Ah Bu Töreler Seks Hikayesi 48. Bölüm! (Osman 30 Y., Konya / Türkiye)
İki
kadının da başlarını demirlerin arasından
çıkardım. İkisinin de yüzü terden sırılsıklam
olmuştu. Ağızlarındaki bantı açtım, ellerini
çözdüm. Soluk soluğa kalmışlardı. Hızlı
hızlı nefes alıp verdiler bir süre. Sabahtan beri banyo
yapmamıştım. Banyoya geçtim ve şofbeni açtım.
Sıcak suyun altında yıkandım bir süre. Bugün epey enerji
harcamıştım, ama Aysel’den intikam alma düşüncesi beni
canlı tutuyordu.
O ara banyonun kapısı açıldı. Aysel kapının
önündeydi. Ben bir şey demeden soyunmaya başladı, az sonra
çırılçıplak karşımdaydı. Aysel’in vücudu kar
gibiydi, Muhsine gibi kıllı değildi üstelik. Amının
önünde bir miktar alınmamış, uzamış kıl
vardı. Memeleri yaşına göre diri ve dolgundu. Onu çıplak
görmeyeli epey olmuştu. Banyonun küçük teknesinin içinde iki kişiydik
şimdi. Konuşmadan birbirimizi yıkamaya başladık.
Lifi iyice sabunladım. Aysel’in vücudunu usulca sabunlamaya
başladım.
Lifi
tutan elim vücudunda gezinirken, Aysel de, “Iğmm, uğhh!” diye
hafiften inliyordu. Memelerini, kalçalarını, amını, götünün
yanaklarını iyice sabunladım. Ona, “Ellerini duvara daya, iyice
domal!” dediğimde Aysel iki elini duvardaki musluğa koyarak iyice
domaldı. Çömeldim arkasında, kar gibi göt yanaklarını iki
yana ayırdığımda kıllı göt deliği göründü.
Lifin ucuyla deliğine sabun sürmeye başladım. Aysel’den, “Uğhh,
ağhh, ığmm!” sesleri daha çok çıkmaya başladı.
Ben lifi parmağımın ucuyla göt deliğinin ağzında
gezdirirken Aysel bir elini amına attı, amını şiddetle
ovalamaya başladı. Gittikçe daha çok inliyordu Aysel. Onun inlemeleri
yarağımı kaldırmaya başlamıştı yeniden,
ama yine de biraz ağzına alması gerekliydi. Ona, “Yarağımı
ağzına alman gerek!” demem yetti. Aysel önce doğruldu ve küçük
teknenin içinde önümde çömeldi. Yarağımı önce eliyle biraz
sıvazladı ardından ağzına aldı.
Deli gibi yalıyordu Aysel yarağımı. Aç bir kurt gibiydi.
Yarağımı özlediği belliydi. Taşaklarımı
avuçluyor, yarağımın kafasını dilliyor,
boğazına kadar sokup çıkartıyordu. Aldığım
zevkle yarağım kazık gibi olmuştu yine. Birkaç sefer, “Tamam,
hadi domal!” dedikten sonra Aysel yalamayı bıraktı ve bir
çırpıda önümde domaldı yeniden. Aysel’i bu kez götünden sikmek
istiyordum. Lifi tekrar aldım ve göt deliğinin ağzını
sabunladım iyice. Yarağımı da epey sabunladım bu
arada.
Aysel götünden sikileceğini anlayınca, “Ne olur canımı
yakma, Hacer gibi olmak istemiyorum!” dedi kısık sesle. Hacer’in
götünü kuru kuru siktiğimden göt deliğinde yırtılma
olmuştu. Aysel’e, “Korkma, iyice sabunladım!” dedim ve
yarağımı sıvazlamaya başladım. Aysel az önceki
gibi musluktan tutunmuştu yine. Bacaklarını iki yana
ayırmasını söyledim. Yarağımın kafasını
sabunlu göt yarığına sürtmeye başladığımda
Aysel’den yine inleme sesleri gelmeye başladı.
