olacaksın?”
dediğimde, “Bekle biraz!” diyerek yatak odasına geçti. Elinde küçük
bir kamera ile döndü. “O ne öyle?” dediğimde, “Bekle bir dakika!” dedi,
ardından kamerayı çalıştırdı. Yatak odasında
çekilmiş görüntülerimizdi bunlar. Ben Huriye diye bildiğim Muhsine’yi
sikerken, içerde gizli bir kamera da bizi çekiyordu anlaşılan. Aysel
yine bana oyun oynamıştı. O sırada dış
kapının açıldığını duydum. Anadan doğma
çıplak bir halde olduğumdan hemen yatak odasına koştum.
Kapıyı kapatıp üzerimi giyinmeye başladım.
Bir tuzağın içine düşmüştüm. O heyecanla aklım
karmakarışık olmuştu. Tam Refiye’yle evlilik arifesinde
böyle bir olayın olması büyük şanssızlıktı. Aysel
belli ki kamerayı odaya daha önceden yerleştirmişti. Gardrobun
üzerindeki yatakların içine
sıkıştırmıştı küçük kamerayı. Kamera
yatağı görecek şekilde konmuştu oraya.
İçerden bir adamla Aysel’in
sesi geliyordu. Artık ne olacaksa olsun diyerek içeriye geçtim. Salonda
Muhsine’nin yanında Aysel ve Muhsine’nin kocası Şakir
vardı. Nasıl bir oyundu bu böyle? Şakir az önce
karısıyla ne yaptığımı biliyor muydu? Gözlerini
kırpmadan bana bakıyordu. O anda korktuğumu hissettim.
Adamın karısını sikmiştim ve şimdi de adam
karşımda dikiliyordu.
Aysel gülümseyerek bir bana, bir Muhsine’ye bakıyordu. Sessizliği
Aysel bozdu, “Osman bey, Şakir bey de ben de ne
yaptığınızı biliyoruz. Korkmana, çekinmene gerek yok.
Şakir bey seninle konuşmak istiyor, onun için geldi buraya!” deyince
aklım iyice afalladı. Ben ağzım açık halde ayakta
dikilirken Şakir konuşmaya başladı, “Karım Muhsine’yle
birlikte olduğunu biliyorum. Bununla ilgili görüntüler elimizde var!”
dedikten sonra karısının elindeki kamerayı işaret etti
ve “Evleneceğin Refiye bize hakkımız olan parayı vermiyor.
O para kardeşim öldü diye verildi ona. O paradan biz de almak istiyoruz.
Sen onunla evlenince bize hakkımız olan parayı vereceksin. Yoksa
görüntüleri Refiye’ye gösteririz. Senin de aslında gözün onun
parasında!” dedi.
Önce biraz sessiz kaldım,
ama sinirimden çatlayacak hale gelmiştim. Şakir’e, “Sen ne pezevenk
adamsın. Bunun için karını bana siktiriyorsun!” dediğimde,
sadece gülümsedi. Para için karısını satan bir adamdı.
Akşamüzeriydi, sabahtan beri buradaydım. Midem bulanmaya
başlamıştı. Gitmek isteyince, Aysel, “Osman dur bakalım,
cevabın nedir?” diye sordu. Hepsine birden okkalı bir küfür ettim.
Ama hiçbiri oralı bile olmadı.
Sikişirken Muhsine’nin yüzü görünmemişti hiç. “Refiye nerden bilecek
siktiğim kadının Muhsine olduğunu?” dediğimde, Muhsine
atılıp, “Bende aşırı kıllanma olduğunu
biliyor, oradan anlar, sesimden de, sen merak etme!” dedi. Hacer’den sonra
bugün ikinci kez tongaya düşmüştüm. Bu seferki daha büyüktü üstelik.
Ben Refiye’yi gerçekten seviyordum. Onun parasında gözüm yoktu, ben zaten
varlıklıydım. Ama dediklerini yapmazsam Refiye’nin bana asla
bakmayacağını biliyordum. Aysel aynı soruyu tekrar sorunca,
“Bilmiyorum!” dedim. Aysel, “Neyse biz Osman’a biraz süre verelim.
Bırakalım evlensin. Eğer
Şakir beyin dediklerini yapmazsa, o zaman kendisi bilir!” dedi. Aysel
sandığımdan daha çıkarcı çıkmıştı.