Ben de büyük zevk alıyordum o sıra. Aldığım zevkle bir
süre yarağımı göt yarığına sürtmeye devam ettim.
Ardından iki elimle göt yanaklarını iyice ayırdım,
sabunlu ve kıllı göt deliği yine karşımdaydı.
Yarağımı yavaş yavaş bastırmaya
başladım götüne. İki elimin başparmağıyla iyice
ayırdım göt deliğini. Yarağımın kafası az da
olsa içine girmeye başlamıştı. Yarağımı
tutup götünü zorlamaya başladım Aysel’in. Göt deliği tahminimden
daha kolay alıyordu yarağımı.
Aysel’den de acı feryatlar çığlıklar yerine, derinden
inleme sesleri geliyordu. Yarağım yarısına kadar götüne
girmişti şimdi. Bir süre o şekilde bekledim. Aysel
hızlı hızlı nefes alıp veriyor, ara ara
başını arkaya atıyordu. Sürekli, “Canımı yakma,
lütfen, canımı yakma!” diyordu. Ben de onu sakinleştirmeye
çalışıyordum. Yavaşça yeniden yüklenmeye başladım
götüne. Zorlamamla birlikte Aysel’den, “Ağhh, ağhh, acıyor,
ağhh, çıkart!” sesleri gelmeye başladı. Onu susturmak için
biraz daha bekledim götünde. Aysel ise başını sağa sola
oynatıyordu devamlı. Götünden çıkmam için adeta
yalvarıyordu. Bir süre sonra sesleri azaldı. Ben de yeniden
yüklenmeye başladım.
Bu sefer istediğim olmuştu. Aysel hırıltılı
sesler eşliğinde inliyor, hızlıca nefes alıyordu, ama
bunun dışında acı çektiğine dair bir şey yoktu.
Zorladıkça yarağım nerdeyse taşaklarıma kadar götüne
girmişti. Göt deliği Muhsine’ninki gibi geniş değildi,
yarağımı sıkıyordu. İçinde ileri geri hareket
etmeye başladım. Aysel’in göt deliği gidip geldikçe
açılmaya başlamıştı, daha rahat hareket edebiliyordum.
Kalçalarından sıkıca tutuyordum onu. Ellerim sabunlu
kalçalarının üzerinde kayıyordu zaman zaman.
Aysel teknenin içinde bir o yana bir bu yana götünü sallıyordu, ona rahat
durmasını söyledim. Acı çekiyordu, ama buna
alışması lazımdı. İkazlarım işe
yaramadı. O götünü salladıkça ben rahatsız oluyordum. Götünde
rahatça çalışamıyordum. O zaman göt yanaklarına
şiddetli birkaç tokat attım. Islak göt yanaklarından çıkan
şiddetli sesler banyoda yankılandı. Göt yanakları löpür
löpür sallandı. Aysel’den de, “Ağhh!” diye bir feryat geldi.
Tokatlarım işe yaramıştı, Aysel önümde put gibi
duruyordu şimdi.
Götünde
şiddetle çalışmaya başladım. Yarağım ileri
geri hareket ettikçe göt deliği açılmaya
başlamıştı. Aldığım zevkle, “Oğhh,
böyle iyi mi, böyle sikildin mi hiç, iyi mi böyle, konuşsana, böyle yarak
gördün mü?” diye söylenip duruyordum.
Derken
yanımda Muhsine ve Şakir bitiverdi bir anda. Ben Aysel’i götünden
sikerken onlar da sinema izler gibi bakıyordu bize. Muhsine
çırılçıplaktı. Vücudu pamuk gibi beyazdı. Muhsine’nin
memelerinin ucunda, karnında, göbeğinde ve kollarında da
alınmamış siyah tüyler vardı. Vücudundaki kıllanma
olmasa, yada tedavi görse her erkeğin sikmek isteyeceği türden bir
kadındı oysaki. Memeleri Aysel’inkilerden büyüktü, ama
sarkmışlardı. Karnının üzerine düşüyordu
memeleri.
Muhsine bir elini memelerine atmış, diğeriyle de amını
ovalıyordu. Aysel, “Ağhh, ığmm, ağhhh, ığhh!”
diye başını sağa sola sallarken, Muhsine ayakta kendini
tatmin ediyordu. Aysel’in gittikçe açılan göt deliği daha rahat
hareket etmemi sağlarken, Aysel’in acı inlemeleri de azalıyordu
yavaş yavaş. Bunda yarağımı ve göt deliğini iyice
sabunlamamın etkisi vardı. Aysel bir eliyle musluktan diğeriyle
de duvardan tutunmuş, başını sağa sola oynatıp
duruyordu, “Uğhh, ağhh!” diye uzun uzun inliyordu bu arada.
Yarağım nerdeyse taşaklarıma kadar giriyordu götüne. O
haldeyken durdum bir ara. Koca yarağım göt deliğinin içinde
kaybolmuştu. Aysel’in götten sikilirken tıpkı Muhsine gibi zevk
alıyor olması beni memnun etmişti. Dibine kadar giren
yarağımı bu sefer tamamen çıkardım. Göt deliği
bir süre açık kaldı. Göt yanaklarını tekrar
ayırdım ve açık kalan deliğine soktum
yarağımı. Aysel’den hızlı hızlı, “Ağhh,
ığmm, ayy, ağhh!” sesleri gelmeye devam ederken, ben götünde
hızlıca çalışıyordum. Amı kadar geniş
değildi elbette, ama ilk andaki gibi dar da değildi şimdi. Aysel
bir eli halen muslukta, diğeriyle duvardan sıkıca tutunurken,
yanımdaki Muhsine de bir eli memelerinde diğeri amında kendini
tatmin ediyordu. Şakir de kalkmayan sikini okşamakla meşguldü bu
sırada.
Aysel bana oyunlar oynamıştı. Önce Emine’yi başıma
sarmıştı, sonra da Hacer’i. En sonunda da Muhsine’yi üstüme
salmıştı. Aysel’in götüne girip çıkarken ondan intikam
aldığımı hayal ediyordum. Bugün kaç kere
boşaldığımı bilmesem de, yarağım bu intikam
düşüncesiyle kalkmaya devam ediyordu. Aysel’in koca memeleri löpür löpür
sallanırken kalçasındaki sağ elimi memesine attım.
Sıkıca avuçlayıp okşamaya başladım memesini. Sol
elimse halen kalçasındaydı. Aysel hafifçe doğruldu memesini daha
iyi kavrayabilmem için. Nerdeyse ayakta dik duruyormuş gibiydi bu
pozisyonda.
Göt yanakları iki koca tepe gibiydi Aysel’in ve yarağım bu iki
tepenin arasında kalmıştı şimdi. Dakikalardır
götünde çalışıyordum. Artık dayanacak durumda
değildim. Çok yorulmuştum. Kendimi daha fazla tutamadım ve
yarağımda döl niyetine ne kaldıysa hepsini Aysel’in göt
deliğine bıraktım. O ara Aysel’de nefes nefese
kalmıştı. Sağ memesini tutan elimi sıkıca
kavramıştı.
Kendimi geriye çekerek götünden çıktım. Yarağım delikten
tamamen çıktığında Aysel’in götünden de sağlam bir
osuruk sesi geldi. Muhsine ve Şakir kıkır kıkır
gülerken, ben artık bu seslere alışkın olduğumdan hiç
gülmedim. Aysel ise kendisine gülünmesinden fena rahatsız olmuştu.
İkisine birden sağlam bir küfür etti. İkisi, küfrü yiyince
içeriye geçtiler.
Şofbeni açtım ve yıkanmaya başladım. Aysel de ahlaya
ıhlaya doğruldu iyice ve o da sıcak suyun altına girdi. Birlikte
yıkandık iyice. Aysel, “Şu ikisini siktir edeyim de, bu gece
bende kal. Hem korkma, kamerayı da alırım onlardan. Seni tehdit
edemezler. Bu gece beni bırakma!” demeye başladı. Aysel’in
sözleri hoşuma gitmişti. Benimle birlikte olmaktan zevk
aldığı belliydi. Islak yanağına bir öpücük kondurdum,
“Boş ver şimdi onları, ben çok acıktım!” dedim. Aysel,
“Dolapta da bir şey yok, bugün yemek yapamadım...” dediğinde
gülmeye başladım. Evinde sabahtan beri sikiş
yaşanıyordu, bu arada nasıl yemek yapacaktı ki?