Kamera halen Muhsine’nin elindeydi. Şakir karısına dönüp, “Kız,
iyi sikti mi seni?” dedi gülerek. Muhsine ise, “Senin on katın iyi
sikiyor, boynuzlu pezevenk!” dedi gülerek. Nasıl insanların içine
düştüğümü bilmiyordum. O ara gideceğimi anlayan Şakir,
“Osman senden bir isteğim var...” dediğinde, “Ne istiyorsun?” dedim
sinirle. “Karımı bir de benim gözümün önünde sikmeni istiyorum!”
dedi. O ara iki kadın da, “Tövbe tövbe!” diyerek ellerini
ağızlarına götürdüler.
Benim artık kaybedecek bir
şeyim kalmadığından, “Olur!” dedim. O gün kaç kere
boşaldığımı bilmiyordum. Ama bu fırsatı
kaçırmak istemiyordum. Üstelik içimde biriken öfkeyi bir şekilde
boşaltmam gerekliydi. “Olur, ama hep birlikte grup sikiş yapacağız!”
dediğimde hepsi birden afalladı. Aysel ve Muhsine ellerini yine
ağızlarına götürüp, “Tövbe tövbe!” demeye başladılar.
Aysel, “Osman sen ne diyorsun,
senin aklın karışmış, hadi sen git evine, saçma sapan
konuşmaya başladın!” dediğinde, “Ne saçması, madem siz
Refiye’den para tırtıklamamı istiyorsunuz, ben de size
şartımı söylüyorum. Eğer kabul etmezseniz siz bilirsiniz.
Gidin kime gösterirseniz gösterin görüntüleri!” dedim. O ara Şakir
paranın kokusunu almıştı, “Tamam olur, Aysel hoca da
katılır aranıza!” dedi gülerek. Kendisinin yarağı
kalkmadığından aramıza katılamayacaktı. Ama iki
kadın da oralı değildi. Garip olan Muhsine’nin durumuydu.
Kendisini siktiğimden kocasının haberi vardı, ama
şimdi kocasının gözleri önünde benimle sikişmeye
yanaşmıyordu.
Aysel ise böyle bir şeyi kabul ederse bütün itibarının gitmesinden
korkuyordu. Ama benim de istediğim buydu aslında. Her iki kadın
da itiraz ederken ben içeri geçtim. İşime yarayacak bir şeyler
arıyordum. Arka odada uzun ve kalın bir ip buldum. Bir bıçakla
ortadan kestim. Bununla kadınların ellerini bağlayacaktım.
İçeri döndüğümde iki kadın nerdeyse Şakir’i dövecekti.
Şakir’e bağırıyor, küfrediyorlardı. Aysel beni görünce
üzerime atıldı, ama ona elimin tersiyle sağlam bir tokat
attım. Ellerini arkadan birleştirip iple sıkıca
bağladım bileklerinden. Aysel kurtulmaya çalışıyor,
bağırıyor, küfrediyordu ama kaçamazdı artık.
Beni gören Şakir de karısının ellerini aynı
şekilde arkadan bağladı. Kontrol ettiğimde benden bile daha
iyi bağladığını gördüm. Aysel Muhsine’den daha çok
bağırıyordu. Ben Şakir’e, “Git bak bakalım, içerde bunların
ağzını kapatmak için bir şeyler var mı?”
dediğimde, Şakir koşarak gitti içeri. Az sonra elinde bir koli
bandıyla döndü. Bandı Aysel’in başının etrafından
birkaç sefer dolaştırarak ağzını sıkıca
bantladım. Başındaki parlak beyaz türbanı da
bantlanmıştı bu halde. Aynı şekilde Muhsine’nin
ağzını da bantladım, “Madem yüzünü göstermiyorsun, ben de
seni üzecek değilim!” dedim gülerek.
Şimdi iki kadın da karşımızda ayakta, elleri arkadan
bağlı, ağızları bantlı halde duruyorlardı.
Söyledikleri şeyler ağızlarındaki bant nedeniyle
anlaşılmıyordu. Aysel’e karşı duyduğum nefret
yarağımın kalkması için gereken enerjiyi verecekti bana,
ama yine de biraz takviyeye ihtiyacım vardı. Mutfağa gittim.
Tekrar kuvvet macunundan birkaç kaşık iştahla yedim. Plastik
yaraklar da aklıma gelmişti, onları da alıp içeri geçtim.
Aysel ve Muhsine yalvaran gözlerle bana bakıyorlardı, ama onları
dinlemeye niyetim yoktu. İkisinin de gözlerinden yaşlar süzülüyordu.