Aysel, “Dışardan söyleyelim!” dedi, “Bana uyar!” dedim. Duşun
altından çıktık. Kurulandıktan sonra Aysel banyonun
zemininde duran giysilerini giyindi. Bense havluyu belime sardım.
İçeri geçtik. Muhsine ve Şakir’e dışardan yemek
söyleyeceğimizi söyledim. İkisi de acıktıklarını
söyledi. Aysel bize dışardan pide söyledi telefonla. Pidelerin
gelmesi 15-20 dakikayı bulacaktı. Bu ara Şakir, “Osman sen benim
karıyı sikmedin, hep Aysel hocaya çalıştın, biraz da
şu bizim tipsizi siksene!” dedi gülerek. Aysel yoktu yanımızda o
bunu söylerken. Yoksa Şakir’e yeniden küfrederdi. Muhsine ise sessiz
kaldı bu söze.
“Yemekten
sonra olur!” dedim gülerek. Yemeği beklerken bir anda kapı
çalındı. Aysel salonun kapısını kapatıp, “Sessiz
olun, ben bakayım!” dedi. O telaşla Muhsine yerde duran üstünü
başını giyinmeye çalışırken, ben ve Şakir
birbirimize bakıyorduk sadece. Derken dış kapının
açılma sesi geldi. Aysel ve bir kadının konuşmaları
geliyordu. Hacer’in sesine benzettim. O ara konuşmalarına bir
adamın da sesi karıştı.
Aysel adama, “Misafirlerim var!” dese de, adam ısrarla girmek istiyordu.
Aysel’in bütün çabaları sonuçsuz kalmıştı. En sonunda, “Siz
bekleyin biraz burada!” dedikten sonra kapıyı kapadı. Hızla
salonun kapısını açıp, “Çabuk toparlanın, hadi!” dedi.
O ara telaşla üzerimizi giyindik. Nasıl giyindiğimizi, yerdeki
plastik yarakları, etrafı nasıl
topladığımızı hatırlamıyorum.
Birkaç dakika içinde toparlanmış, giyinmiştik. Muhsine
başındaki türbanla çenesini de bağlamıştı yine.
Çenesindeki alınmamış tüylerin görünmesini istemiyordu.
Başını hiç kaldırmadan yere bakıyordu. Aysel
kapıyı açıp misafirlerini içeri aldı. Önden Hacer, arkadan
orta boylu, zayıf, hafif kel ve bıyıklı bir adam içeri
girdi. Adam bize selam verdikten sonra yerdeki minderlerin üzerine oturdu.
Hacer sabahki kıyafetiyleydi, ellerini önünde birleştirmiş, yere
bakıyordu, ayaktaydı. Aysel, “Bu İhsan bey, bu da
hanımı Hacer hanım!” diyerek bize
tanıştırdı. İhsan tekrar başıyla bize selam
verdi.
Hacer ve Muhsine birbirlerini tanımıyorlardı. O ara Aysel,
“İhsan bey gel bakalım...” diyerek, ona ve Hacer’e içeri odaya
geçmelerini işaret etti. Hacer odadan çıkarken göz ucuyla bana
baktı. Yüzünden acı çektiği anlaşılıyordu. Ne
için gelmişti acaba? Onlar içeri geçince biz de rahatladık. Birkaç dakika
sonra İhsan yanımıza geldi, Aysel de odanın kapısını
kapattı. Aysel içerde Hacer’le baş başa kalmıştı.
İhsan
kırk yaşlarında, saçları kırlaşmaya
başlamış bir adamdı. Kendi halinde sessiz birine
benziyordu. “Benim hanımın bir rahatsızlığı var
da, onu getirdim hocaya. Bir baksın neyi var, neyi yok!” dedi gülümseyerek.
Karısını sikmiştim bugün İhsan’ın, ama haberi
yoktu tabi ki. Hatta karısının göt deliğinde
yırtılma olmuştu sikerken. Belki de karısının
çektiği acı nedeniyle onu Aysel’e getirmişti. Kendisi onca
yıllık evli olmasına rağmen bir kere bile sikememişti
karısının götünü. Oysa ben götünü yırtmıştım
Hacer’in. Şakir ve ben bir ağızdan, “Geçmiş olsun!” derken
kapı çalındı.
Sonunda pidelerimiz gelmişti. Ben ödemesini yapıp içeri geçtim.
Pidelerden yükselen koku açlığımı daha çok hissettirdi
bana. Aysel’in gelmesini bekledik bir süre. Kısa süre sonra önden Aysel,
arkadan Hacer geldi salona. Hacer gene elleri önünde kenetli, başı
öne eğikti. Tepsideki pideleri gören Aysel, “Hadi durmayın, buyurun!”
dediğinde, İhsan, “Hocam biz gidelim!” dedi. İhsan bize tekrar
selam verip çıkarken, Hacer yine göz ucuyla baktı bana. Sanki, (Çektiğim
acıların sebebi sensin!) der gibiydi. Onlar gidince hepimiz yumulduk
pidelere. Çok acıkmıştım. İyice doyurdum
karnımı.
Yemekten sonra birer sigara yaktık. Aysel Hacer’le ilgili bir şey
demediğinden, ben de bir şey sormadım. Yemekten sonra son bir
sefer Muhsine’yi sikecektim. Kocasına söz vermiştim çünkü. Şakir
bana bakıp, “Osman hadisene, sik şu karıyı!” demeye
başladı yine. O ara Aysel, “Tövbe, tövbe!” diyerek
başını sallıyordu sağa sola. Muhsine sessizdi.
Başını önüne eğmişti yine. Karnımı doyurmak
beni kendime getirdi yeniden.
Onların bakışları arasında üzerimdekileri
çıkardım ve yeniden çırılçıplak kaldım. Yere
sırt üstü uzandım, “Evet hanımlar, sırada yarak yalama
yarışması var, kim daha iyi yalıyormuş görelim
bakalım!” dedim kahkahayla. Aysel ve Muhsine bir süre birbirlerine
baktılar, önce kimin yalayacağına karar verememişlerdi. O
zaman ben, “Evet Aysel hoca, göster marifetini!” dedim.
Aysel minderlerin üzerinde, önümde köpek gibi domalıp
yarağımı ağzına aldı, usul usul yalamaya
başladı. Bir süre sonra ise daha çok somurmaya
başlamıştı yarağımı. Elleriyle yerden destek
alıyor, gözleri sürekli bende, yaladıkça yalıyordu. Ben de büyük
zevk alıyordum doğrusu. Aysel iyi biliyordu bu işi. Birkaç
dakikanın sonunda yarağımı kazık gibi
yapmıştı. Sonunda yalamayı bıraktığında
yarağım Muhsine’nin amına girmek için hazırdı.
Muhsine yanımızda aynı şekilde otururken doğruldum.
Şakir karısına, “Kız hadi domal, öyle mal mal bakma!”
dediğinde, Muhsine sessizce ayağa kalktı, Aysel’in oturduğu
koltuğa ellerini dayayarak domaldı. Giyinikti, Hacer ve kocası
geldiği zaman tamamen giyinmişti üstünü. Şakir
soyunmasını söylediğinde, “Sikecekse böyle siksin,
sıkıldım soyun giyin, soyun giyin!” dedi.
“Benim için sorun yok!” dedim, ayağa kalktım. Yarağım kazık gibiydi. Muhsine’nin
pardesüsünü altındaki etekle beraber beline topladım. Gene
paçalı külotunu çoraplarının içine sokmuştu. Külotunu
sıyırdım dizlerine. Muhsine bacaklarını mümkün
olduğunca ayırdı. Ona, “Biraz daha öne doğru eğil!”
dediğimde, dirseklerini kırarak eğildi. Bu şekilde göt
deliği yarağımın karşısına gelmişti.