Elimdeki plastik yaraklara baktılar. O ara Şakir de elimdekileri
görmüştü, ağzı açık haldeydi. Yarağım
pantolonumun içinde kabarmıştı şimdiden. Yarakları verdim
Şakir’e, “Sen şunları getir!” diyerek, bir elimle Aysel’i
diğeriyle Muhsine’yi tutup arka odaya geçtim.
Burada aynı bizim evdeki
gibi eski demir bir karyola vardı. Önce Aysel’in sonra da Muhsine’nin
başına arkadan bastırdım, kafalarını
karyolanın demirleri arasına sokarak domalttım.
Ağızlarındaki bant ses çıkarmalarına engel oluyordu.
Ama ikisinden de şiddetli, “Oğmm, oğmm, ığmm!” sesleri
geliyordu. Şakir’de peşim sıra gelmişti. Elindeki plastik
yarakları yatağın üzerine bırakıp yere oturdu,
sırtını duvara dayadı. Deli gibi bir hali vardı.
Gözleri bende ve karısındaydı sürekli.
Şakir'in yarağı kalkmaz olunca, karısının
başka erkekler tarafından sikildiğini düşünerek kendince
fantazi yapıyordu. Karısını hocaya da muhtemelen bunun için
götürmüştü. Hocanın içerde karısını siktiğini
biliyor, bunu düşünüyordu. Düşündükleri, bugün gözlerinin önünde gerçek
olacaktı. Pantolonunu çıkardı, altındaki külotunu da
bacaklarından sıyırıp çıkardı. Şakir orta
boylu, tıknaz bir adamdı. Kalkmayan çükünü okşamaya
başlamıştı şimdiden.
Aysel solda Muhsine sağdaydı. İkisi de yapılı
kadınlar olduklarından omuzları birbirine değiyordu.
Karyolanın demirleri arasında başlarını sağa sola
oynatarak kurtulmaya çalışıyorlardı, ama nafile. O ara ben
de soyunmaya başladım. Az sonra çırılçıplak halde
odanın ortasındaydım. Kalkık yarağıma
bakıyordu Şakir. “Karımı hayvan gibi sik, bağırt
onu!” diyordu sürekli. Manyağın biriydi bu adam.
Aysel ve Muhsine
domaldıklarından, koca götleri, göt yarıkları belli
oluyordu. Her iki kadının koca götleri kurtulmak istedikleri için
çırpındıkça sallanıp duruyordu. Önce Aysel’in arkasına
geçtim. Koca götünü avuçladım. Uzun zaman olmuştu Aysel’i sikmeyeli.
O zamandan beri bana oyun oynayıp durmuştu. Bunun intikamını
almalıydım. Dışardan geldiğinde üzerindeki uzun ve bol
krem renkli pardesüyü çıkarmamıştı, halen üzerindeydi.
Pardesünün üzerinden yarağımı götünün yarığına
sürtmeye başladım.
Gözlerim kapalı, yarağımı aşağı yukarı
Aysel’in derin göt yarığında gezdirdikçe inanılmaz zevk
alıyordum. Aysel’in sesleri azalmaya başlamıştı. Ona
unutamayacağı bir sikiş deneyimi yaşatmak istiyordum.
Yarağımdan sıvılar gelmeye başlamış, pardesünün
üzerine bulaşmışlardı biraz. O ara dizlerimin üzerine
çöktüm. Aysel’in pardesüsünü altındaki kahverengi elbisesi ile birlikte
sıyırdım beline.
Beyaz bacakları,
kalçaları çıktı ortaya. Dizlerine gelen ince, siyah bir çorap
vardı ayağında. Onu sıyırdım ve
çıkardım ayaklarından. Aysel kendini ihmal etmişti belli
ki. Bacaklarında, kalçalarında alınmamış siyah tüyler
vardı. Kırmızı, kenarları dantelli bir külot
giymişti. Külot götünün arasına girmişti resmen. Lastiklerinden
yavaşça sıyırdım külotu, ayaklarından
çıkardım. Aysel her şeye dünden razıydı. Hiç ses
etmiyor, ara ara başını sağa sola oynatıyordu sadece.
Götünün yanaklarında da siyah tüyler vardı. Göt yanaklarını
ayırdım, amı o kadar kıllı değildi, ama götü en
az Hacer’inki gibi kıllıydı. Koca göt yanaklarına ufak ufak
öpücükler kondurmaya başladım. Kıllı da olsa bu götü bugün
sikecektim. Aysel hafiften inlemeye başlamıştı.