Yarağımı tuttum ve kıllı göt deliğine sürtmeye
başladım. Muhsine, “Iğmm!” diyerek inlemeye
başlamışken, açık duran göt deliğine bastırmaya
başladım yarağımı.
Yarağımın kafası ilk anda içine girmişti. Şakir
ayakta, yanımızda durmuş, elini sikine atmıştı. O
da benim gibi tamamen çıplaktı. Yarağım karısının
göt deliğine girdikçe, Şakir, “Uğhh, evet, işte böyle!”
demeye başlamış, elini sikinden çekmez olmuştu. Muhsine'nin
göt deliğinin oldukça genişlemiş olması acı
çekmemesini sağlıyordu. Yarağım kısa süre sonra
taşaklarıma kadar götündeydi. Kalçalarından sıkıca
tutarak götüne pompalamaya başladım. Muhsine, “Ağhh, ayy,
ığmm, oğhhh, oğhh!” demeye başladı bu kez.
Muhsine’nin götüne pompaladıkça yarağımla beraber hava da girip
çıkmaya başlamıştı yine ve her seferinde 'Zort, zort!'
diye sesler geliyordu götünden. Muhsine sikilirken yine zevk almaya
başlamış, uzun uzun inliyordu. Şakir de, “Sik orospuyu, sik
onu, osurta osurta sik, devam et!” derken, ben aynı tempomla götüne girip
çıkıyordum Muhsine’nin. O sırada Şakir Muhsine’nin önüne
geldi, “Bi dakka bekle!” dedikten sonra Muhsine’nin ellerini
dayadığı tekli koltuğu kenara çekti ve karısına
kendi kalçalarından tutmasını söyledi. Muhsine kocasının dediğini yaparak Şakir’in
kalçalarına ellerini dayadı.
Şakir,
“Hadi yala yarağımı yavrum, aç ağzını, yala
yarağımı!” dediği zaman, Muhsine itiraz etmeden
kocasının sikini ağzına aldı. Muhsine kocasıyla
benim aramda kalmıştı şimdi. Ben götünü sikerken o da
kocasının sikini ağzına alıyordu. Şakir’in
kalkmayan siki Muhsine’nin ağzındaydı. Muhsine’den boğuk
sesler geliyor, Şakir ise deli gibi inliyordu.
Karı
kocanın aralarındaki konuşmalardan, birbirlerine
bakışlarından anladığım kadarıyla,
Şakir yarağı kalkmaz olunca karısının kendisini
aldatmasından korkmuştu. Muhsine’nin kendisinden habersiz olarak bir
erkekle sikişmesine katlanamayacağı için onu kendi elleriyle
başkalarına siktiriyordu. Ve o nedenle karısının
başka erkeklerle kendi gözü önünde sikişmesini istiyordu. Bu
şekilde karısının kendisini
aldatmadığını düşünüyor ve karısı
başkalarıyla çatır çatır sikişirken bundan büyük zevk
alıyordu.
O ara Şakir, “Oağhh, oağhh!” diye deli gibi bağırmaya
başladı. Bense daha güçlü şekilde sikiyordum Muhsine’yi. Yarak
darbelerimle Muhsine öne doğru atılıyor, düşmemek için
kocasına daha çok yaslanıyordu. Derken Şakir bir anda kendini
geri çekti, acı içinde feryat ediyordu, “Amına koyduğumun
orospusu!” diyerek karısına vurmaya başladı. Ben ne
olduğunu anlayamadım önce. Muhsine’nin kalçalarından
sıkıca tutuyordum. Ama konu anlaşılmıştı,
Muhsine Şakir’in sikini ısırmıştı. Diş
izleri sikinin üzerinde belli oluyordu. O sırada Aysel kalkıp
Şakir’in elini tuttu, “Vurma kadına, pezevenk!” diye
bağırdı.
Muhsine kenardaki koltuğa tutunarak tekrar destek alırken
ağlıyor mu yoksa zevk mi alıyor anlamadığım
şekilde sesler çıkarıyordu. Kavga moralimi ve konsantrasyonumu
bozmuştu. Muhsine’nin götünden çıktım bir anda. Şakir
ayakta duruyor, kendi kendine söyleniyor, sakinleşmeye
çalışıyordu. Muhsine başını sağa sola
sallarken ben yine götüne girdim. Bir süre daha pompaladım. Ama sonunda
boşaldım. Artık akıtacak dölüm kalmamıştı.
Ama yine de zevk almıştım.
Muhsine’nin götünden çıktığım zaman Şakir banyoya
gitmişti. Muhsine de doğruldu, bana bakıp, “Niye sen benim kocam
olmadın?” dedi. Gözlerinden birkaç damla yaş süzülüyordu. Sessizce
üzerini toparladı. O ara Şakir de geldi ve o da sessizce giyindi.
Bana bir şey demeden ikisi de arka odaya geçtiler. Aysel’le
konuştular bir süre.
Onlar çıkarken Aysel’de yanıma geldi. Elinde beni gizlice çektikleri
kamera vardı. Kamerayı bana uzatıp, “Al şunu!” dedi. Aysel
sözünü tutmuştu, beni tehdit etmekten vazgeçmişti
anlaşılan. Aysel’den çok korktukları için de Şakir bir
şey diyememişti. Bu geceden tek kazançları, benim
aldığım yüzük olmuştu.
Banyoya geçtim. Kısa süre yıkanıp, kurulandım. İçeri
döndüğümde, Aysel, “Gitme, bu gece kal bende!” demeye başladı
yeniden. Ben, “Olmaz, bütün gün buradaydım, gitmem gerek, karım merak
etmiştir şimdi!” dediğimde, Aysel, “Merak etme, ben arar
söylerim kalacağını!” dedi. Çok şaşırdım,
“Ne demek istiyorsun?” dediğimde, Aysel gülerek, “Bilmiyor musun?” dedi.
“Neyi? Ne geveliyorsun anlat, karıma ne söyleyeceksin?” dedim sinirle.
Aysel,
“Karın, senin geçen sefer benim yatağıma girdiğini biliyor,
sana söylemedi mi?” diye sordu. Bir yaşıma daha girmiştim,
“Neler saçmalıyorsun” dedim. Aysel, “Karına gebe kalmak istiyorsan
Osman benim yatağıma girmelidir dedim!” dedi. Yani karım benim
Aysel’le yattığımı biliyordu. Gerçekten de o gece eve
dönmemiştim ve karım bana tek laf etmemişti. Aysel kıs
kıs gülerken telefonunu aldı ve karımı aradı,
telefonun hoparlörünü de açtı bu arada.
Karımla telefonda konuşmalarını duyuyordum. Aysel
karıma, “Osman yanımda, merak etme. Bu gece bende kalacak!”
dediğinde, karım, “Tamam hocam, anladım ben!” dedi. Sesinde
kocasını başka bir kadınla paylaşıyor
olmasından dolayı bir kırgınlık yada üzüntü
namına bir şey yoktu. Benimle nasıl konuşuyorsa aynı
şekilde konuşuyordu.
Aysel telefonu kapadığında ağzım açık
kalmıştı. Karım Aysel’e sandığımdan daha
bağlıydı. Aysel bakışlarımdaki tuhaflığı
fark etmişti. Bana, “Karın bana sık sık gelir, misafirim
olur diğer kadınlarla beraber. Bana fal baktırır, içini
döker bana. Sana çok bağlı, seni kaybetmek istemiyor. Karın
senin sandığın kadar saf biri değil Osman. O çok şey
biliyor. Ama dedim ya, seni çok seviyor. Seni kaybetmek istemediği için de
senin yediğin haltlara ses çıkarmıyor!” dedi.
Ben karımı saf biri sanıyordum, oysaki uyanık
çıkmıştı. Terlemeye başladım. Aysel’e, “Ne
biliyorsan anlat!” dedim. Aysel gülümseyerek, “Peki, hazır
mısın anlatacaklarıma?” dediğinde, hazır olup
olmadığımı bilmiyordum...
[Osman]
|