Başparmaklarımla göt deliğine bastırdım, bantlı
ağzından, “Iğmm!” diye bir ses geldi. Göt deliğinin
ağzına dilimin ucuyla dokunmaya başladım bu kez. Aysel
birden, “Hığhh!” diye nefesi kesilir gibi kasıldı. Göt
yanaklarını ellerimle ovuyor, yoğuruyordum sertçe.
Amını, göt deliğinin ağzını dondurma gibi ama
hızlıca yalamaya başladım. Aysel
boğulacakmış gibiydi sanki. Küçük odayı inlemeleri
doldurmuştu.
Amı çoktan sulanmıştı, götü de terden dolayı
ıslanmıştı. Götünden, aynı Hacer’inki gibi hafif bir
osuruk kokusu geliyordu burnuma. Yere attığım külotuyla
amını ve göt deliğinin ağzını sildim.
Amını bir köpek gibi yalamaya başladım. Amının sıvıları
geliyordu dudaklarıma. Amındaki alınmamış
kılları dudaklarıma, dilime batarken, kasıklarında
kalmış az bir kılı yanaklarıma sürtüyordu.
Amının sıvıları dudaklarımı
ıslatmıştı iyice.
Muhsine’den de ses gelmiyordu şimdi. Odada Aysel’in bantlı
ağzından çıkan inleme sesleriyle, arkamda kalan Şakir’in
inleme sesleri vardı sadece. Aysel’in etli ve sulu amcığı
yalandıkça daha da sulanıyordu. Sulu bir portakal gibiydi sanki.
Amının sıvıları dudaklarımın kenarından
akıyordu. Bir taraftan başparmağımla göt deliğine
bastırmaya da devam ediyordum. Aysel’den sürekli, “Oğmm,
ığmm, ığmm!” sesleri geliyor, amını
yaladıkça yalayasım geliyordu.
Amının derinlerine sokuyordum dilimi, ağzım amına
yapışmıştı, osuruk kokulu göt deliği burnumun
ucundaydı. Yarağım iyice kalkmıştı, böyle devam
edersem daha amına girmeden boşalacaktım. Doğrulup
kalktım. Şakir eli halen çükünde, kendi kendini tatmin ediyordu.
Muhsine’nin uzun pardesüsünü beline sıyırdım, altında yine
aynı basma eteği vardı, onu da sıyırdım beline.
Siyah kalın çorabı vardı yine ve uzun paçalı külotu.
Külotunu lastiklerinden tutup sıyırdığımda, sabun kokulu
kıllı amı ve göt deliği çıktı ortaya. Yeni banyo
yapmıştı çünkü. Muhsine çok kıllı olduğundan
amını yalayamıyordum. O nedenle Şakir’in
bakışları arasında yatakta duran iki plastik
yarağı aldım. Yaraklardan birini amına sokmaya
başladım. Muhsine’nin koca amı yarağı içine kolayca
almıştı. O ara Şakir de kalkmış, yanı
başımda ayakta dikiliyordu. Eli halen çükündeydi.
Muhsine’den de aynı Aysel gibi inleme sesleri geliyordu şimdi.
Amında kocaman bir plastik yarak vardı çünkü. Diğer
yarağı aldım ve göt deliğine bastırmaya
başladım. Göt deliği açılarak yarağı içine almaya
başladı. Kısa sürede dibine kadar girmişti yarak. Her iki
yarağı altlarından tutarak Muhsine’nin amına ve götüne
sokup çıkarmaya başladım. Muhsine, “Oğmm, oğmm,
ığmm!” diye sesler eşliğinde inliyordu. Zevk
aldığı belliydi. Yarakları sokup çıkardıkça
amı da sulanmaya başlamıştı. Ağarmış
amının ve götünün kılları zevk sularıyla
kaplanmıştı şimdi.
O sırada Şakir’e, “Sen
devam etmek ister misin?” diye sordum. Şakir
şaşırmış gibiydi, önce ne olduğunu
anlayamadı, ama sonra 'Olur!' anlamında başını
salladı. Ben doğrulup kalkınca, Şakir benim gibi
karısının arkasında dizlerinin üzerine çöktü. Muhsine’nin
biri amında, diğeri götündeki iki yarağı diplerinden
tutarak sokup çıkarmaya başladı.
Muhsine’nin bantlı
ağzından sürekli inleme sesleri geliyordu. Zevk alıyordu Muhsine
kocası amına ve götüne plastik yarakları sokarken. Şakir
ise, “Böyle iyi mi karıcığım? Ha? Söylesene güzelim, hoca
da böyle mi sikiyordu seni? Zevk alıyor muydun ondan da,
bağırtıyor muydu seni?” deyip duruyordu. Şakir gerçekten
manyak çıkmıştı.
Bunlar devam ederken Aysel’in
bakışları bizdeydi. Muhsine amında ve götünde iki plastik
yarakla sikilirken o boş kalmıştı. Aysel’i daha fazla
bekletmeye gelmezdi. Arkasına geçtim, Aysel sikilmeyi çok istiyordu, göt
yanaklarına birkaç tokat attım. Tombul ve beyaz göt yanakları
löpür löpür sallandı. Yarağımı yavaşça bastırmaya
başladım amına. Aysel’den derin derin inlemeler gelmeye başlamıştı.
Ağzı bantlı da olsa kolayca anlaşılıyordu zevk
aldığı. Yarağım bir süre sonra etli amına
taşaklarıma kadar girmişti.
Ben de büyük zevk
alıyordum. Amına önce yavaş sonra hızlı ve seri
şekilde girip çıkmaya başladım. Aysel deli gibi inliyordu,
amına büyük bir güçle pompaladığımdan omuzları
karyolanın demirlerine vuruyordu. Şakir ise yanımda aynı
şekilde söylenip, karısının amına ve götüne plastik
yarakları sokmaya devam ediyordu. İki kadının da elleri ve
ağızları bağlıydı. Ama bu zevk almalarına
engel değildi. Sadece aldıkları zevki doyasıya
yaşayamıyorlardı. Ama Aysel’i deli gibi sikerken aklıma
elini ve ağzını çözmek gelmiyordu doğrusu.
Aysel’in omuzları demirlere vuruyor, eski karyola gacır gucur sesler
çıkarıyordu. Aysel sürekli başını sağa sola
oynatıyordu bu arada. Dördümüz de büyük zevk alıyorduk. İki
kadın da başlarını deli gibi sağa sola
oynatıyorlardı. Omuzları birbirine değiyor,
aldıkları zevkle kendilerinden geçiyorlardı. Aysel’in tombul göt
yanakları kasıklarım çarptıkça titriyor, sallanıyordu.
Bu ara Aysel’in de amından Muhsine’ninki gibi osuruğa benzer sesler
gelmeye başladı. Amı yarağımı dibine kadar
alıyordu, iki kadının amı da derin ve sıcak bir
kuyuydu sanki. Aysel’in amı fırın gibiydi.
Başparmağımla göt
deliğine bastırmaya başladım. İlk boğumuna kadar
aldı ilk anda. Ardından tamamını soktum içine. Aysel’in
götünü daha önce sikmiştim, ama Muhsine’ninki kadar geniş
değildi elbette. Aysel’in amına hızlıca girip çıkmaya
devam ederken, yan tarafımızdaki Muhsine’nin inleme sesleri
çoğaldı. Sikişmeyi seven bir kadındı Muhsine.
Amındaki ve götündeki yaraklar onu boşaltmıştı.
Şakir aynı şekilde çalışıyordu
karısının arkasında. “Boşaldın mı
aşkım? Geldin mi?” diyordu ha bire.
Benimse gelmeme daha vardı.
Muhsine boşalınca hareketsiz kalmış gibi durdu bir süre.
Aysel ise az önce Muhsine gibi inlemeye başlamıştı.
Boşalıyordu Aysel. Uzun inlemeler eşliğinde
boşalmıştı. Belli ki onu benden sonra kimse
sikmemişti. Uzun sürdü Aysel’in boşalması.
Bense bir süre daha devam ettim.
Başparmağım göt deliğinde yarağım
taşaklarıma kadar amındaydı. Boşalmaya yakın daha
sert girip çıkıyordum Aysel’in amına. Aysel’in omuzları
demirlere çarptıkça kemik sesleri geliyordu. Karyola zangırdarken ben
de amına büyük bir zevkle boşaldım. Bir süre daha gidip geldim
amında. Çıktığım zaman yarağımın üzeri
amının ve benim zevk sıvıları ile
kaplanmıştı. Aysel’in kasıklarına akıyordu
amının sıvıları.
Aldığım zevkle
inliyor, odanın içinde geziniyordum. Aysel ve Muhsine birbirlerine
bakıyorlardı, ikisi de büyük zevkle boşalmıştı.
Aysel için bugün ilkti bu, ama son olmayacaktı. Tabii Muhsine için de son değildi...
[Osman]
|